 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu
E. 1994/7-36
K. 1994/61
T. 21.2.1994
* KAÇAKÇILIK
* SUÇ TARİHİNDEN SONRA YASA
HÜKMÜNÜN DEĞİŞMESİ
ÖZET : Bir suçun işlendiği zamanki yasa ile sonradan yürürlüğe giren yasa
birbirinden farklı olduğu takdirde sanık hakkında lehe olan yasa tüm
hükümleriyle birlikte olaya uygulanmalıdır. Her iki yasanın sadece lehe olan
hükümleri alınıp uygulanamaz. Sanık lehine olan yasanın belirlenmesinde,
diğer cezalara nazaran daha ağır bir ceza olan hürriyeti bağlayıcı ceza esas
alınmalıdır. Maddi olayda, suçun işlendiği tarihte yürürlükte olan 1918
sayılı Yasanın 27/2-3. maddeleri gereğince sanığa hükmolunacak ceza beş
seneden on seneye kadar ağır hapis ve kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin
beş misli ağır para cezasıdır. Suç tarihinden sonra yasada yapılan değişiklik
sonucu hükmolunacak hürriyeti bağlayıcı ceza sekiz seneden oniki seneye kadar
ağır hapis, kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin dört misli ağır para
cezasıdır. Hürriyeti bağlayıcı ceza miktarı itibarıyla lehe olduğundan
sanıklar hakkında suç tarihindeki yasa tümüyle uygulanmalıdır.
Kabule ilişkin bozmaya yönelik yeni hüküm ısrar niteliğinde değildir.
(765 s. TCK. m. 2) (1918 s. Kaçakçılık K. m. 27/2-3)
Kaçakçılık suçundan sanıklar Burhanettin ve Erdinç'in, 1918 sayılı Yasanın
27/2-3, 33/son; TCY.nın 59. maddeleri gerecince 4 yıl, 7 ay ağır hapis,
125.401.689, 60 lira ağır para cezası ile cezalandırılmalarına, nisbi harç ve
vekalet ücreti ile fer'i ceza tayinine ilişkin, (İzmir Birinci Ağır Ceza
Mahkemesi)nce verilen 12.6.1991 gün, 14/194 sayılı hükmün katılan ve sanıklar
vekilleri tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay Yedinci Ceza
Dairesi 1.7.1992 gün, 1719/4138 sayı ile;
"1- Suç tarihinde yürürlükte bulunan 1918 sayılı Yasanın 2248 sayılı Yasa ile
değişik 27/3. maddesine göre eşya kaçakçılığı için gümrüklenmiş değerin beş
mislinden aşağı olmamak üzere ağır para cezasına hükmolunacağı dikkate
alınmadan tazmini ağır para cezasının eksik tayini,
Kabule göre;
2- Nisbi ve maktu vekalet ücretinin fazla tayini,
3- Nisbi harcın fazla gösterilmesi" isabetsizliğinden bozmuş;
Yerel Mahkeme, 17.3.1993 gün, 261/52 sayı ile; üç nolu bozmaya ve iki nolu
bozmanın nisbi vekalet ücreti ile ilgili bölümüne uymuş, bir nolu bozma ve
iki nolu bozmanın maktu vekalet ücretine ilişkin kısmına, "Bozmada
belirtildiği şekilde, suç tarihinde 1918 sayılı Yasanın 27/3. maddesi
gereğince gümrüklenmiş değerin beş misli olarak ceza tayini gerekmekte ise
de, TCY.nın 2/2. maddesi gereği, sonradan yürürlüğe giren ve lehe olan hüküm
nazara alınarak dört misli artırılmıştır.
Ayrıca, müdahale tarihi olan 16.2.1984 tarihindeki Avukatlık Ücret Tarifesi
nazara alınarak 10.000 lira maktu vekalet ücreti tayin edilmiştir"
gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de Yargıtay'ca incelenmesi katılan ve sanıklar vekilleri tarafından
süresinde istenildiğinden dosya, Yargıtay C. Başsavcılığı'nın "Bozma" istemli
1.2.1994 tarihli tebliğnamesiyle Birinci Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel
Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Sanıkların kaçakçılık suçundan 1918 sayılı Yasanın 27/2-3, 33/son; TCY. nın
59. maddeleri gereğince cezalandırılmalarına karar verilen olayda Özel Daire
ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, 1918 sayılı Yasanın 27. maddesinde
yapılan değişiklik nazara alınmak suretiyle sanık lehine olan hükmün
belirlenmesine ilişkindir.
