Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 



      T.C.
 Y A R G I T A Y
Hukuk Genel Kurulu

E. 1994/6-663
K. 1994/841
T. 14.12.1994

	Özet : Taşınmaz mal mülkiyetinin yasadan doğan daraltımlarından biri
 olan önalım (Şuf'a) hakkı, yenilik doğuran (inşai) bir haktır. Bu hak,
 taşınmazda pay sahibi bulunan kişiye, diğer bir paydaşa ait hissenin, üçüncü
 kişiye satılması halinde o hisse müşteriye neye mal omuş ise o miktar ile
 belli bir süre içerisinde satın alma yetkisini veren ayni bir haktır. Dava
 süresi ise, satışın öğrenildiği tarihten itibaren bir aylık hak düşürücü
 süredir. Önalım (şuf'a) hakkının ortak payın satışından çok sonra
 kullanılması halinde, aradan geçen zaman içinde taşınmazın değerinde meydana
 gelen objektif artışlarla enflasyon olgusunun önalım bedelinin belirlenmesine
 etkisi vardır. Çağdaş hukuk, tam karşılığı verilmeden elde edilen kazançları
 korumaz.
	Bu itibarla, önalım (şuf'a) hakkının kullanılması nedeni ile önalım
 (Şuf'a) hakkı sahibi alıcının, bedele ilişkin yükümlülüğü, hakka konu olan
 payın kullanıldığı tarihteki (önceden kullanılmamışsa dava tarihi) değeri
 olmalıdır.
	Taraflar arasındaki "şuf'a" davasından dolayı yapılan yargılama
 sonunda; (istanbul Asliye Dokuzuncu Hukuk Mahkemesi)'nce davanın kabulüne
 dair verilen 31.12.1993 gün ve l992/582-l993/782 sayılı kararın incelenmesi
 davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Altıncı Hukuk
 Dairesinin 22.3.1994 gün ve 1523-3125 sayılı ilamıyla; (...Davacılar vekili;
 şuf'alı payın ilişkin olduğu taşınmazda müvekkillerinin paydaş olduklarını,
 davalının payın cebri tescil davası sonucu adına intikal ettiğini, bu kararın
 9.4.1991 tarihinde kesinleştiğini ileri sürerek 26.4.1991'de açmış olduğu iş
 bu dava ile şuf'alı payın iptali ile adına tescilini istemiştir.
	Davalı; payın satış vaadi ile alındığını, gerçek bedelinin tesbit
 edilmesini şuf'a hakkı kabul edilecekse bu bedel üzerinden kabul edilmesini
 savunmuştur.
        Mahkeme, payın değerini yeniden tesbit ederek bu bedel üzerinden şuf'a
 hakkının tanınmasına karar vermiştir.
        Taşınmaz mal mülkiyetinin kanundan doğan takyitlerinden biri de şuf'a
 hakkıdır. Kanuni şuf'a hakkı yenilik doğuran inşai bir haktır. Paydaşa bir
 payın üçüncü kişiye satılması durumunda, o pay alıcıya neye mal olmuş ise
 (satış bedeli, tapu harç ve masraflarını) o miktar ile belirli süre
 içerisinde satın alma yetkisi verir. Şuf'alı payın davalı tarafından açılan
 cebir tescil davası sonucu adına intikal etmiştir. Şuf'a hakkının kabulü için
 satış akdinin varlığı zorunludur. Satış vaadi tam bir satış olmadığına göre
 satış vaadine konu olan pay için şuf'a hakkı kullanılamaz. Davacıların şuf'a
 hakkı, cebri tescil davası ile ilgili kararın kesinleşmesiyle doğmuştur.
 Kararın kesinleşmesinden itibaren yasal bir aylık hak düşürücü süre
 içerisinde şuf'a hakkı kullanıldığına göre cebri tescil kararında belirtilen
 miktar üzerinden şuf'a hakkı tanınmasına karar vermek gerekirken, bundan
 zuhul ile fazla şuf'a bedeline hükmedilmesi usul ve kanuna aykırıdır...)
 gerekçesiyle bozularak, dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan
 yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

