 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
13.HUKUK DAİRESİ
BAŞKANLIĞI
SAYI
1994
ESAS KARAR
6980 9914
YARGITAY İLAMI
MAHKEMESİ : Ankara-Gölbaşı Asliye Hukuk Hakimliği
TARİHİ : 21.12.1993
NO : 646-887
DAVACI : Adem Öztürk vekili avukat Tülay Kıdık Örücü
DAVALI : Erdoğan Başar vekili avukat Mehmet Özer
Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi davasının yapılan yargılaması
sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak
verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya
incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, M.Fergusan marka 1969, 06 HL 521 plaka nolu zirai tip
traktörünü Ankara Gölbaşı Noterliğince 18 Nisan 1989 tarih 3268 yevmiye
numaralı düzenleme şeklinde yapılan sözleşme ile davalıya sattığını, satış
parası karşılığı verilen 11.000.000 TL.sı 15.9.1989 vadeli borç senedini
davalının ödemediğini öne sürerek sözleşmenin feshine aracın iadesine karar
verilmesini istemiştir.
Davalı, 11.000.000 TL. borcun 4.000.000 TL.sını ödediğini kalan bölümü
için yeni bir vade tanınarak faiz ve masraflarda katılmak suretiyle vadesi
15.1.1991 olan 1.7.1989 tanzim tarihli 32.000.000 TL meblağlı senedi davacıya
verdiğini, davacının bu alacağı Ankara 25.inci İcra Müdürlüğünün 1991/562
esas nolu icra takip dosyası ile takibe koyduğunu 25.000.000 TL.sını
ödediğini bu aşamada aktin feshinin istenemiyeceğini savunmuş davanın reddini
dilemiştir.
Mahkemece, 32.000.000 TL. borcun Traktör satışından kaynaklandığını
davalının ispat edemediği, Traktör satışı ile ilgili borcun da ödenmediği
kabul edilmiş satım sözleşmesinin feshine, araç mülkiyetinin sözleşmenin
yapıldığı tarihten önceki durumuna getirilmesine karar verilmiştir.
Hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun
gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik
bulunmamasına göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz
itirazlarının reddi gerekir.
2-Satım konusu Traktörün 11.000.000 TL kararlaştırılan satış parasının
14.4.1989 tarihinde düzenlenen senede bağlandığı vadeninde 15.8.1989 günü
olduğunda taraflar arasında uyuşmazlık olmadığı gibi mahkemenin kabulüde bu
doğrultudadır.
Tam iki yanlı (karşılıklı) sözleşmelerde borçlu temerrüdü durumunda,
alacaklıya, BK. Md. 106 ile seçimlik yetki tanınmıştır. Satımın tam iki yanlı
bir sözleşme olduğunda kuşku ve duraksamaya yer olmamalıdır. Gerçekte de,
BK.nun 106 maddesine göre karşılıklı taahhütleri havi olan bir akitte,
taraflardan biri mütemerrit olduğu takdirde, diğeri borcun ifası için münasip
bir mehil tayin edip mütemerrit borçluya bildirir, ve bu mehil zarfında borç
ifa edilmezse maddenin 2.inci fıkrasında yazılı secimlik haklarından biri
kullanılabilir. Şöyleki; davacı, ya aynen ifa ve buna ek olarak gecikme
tazminatı ister yada bundan vazgeçerek borcun yerine getirilmemesinden doğan
zararını ister yahutta sözleşmeyi derhal feshederek (dönerek) bundan doğan
olumsuz zararını dava yoluyla isteyebilir. BK.nun 107. maddesinin 3.üncü
bendine görede sözleşmede edimin belirli bir vadede veya süre içinde ifası
gerektiği öngörülmüş ise 106. maddede yazılı mehil tayinine gerek yoktur.
Somut olayda; satış parası karşılığı bonodaki vade muayyen olduğu için
ek süre verilmesine gerek yoktur. (BK. 2, BK. Md. 107/3; 76; 101/2) Bu
durumda davacı BK. Md. 106. ve 107/3 maddelerine dayanarak satış sözleşmesini
fesih edebilir. (Sözleşmeden Dönebilir) Ne varki, bu bağlamda BK. 106/2.
hükmü devreye gireceği için bunun gözardı edilmemesi gerekir. Daha açık izah
edilirse; BK. 107/3 maddesinde yazılı koşulun varlığı nedeni ile davalıya
"İFA İÇİN" ek süre tanınmasına gerek yok ise de "Fesih bildirimi" BK. Md.
106/2 hükmünce yine "Derhal" yapılması zorunludur. Oysa olayda; borcun vadesi
15.8.1989 tarihinden dava tarihli 13.5.1992 gününe kadar davacının bir fesih
ihtarı olmadığı çok açıktır. O halde, davacı, davalının satış bedelini
ödemede temerrüde düştükten sonra, yani 15.8.1989 tarihinden itabaren bir ek
süre tayin etmeden ve üç yılı aşkın bir zaman içinde suskun kaldıktan sonra
13.5.1992 tarihinde dava açmasına göre davacının sözleşmeyi feshe hakkı
bulunmadığı mahkemece kabul edilmeli davanın reddine karar verilmelidir.
Anılan yasa maddeleri gözardı edilerek yazılı şekilde davanın kabulüne
karar verilmesi usule ve yasaya aykırıdır bozma nedenidir.
SONUÇ: İkinci bent dışında kalan temyiz itirazlarının birinci bent
gereğince reddine, Yerel Mahkeme Kararının ikinci bentte açıklanan nedenlerle
davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 14.11.1994
gününde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
A.İ.Arslan K.Kadıoğlu M.Yüksel Ş.Yüksel S.Özyörük
|