 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
15.HUKUK DAİRESİ
Esas Karar
1994/6538 1995/115
Y A R G I T A Y İ L A M I
Mahkemesi :Kütahya Asliye 2. Hukuk Hakimliği
Tarihi :25.11.1993
Numarası :1993/170-615
Davacı :Maliye ve Gümrük Bakanlığı Vek. Av.Olcay Caldirik
Davalılar :1-Ahmet Kemal Hatipoğlu, 2-Mustafa Yılmaz
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün, temyizen tetkiki davacı
vekili ile davalılar taraflarınca istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi
içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği
konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
İdarece iptal davası 9.3.1993 tarihinde açılmış olup, davalı borçlunun
ise bu davanın açılmasından önce 20.4.1992 tarihinde iflasına karar verildiği
anlaşılmaktadır. İflasın açılması ile müflisin mal varlığına dahil olan bütün
mal, alacak ve hakları iflas masasına girer, borçlunun iflasından önceki bir
dönemde alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla yaptığı bağışlamalar ve hileli
tasarruflarının iptali için alacaklıların iptal davası açma hakları
bulunmaktadır. Ancak iflasın açılması ile iptal davasını açabilme hakkı da
iflas masasına intikal eder ve davaları iflas idaresi açabilir. (İİK. Md.
187) Bununla beraber alacaklılar iflas idaresi tarafından tasarrufun iptali
davasının açılmasını gerekli görmezlerse, bu davayı açma ve takip etme
yetkisini bir veya birkaç alacaklıya devredebilirler. (İİK. Md. 245) Bu
konuda verilecek yetki belgesinin de masaya alacaklarını kaydettirmiş olan
tüm alacaklıların hazır bulundukları bir toplantıda kararlaştırılmış olması
icap eder. Yoksa yetki belgesi iflas idaresince verilemez. (Y.15.H.D.
2.12.1985 gün. 1864-4043) Nitekim yasa koyucu 245. maddede takip hakkının
devrinin alacaklılar tarafından yapılabileceğini belirtmiştir. Dava sonucu
hasıl olan neticeden masraflar çıkarıldıktan sonra devralanın alacağı verilir
ve artan olursa masaya yatırılır.
Uyuşmazlık konusu dava hernekadar 6183 Sayılı yasaya dayalı olarak
idarece açılmış ise de, bu konuda anılan yasada bir düzenleme olmadığından
İİK.'nun yukarıda belirtilen hükümlerinin uygulanması gerekir.
O halde mahkemece davayı takip hakkının davacı idareye devredildiğine
ilişkin belgeyi ibraz etmesi için mehil verilmesi ve bu belgenin ibraz edilip
edilmemesi durumuna göre değerlendirme yapılarak, hasıl olacak sonuç
dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde yasal
prosedür yerine getirilmeden karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup
hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalılar yararına
BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının
şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harçlarının
istekleri halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine, 17.1.1995 gününde
oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
M.S.Aykonu K.Öge Ali M.Çiftçi E.Ertekin İ.Karataş
|