 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Yirminci Hukuk Dairesi
E. 1994/7207
K. 1994/12657
T. 25.10.1994
* ORMAN SINIRLAMASINA İTİRAZ
* HAZİNE LEHİNE ORMAN DIŞINA ÇIKARMA
* TAPUNUN HUKUKİ DEĞERİNİ YİTİRMESİ
* HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE
ÖZET : Bir yerin Orman Kanununun 2896 sayılı Kanunla değişik 1/i maddesinde
yazılı olduğu gibi, özel yasası uyarınca devlet ormanından ayrılmış (tefrik
edilmiş) yer olması sebebiyle orman istisnalarından sayılabilmesi için,
sadece çevresinin bu yasa uyarınca tevzie tabi tutulmuş olması yeterli
olmayıp, o yerin de 3573 sayılı Kanunun ve Tatbik Nizamnamesinin öngördüğü
biçimde mevcut deliceliklerin aşılanması suretiyle zeytinlik olarak ıslahı,
korunması ve bunun sonucu olarak da aslında devletin hüküm ve tasarrufu
altında bulunan bu yerin Tarım Bakanının onayı ile ilgilisine tevzii ve
Valilikçe adına tapuya bağlanması gerekir. Davacıların nizalı yere ilişkin
tarla nitelikli dayanak tapu kayıtları, taşınmazların 1941 yılında yapılan
sınırlandırma sırasında devlet ormanı olarak belirlenmesi nedeniyle hukuki
değerini yitirmiştir. Artık davacılar, hukuki değerini yitiren bu tapu
kayıtlarına dayanamayacakları gibi, nizalı yerler 3573 sayılı Kanun uyarınca
tevzi edilmiş olmadığından, sözkonusu yasa hükümlerinden de yararlanamazlar.
Ayrıca, orman gibi kamuya ait malların tapulama yoluyla özel kişiler adına
tesbit ve tesciline karşı Hazine ve Orman yönetimi tarafından açılacak
davalarda, 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde yazılı hak düşürücü süre
uygulanmaz. Bu sebeplerle 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B
madde uygulamasıyla çekişmeli taşınmazın Hazine lehine orman dışına
çıkarılmasına itiraz eden davacıların korunmaya değer bir hakları ve davayı
açmakta hukuki yararları yoktur.
(6831 s. OK. m. 2/B) (4785 s. OKDK. m. 1/i) (3573 s. ZIK. m. 4) (3402 s.
Kadastro K. m. 12/3)
Taraflar arasındaki orman sınırlamasına itiraz davalarının birleştirilerek
yapılan yargılaması sonunda, davaların kısmen kabulü ve kısmen reddi yolunda
kurulan 2.6.1994 günlü hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi
davalılar vekilleri tarafından istenilmekle; dosya içindeki tüm belgeler
incelenip, gereği düşünüldü:
Davacılardan Süleyman, Kaş-Kalkan Köyü, Ortaalan Mevkii'ndeki 8 parsel sayılı
taşınmazın 40 dönümlük kesiminin; Turan ise, 9 sayılı parselin tamamının
orman tahdit sınırı içerisine alınıp, Hazine lehinde dışarı çıkarılmasına
itiraz etmiş; mahkemece, tapulamanın kesinleşmesinden itibaren on yıllık
sürenin geçmesinden sonra, tapulamaya tekaddüm eden iddiaların
dinlenemeyeceğinden ve dolayısıyla buna dayalı işlem yapılamayacağından;
esasen, taşınmazların tümüyle Kanunuevvel 1928 tarih 1, Teşrinievvel 1929
tarih 1 ve 18.6.1972 tarih 8 numaralı tapular kapsamında olup; çevresi 3573
sayılı Yasa uyarınca tevzie tabi tutulmuş bulunduğundan, anılan yasa uyarınca
ormandan tefriki gereken ve Orman Kanununun 1/j maddesinde yazılı orman
istisnalarından bulunduğundan ve bu tür davalarda Hazineye husumet
yöneltilemeyeceğinden bahisle, Hazine aleyhindeki davanın bu gerekçe ile
reddine; Orman Yönetimine yöneltilen davanın kabulüne ve 2/B işleminin
iptaline; dava konusu yerlerin Orman Kanununun 1. maddesi uyarınca orman
sayılmayan yerlerden olduğunun tesbitine karar verilmiş; hüküm, Hazine ve
Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece toplanan deliller yazılı biçimde hüküm kurulmasına elverişli
değildir.