Suçun işlendiği 24.10.1989 tarihinde yürürlükte bulunan 2248 sayılı Yasa ile
değişik 1918 sayılı Yasanın 27/2-3. maddesi gereğince sanıklara hükmolunacak
ceza, beş seneden on seneye kadar ağır hapis ve kaçak eşyanın gümrüklenmiş
değerinin beş misli ağır para cezasıdır.
Suç tarihinden sonra 27.7.1993 günlü Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe
giren 2867 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik sonucu hükmolunacak hürriyeti
bağlayıcı ceza sekiz seneden on iki seneye kadar ağır hapis cezası olarak
belirlenmiştir. 11.6.1985 günlü Resmi Gazete'de yayınlanan 3217 sayılı Yasa
ile yapılan lehe değişiklik sonucu da kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin
dört misli ağır para cezasına hükmolunacağı kabul edilmiştir. Yapılan bu
değişikliklerle, hükmolunacak ağır hapis cezası aleyhe, ağır para cezası ile
lehe değiştirilmiştir.
Bir suçun işlendiği zamandaki yasa ile sonradan yürürlüğe giren yasa
birbirinden farklı olduğu takdirde sanık hakkında, TCY.nın 2. maddesi
gereğince lehe olan yasa uygulanmalıdır.
Lehe yasanın tespiti için; suç tarihinde yürürlükte bulunan yasa ile sonradan
yürürlüğe giren yasa tüm hükümleri ile birlikte olaya uygulanmalı, kesin
olarak lehe olanı belirlemek mümkün olduğunda o uygulanmalıdır. Bu
belirlemenin mümkün olduğu ahvalde her iki yasanın sadece lehe olan
hükümlerinin alınıp uygulanması mümkün değildir ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle; suç tarihinde yürürlükte bulunan yasaya göre verilecek beş seneden
on seneye kadar ağır hapis ve eşyanın gümrüklenmiş değerinin beş misli ağır
para cezası ile, karar tarihinde yürürlükte bulunan hükme göre tayin olunacak
sekiz seneden on iki seneye kadar ağır hapis ve gümrüklenmiş değerin dört
misli ağır para cezasından hangisinin sanıklar lehine olduğunun tesbiti
gerekmektedir.
18.11.1936 gün, 26/35 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da açıklandığı
üzere, Ceza Yasasının cezalardan bahseden ikinci babının 11. maddesinde
suçlar, cürüm ve kabahat olarak bir taksime tabi tutulduktan sonra herbirine
ait ayrı nevi ve mahiyette olan cezalar sayılmış ve bu sıralamada cezaların
birbirine oranla ağırlıkları dikkate alınmıştır. Bu itibarla, ağır para
cezası hürriyeti bağlayıcı cezalardan daha hafif bir ceza olduğundan, sanık
lehine olan yasanın belirlenmesinde daha ağır bir ceza olan hürriyeti
bağlayıcı ceza esas alınmalıdır. 1918 sayılı Yasanın 27. maddesi gereğince
hükmolunacak ağır hapis cezası, suç tarihinde yürürlükte bulunan ceza miktarı
itibariyle lehe olduğundan, sanıklar hakkında olay tarihindeki yasa tümüyle
uygulanmalıdır. Ağır hapis cezası ile birlikte, kaçak eşyanın gümrüklenmiş
değerinin beş misli ağır para cezası tayin olunması gerektiğinden Yerel
Mahkeme direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
Öte yandan Yerel Mahkeme, kabule göre yapılan bozmaya da direnmiştir. "Kabule
göre" yapılan bozma, esasa ilişkin bozmadan farklı olup dosyanın mevcut
durumuna göre uyarı, öğreti ve yol gösterme niteliğindedir. Eksik
soruşturmaya veya usule ilişkin bozmaya uyulduktan sonra toplanan kanıtların
değerlendirilmesi sonucu verilecek yeni kararda "kabule göre" yapılan bozma
sebebinin ortadan kalkması da mümkündür. Bu nedenle, kabule ilişkin bozmaya
yönelik yeni hüküm ısrar niteliğinde değildir. Direnme kararı bozulduğundan;
sair hususların verilecek hükmün temyizi halinde bilahare Özel Dairece
incelenmesi gerekmektedir.
S o n u ç : Açıklanan nedenlerle, Yerel Mahkeme direnme hükmünün
(BOZULMASINA), tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak, 21.2.1994 günü
oybirliğiyle karar verildi.
|