 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
13. HUKUK DAİRESİ
BAŞKANLIĞI
SAYI:
1994
ESAS KARAR
6197 7587
YARGITAY İLAMI
MAHKEMESİ :Dörtyol Asliye Hukuk Hakimliği
TARİHİ :13.4.1994
NOSU :169-135
DAVACI :Veli Dağlı vekili avukat Şemsettin Kesir
DAVALI :Necati Keleş vekili avukat Mehmet Sür
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda
ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen
hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya
incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, portakal bahçesinin mahsulünü 23.l0.l992 tarihli yazılı
sözleşme ile davalıya sattığını; bahçenin 300 ağaçlık waşington mahsulünün
istihsalini geçiktirdiği için don yüzünden hasara uğramasına neden olduğunu,
62.500.000 TL. zarar meydana geldiğini öne sürerek bunun tahsiline karar
verilmesini istemiştir.
Davalı, satım aktinin götürü yapılmadığını, ürün teslimi ve kg. birimi
olarak anlaştıklarını, o nedenle üründe, tabii afetten dolayı meydana gelen
zarardan sorumlu olmayacağını; kaldıki ürünün istihsal edilme zamanından önce
dona maruz kaldığını, o nedenle kusurlu bulunmadığını savunmuş, davanın
reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlığın çözümü taraflar arasında düzenlenen 23.l0.l992 tarihli
satış sözleşmesinin hukuki yorumu yapılarak satış türünün tesbit edilmesinde
toplanmaktadır.
Anılan sözleşmeden davacının mandalina ve waşington ağaçlarında
bulunan mahsulü davalıya sattığı, malın tesliminin ancak, mahsulün olgunlaşıp
toplama durumuna geldiğinde ifa edileceği anlaşılmaktadır. Diğer bir ifade
ile satım akdi tamamlanmış fakat satım konusu mahsulün davalı alıcıya
teslimine ilişkin ifa mahsulün olgunlaşması tarihinde yerine getirilmiş
olacaktır.
Gerçekte de, satım akdinde nef'in ve hasarın intikali denilince, akdin
doğumundan sonra fakat ifasından önceki devrede şeyde hasıl olan tabii ve
hukuki semereler ile şeye arız olan ve onun bozulması, kötüleşmesi, telef
olması gibi sonuçlar yaratan zararlı hallerin alıcıya hangi andan itibaren
geçmiş olacağı amaçlanır. B.K.nun l83. maddesince satım aktinde hasarın ve
yararın alıcıya akdin in'ikadından itibaren geçeceği kuralı kabul edilmiştir.
Ne varki bu kuralın uygulanması bir takım yasal koşullara bağlanmıştır. (BK.
Md. l83/III) Bu koşullardan herhangi birisinin bulunmaması halinde anılan
kural uygulanamaz. Yani hasarın akitle birlikte alıcıya geçtiği söylenemez.
Uyuşmazlıkla doğrudan ilgili olması nedeni ile bunlardan sadece, satılanın
muayyen olması koşulu üzerinde durulacaktır. Nef'i ve hasarın aktin
kuruluşundan itibaren alıcıya geçebilmesi için, satılan şeyin mutlaka
muayyen, (belirli) hale getirilmiş olması gerekir.
Sözleşmede de görüldüğü şekilde, tarafların mahsulün miktarı üzerinden
bir anlaşmaları mevcut değildir. Yine akdin kuruluşu sırasında fiilen ayırd
edilmiş ve akde tahsis olunmuş belirli bir mahsul de bulunmamaktadır. Bir
anlamda; taraflar arasında nev'i (çeşit) satımı kurulmuştur. Nev'i borcu,
ferden değil sadece cins ve miktar itibariyle belirtilmiş olan edimlerdir.
Bir edimin (nev'i borcu) sayılabilmesi için cins ve miktarının tayini yeterli
ise de, bu cins bir şeyin satım aktine konu olması halinde nef'i ve hasarın
alıcıya intikali için; akdin in'ikadı yetersizdir. Ayrıca BK. Md. l83/II
uyarınca satılanın ayırd edilmiş olması gerekir. Ayırd etmeden maksat,
satılan şeyin; cinsine göre "ölçülmek, sayılmak veya tartılmak suretiyle akde
tahsis edilmesidir. İşte ayırd etme suretiyle akde tahsis etme işlemi akdin
in'ikadı ile birlikte yapılmışsa, nefi ve hasarda akdin kuruluşu tarihinden
itibaren alıcıya geçer, fakat akdin kuruluşundan sonra yapılacak ise, nef'i
ve hasarın alıcıya intikali de o işlemin yapılması tarihinde vucut bulur.
(Bkz Halil Arslanlı Ticari Bey İst.l952 Sh.238)
Fevzi Necmeddin Feyzioğlu Borçlar Hukuku Hususi Kısım, akdin muhtelif
nev'ileri (Cilt I. İst. l970 Sh. l58, l59) açıklanan yasal kuralların ışığı
altında sözleşme hükümleri; dosyadaki delil ve bilgiler ile sav savunma
birlikte değerlendirildiğinde taraflar arasında nev'i (çeşit) satımı
kurulduğu satılan narenciyenin ayırd edilmesi ve akde tahsisinin yine
davalıya hukuken teslim edilmiş olmasının ancak mahsulün istihsal edilmesinin
mümkün görüleceği, kemale (olgunlaşma) erme zamanına bağlandığı oysa don
olayının ve bundan kaynaklanan zararın bu zamandan evvel vukua geldiği
anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca ayırd etme ve satılanı akde tahsis etme
işleminden evvel meydana gelen hasarın alıcıya geçeceğinin kabulü mümkün
değildir. Ne varki sözleşmede kararlaştırılan şu yönün de değerlendirilmesi
gerekir. Sözleşmede davalı alıcının ayrıca mahsulü toplama edimi altına
girdiği görülmektedir. Ne varki tüm delillerin verilerine göre davalının bu
edimi ifasında kusurlu bir davranışının varlığı kanıtlanamamıştır. En
önemlisi ağacından mahsulü toplama zamanı gelmeden tamamen davalının dışında
bir don olayı ile hasarın meydana gelmesinde davalının mahsulü zamanında
toplama borcunun ifasının veya gereği gibi ifasının kusursuz olarak
imkansızlaştığının kabulü zorunludur. (BK. Md. ll7)
Gerçekte de, davalının sözü edilen borcunun ifasında davalıya atfı
mümkün herhangi bir neden ispatlanamamıştır. Öte yandan, taraflarca
düzenlenen sözleşmenin yorumunda katkıda bulunan üç bilirkişinin görüşleri de
uyuşmazlığın çözümünde gözardı edilmemesi gereken olgulardandır. Bilirkişiler
"don vurma, sel götürme, dolu vurma" gibi tabii olaylar nedeni ile hasar
meydana geldiğinde hasarın satıcıya ait olacağını açıklamışlardır. Şu durum
karşısında, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin
takdirinde, sözleşmenin yorum ve hukuki nitelendirilmesinde yanılgıya
düşülerek; anlatılan yasa maddeleri ile hukuki ilkeler gözden kaçırılarak
yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usule ve yasaya aykırıdır.
Bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın açıklanan nedenlerle davalı yararına
BOZULMASINA, istek halinde peşin harcın iadesine, l5.9.l994 gününde
oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
A.İ.Arslan M.S.Atalay M.Yüksel Ş.Yüksel A.E.Baççıoğlu
|