                Temyiz Eden : Davacılar vekili

         Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz
 edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği
 görüşüldü:
        Dava, önalım (şuf'a) hakkının tanınması istemine ilişkindir. 
        Taşınmaz mal mülkiyetinin yasadan doğan daraltımlarından biri olan
 önalım (şuf'a) hakkı, yenilik doğuran (inşai) bir haktır. 20.6.1951 gün, 13/5
 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararında da bu hak, taşınmazda pay
 sahibi bulunan kişiye, diğer bir paydaşa ait hissenin, üçüncü kişiye
 satılması halinde o hisse müşteriye neye mal olmuş ise o miktar ile belli bir
 süre içerisinde satın alma yetkisini veren ayni bir hak olarak
 tanımlanmıştır. Dava hakkının kullanılması için öngörülen belirli süre ise,
 satışın öğrenildiği tarihten itibaren başlayan ve niteliği gereği hakkın
 özünü etkileyen bir aylık hak düşürücü süredir. Yine belirtmek gerekirki,
 yukarıda ifade edilen 1951 tarih, 13/5 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme
 Kararının sonuç bölümünde satış bedelinden söz edilmesini de müşteriye
 malolan satış bedeli olarak anlamak gerekir. Bu nedenle önalım (şuf'a)
 hakkının ortak payın satışından çok sonra kullanılması halinde, aradan geçen
 zaman içinde taşınmazın değerinde meydana gelen objektif artışlarla enflasyon
 olgusunun önalım bedelinin belirlenmesine etkisi de kabul edilmelidir. Bu
 hakkın şu veya bu nedenle geç kullanılmasından dolayı davacıyı, amaç dışında
 zenginleştirecek ve alıcı davalıyı da fakirleştirecek yorum ve sonuçlardan
 kaçınılmalıdır. Çağdaş hukuk, haksız yani tam karşılığı verilmeden elde
 edilen kazançları korumamaktadır (BK. m. 21, 61, 63).
        Satış tarihinden itibaren geçen uzunca bir süre sonra taşınmazın
 değerinde meydana gelen objektif ve enflasyon artışlarının önalım (şuf'a)
 bedeline dahil edilmesi yorumu, yasaya ve hukukun genel prensiplerine de ters
 düşmeyeceği aşikardır. Aksine bir uygulamanın  hukukun amacı olan adaletin
 somutlaştırılmasını önleyeceği ve çıkarlar dengesini bozacağı tartışılmayacak
 kadar açık bir olgudur. Zira önalım hakkı sahibi, sebepsiz zenginleşirken
 alıcı olan davalı fakirleşmektedir. Bu itibarla önalım (şuf'a) hakkının
 kullanılması nedeni ile önalım hakkı sahibi alıcının bedele ilişkin
 yükümlülüğü, hakka konu olan payın kullanıldığı tarihteki (önceden
 kullanılmamışsa dava tarihi) değeri olmalıdır. Nitekim bu görüş Hukuk Genel
 Kurulu'nun 5.5.1993 gün ve 761-192; 18.5.1994 gün, 215-356; 19.10.1994 gün,
 343-625 sayılı kararlarında da aynen benimsenmiştir.
       Somut olayda ise müşterek mülkiyet üzere olan taşınmazda, 12/96 pay
 sahibi olan davalı, bu payı 16.12.1982 günlü noterde düzenlenen gayrimenkul
 satış vaadi sözleşmesi ile 5.000.000 TL.na satın almış ve satışı takip eden
 17.12.1982 günü de sözleşme tapuya şerh verilmiştir. Tapu siciline verilen bu
 şerhle satış vaadi sözleşmesine ayni etkinlik kazandırılmasını takiben ve
 satış vaadi borçlusu davalının bayii Hayriye'nin 17.5.1983'de ölümünden
 sonra, 30.11.1983 tarihinde Hayriye'nin mirasçısı aleyhine cebri tescil
 davası açılmıştır. Davalının çekişme konusu payla ilgili cebri tescil davası
 görülmekte iken ve bu pay üzerinde satış vaadine ilişkin şerh mevcut olduğu
 halde 25.1.1984 tarihinde, temyize konu davanın davacısı, diğer paydaşlardan
 kayden pay iktisap etmiştir. Davalının açtığı cebri tescil davası ise
  kabulle sonuçlanmış ve karar 9.4.1991 tarihinde kesinleşmiştir. Eldeki
 önalım (şuf'a) davası da cebri tescil kararının kesinleşmesini takiben yasal
 süresi içerisinde 26.4.1991'de ikame edilmiştir. Kayden iktisap eden aleyhine
 açılan şuf'a davası ile ilgili olarak yukarıda genel çerçevesi belirtilen
 uygulama Hukuk Genel Kurulu'nca kararlı biçimde sürdürülmektedir. Bu
 uygulamadan koşullarının gerçekleşmesi halinde şuf'a konusu payı gayrimenkul
 satış vaadi sözleşmesi ile satın alanları yararlandırmamanın en en azından
 hakkaniyete  aykırı düşeceği duraksanmayacak kadar açıktır. Olayda davalı,
 1982 yılında çekişmeli payı 5.000.000 TL. bedelle vaad borçlusundan satın
 almıştır. Cebri tescil davası sonuçlanıp temyize konu şuf'a davasının
 açıldığı tarihte ise bu payın karşılığının, 6.481.120.000 TL. olduğu üç kez
 yapılan bilirkişi tetkikatı sonucu saptanmış durumdadır. Kaldı ki davalı
 sözleşmeyi tapuya şerh verdirerek ayni etkinlik kazandırdığı gibi kesinleşen
 cebri tescil davası sonunda da, sözleşmenin geçerliliği ve bağlayıcılığı
 kesinleşmiştir. Hal böyle olunca mahkemece, mevcut delillerin
 değerlendirilmesi süreti ile ve davanın derecaatan geçen aşamaları da
 gözetilerek şuf'a konusu payın, dava tarihine göre belirlenen değerinin
 davacılardan alınıp davalıya verilmesi koşulu ile davanın kabul edilmesi
 doğrudur. O halde, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararı onanmalıdır.

