 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
18.HUKUK DAİRESİ
ESAS KARAR
1994/7168 1994/8369
Y A R G I T A Y İ L A M I
Mahkemesi :Yahyalı Asliye Hukuk Mahkemesi
Tarihi :11.10.1993
Nosu :1992/232-1993/244
Davacı :Karayolları Gen.Müd.vek.Av.Hüseyin Kedik
Davalı :Mustafa Bekil
Dava dilekçesinde Kamulaştırma Kanununun 17. maddesi gereğince tescil
istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili
tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki
bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı idare 1987 yılında kamulaştırılan taşınmazın 2942 Sayılı
Kamulaştırma Kanununun 17. maddesi gereğince tesciline karar verilmesini dava
etmiştir.
Getirtilen tapu kaydına göre taşınmaz maliki Ahmet oğlu Mustafa Bekil
olup, adına kamulaştırma yapılan davalı Mustafa oğlu Mustafa Bekil'den başka
bir şahıstır. Davalı idare, Kadastro düzenlemeleri sebebiyle malik isminde
hataya düşmüş olabileceğini, bu nedenle Ahmet oğlu Mustafa Bekil yerine
Mustafa oğlu Mustafa Bekil adına tebligat çıkarmış olabileceğini malikin baba
isminde hataya düşülmüş olmasının sonuca etkili olmayacağını ileri sürmüş
ise de bu defa malik Ahmet oğlu Mustafa Bekil'in 1955 yılında kamulaştırmadan
çok önce öldüğü getirtilen nüfus kaydıyla saptanmış mahkemece yapılan
kamulaştırma tebligatının usulsüz olduğu gerekçesiyle tescil davası
reddedilmiştir.
2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 14. maddesinin 6. fıkrasında idare
tarafından bu kanun hükümlerine göre tesbit olunan malik, zilyet ve diğer
ilgililere karşı açılan davaların görülmesi sırasında, taşınmaz malın gerçek
malikinin davalıdan başka bir şahıs olduğu anlaşıldığı takdirde davaya gerçek
malik, yine tapu malikinin daha önce öldüğü sabit olursa, mirasçıları dahil
edilmek suretiyle devam olunması gerektiği hükme bağlanmıştır. Bu hüküm kamu
düzeni ile ilgili olduğundan mahkemece resen dikkate alınır.
Her ne kadar, Kamulaştırma Kanununun 17. maddesine göre, bu madde
uyarınca tescile karar verilebilmesi için kamulaştırmanın kesinleşmiş olması
ön şart ise de, taraf teşkili ile ilgili usulü işlemler önce gelir.
Kamulaştırma Kanununun 14. maddesinin yukarıda sözü edilen hükmü, bir usul
hükmü olup öncelikle dikkate alınması gerekir. Davanın esası hakkında hüküm
verilmeden önce, tarafların teşkili ve dava hakkında diyecekleri
sorulmalıdır. Sözü edilen yasa hükmüne göre davaya dahil edilecek
mirascıların davayı kabul etmeleri olasılığı her zaman vardır.
Bu durumda dava sırf bu nedenle reddedilmeyerek anılan yasa hükmü
uygulanmak üzere kayıt malikinin mirasçılarına dava dilekçesi tebliğ
ettirilip davaya dahil edilmeleri için davacı vekiline mehil verilmeli ve
ondan sonra hasıl olacak sonuca göre karar verilmelidir.
Öncelikle bu hususlar dikkate alınmadan davanın reddine karar
verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı
şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde
olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,
temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.6.1994 gününde
oyçokluğuyla karar verildi.
Başkan Muh.Üye Üye Üye Üye
Sait Rezaki M.A.Selçuk V.Canbilen A.Nazlıoğlu İ.N.Erdal
KARŞI OY YAZISI
Hakların kullanılması ve borçların yerine getirilmesi bakımından,
kamulaştırma işlemi mal sahibi için tebligatla ve idare için tebligat
çıkarmakla başlar ( 2942 Sayılı Kanununun 25. maddesi) Dava konusu olayda,
idare tapudaki malik belli olduğu halde taşınmaz mal ile ilgisi olmayan bir
kişi adına kamulaştırma kararı alıp aynı şahsa tebligat yapmış, şimdi ise
işlem kesinleşdiğinden bahisle Yasanın 17. maddesine göre tapunun kendi adına
tescilini istemiştir.
Davanın rüyeti sırasında tapu maliki Ahmet oğlu Mustafa Bekil'in 1955
yılında öldüğü ve yapılan zabıta araştırılmasında kendisine tebligat yapılan
Mustafa oğlu Mustafa Bekil isminde bir kişininde bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bu durumda yapılan işlem ve tebligat geçersiz olduğundan idare adına
hakların doğduğu düşünülemez. Bu durumda Yasanın 14/6. maddesinin tatbiki
yani malik sonradan ortaya çıkmış gibi işlem yapılamaz. Kamulaştırma
işleminin idari ve adli yönden kesinleşmesi tamamlanmadığından 17. maddeye
göre tescil istenemeyeceğinden mahkemece davanın reddi doğru olup, hükmün
onanması gerekir.
Sayın çoğunluğun bozma kararına bu sebeple katılmıyorum.
Üye
M.Adnan Selçuk
|