Dosya kapsamına, getirtilen tapulama ve orman tahdit tutanakları ile
haritalarına, dayanak kayıtlara ve yerinde yapılan uygulamaya göre, çekişmeli
taşınmazlardan 9 sayılı parselin tamamı ile 8 numaralı parselin dava konusu
edilen 56.568 metrekarelik bölümünün 22.7.1942 günlü Resmö Gazete ile ilan
edilerek kesinleşen orman sınırlandırılması sırasında orman içerisine
alındığı; 20.6.1988 tarihinde askıya çıkarılan ve süresinde açılan eldeki
davanın konusunu oluşturan 6831 sayılı Orman Kanununun 3302 sayılı Yasa ile
değişik 2/B maddesi uygulamasıyla Hazine lehinde dışarı çakırıldığı ve
çekişmeli yerlerin davacıların dayandığı tapu kapsamında ve zilyetliklerinde
bulunduğu saptanmıştır.
Davacılar tapusu, 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin
Aşılattırılması Hakkında Yasanın 4/1. maddesi uyarınca oluşmuş bir kayıt
değildir. Bir yerin Orman Kanununun 2896 sayılı Yasa ile değişik 1/i
maddesinde yazılı olduğu gibi özel yasası uyarınca Devlet ormanından tefrik
edilmiş yer olması sebebiyle, orman istisnalarından sayılabilmesi için,
sadece çevresinin bu yasa uyarınca tevzie tabi tutulmuş bulunması yetmez. O
yerin de 3573 sayılı Yasanın 4. maddesinde ve Tatbik Nizamnamesinin 19.
maddesinde öngördüğü biçimde mevcut deliceliklerin aşılanması suretiyle
zeytinlik olarak ıslahı, korunması ve bunun sonucu olarak esasında devletin
hüküm ve tasarrufu altında bulunan bu yerin Tarım Bakanının onayı ile
ilgilisine tevzii ve Valilikçe adına tapuya bağlanması gerekir. Çekişmeli
taşınmazlara ait kayıtlar tarla niteliklidir. Kapsamlarının 1941 yılında
yapılan sınırlamada Devlete ait orman olduğu belirlendiğinden, kayıtlar
hukuki niteliğini yitirmiştir. Artık, bu kayıtlara dayanılamayacağı gibi,
taşınmazlar 3573 sayılı Yasa uyarınca tevzi edilmediğinden, davacıların bu
yasa hükümlerinden yararlanmaları da sözkonusu olamaz. Bunun yanında,
Yargıtay 8.5.1987 gün ve 1986/3 esas, 1987/4 karar sayılı İnançları
Birleştirme Kararı ve buna bağlı olarak oluşan kökleşmiş ve kurallaşmış
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Daireler Kararları uyarınca, orman gibi kamuya
ait malların özel kişiler adına tapulama yoluyla tesbit ve tesciline karşı
açılacak davalarda 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesindeki on
yıllık hak düşürücü süre uygulanamayacağından aksine düşünce ile orman tahdit
komisyonunca tapulamadan önceki haklara dayanılarak işlem yapılamayacağından
söz edilmesinin de hukuki bir dayanağı yoktur. Bu durumda, 6831 sayılı Orman
Kanununun 3302 sayılı Yasa ile değişik 2/B maddesiyle Hazine lehine orman
sınırı dışarısına çıkarılmış kesimler hakkında davacıların hukuki yararları
ve korunmaya değer hakları söz konusu bulunmadığından, bu kesimlere yönelik
davanın bu gerekçelerle reddi gerekirken, Hazineye karşı davanın farklı
gerekçe ile reddinde ve Orman Yönetimi aleyhinde kabulünde isabet
görülmemiştir.
S o n u ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalıların temyiz itirazlarının
kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 6831 sayılı Orman Kanununun 11. maddesi
uyarınca orman tahdidine itiraz davaları harca tabi bulunmadığından, Orman
Yönetiminden alınan temyiz harcının iadesine; dava tarihinde yürürlükte
bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince, duruşmada hazır bulunan Hazine ve
orman Yönetimi vekilleri için takdir olunan 24.800.-'er lira vekillik
ücretlerinin davacılardan alınarak adı geçen Kurum ve Yönetime ödenmesine,
25.10.4994 günü oybirliği ile karar verildi.
|