        SONUÇ: Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme
 kararının yukarıda açıklanan nedenlerle (ONANMASINA) ve (175.140.640) lira
 bakiye temyiz harcının temyiz edenden alınmasına, 14.12.1994 gününde
 oyçokluğuyla karar verildi.

Birinci Başkanvekili  4.H.D.Bşk.     l5.H.D.Bşk.      l8.H.D.Bşk.
İ.Teoman Pamir        M.C.KEskin     M.S.Aykonu       S.Rezaki
                      Di.Uy.Daireye
20.H.D.Bşk.           2.H.D.Bşk.     l.H.D.Bşk.       l6.H.D.Bşk.
F.Atbaşoğlu           T.Alp          E.Özkaya         O.Arslan

M.Elçin               5.H.D.Bşk.V.   l9.H.D.Bşk.V.    M.Erman
                      Y.S.Kitiş      Y.M.Günel

I.Ulaş                D.Topçuoğlu    E.Aktekin        H.S.Terzibaşıoğlu

K.Kadıoğlu            3.H.D.Bşk.V.   T.Algan          Ş.K.Erol
                      N.Yavuz                         Bozma

M.Oskay               S.Sapanoğlu    Ş.E.Serim        A.M.Yüksel

N.Akman               M.H.Surlu      U.Araslı         l7.H.D.Bşk.V.
                                                      M.Kaşıkçı
                                                      Di.Uy.Daireye
F.Kıbrıscıklı         A.Özçelik      S.ÖZtuna         E.Doğu

B.Doğan               A.Güneri       Y.Özdilek        G.Arıkan

İ.N.Erdal             Y.Yasun        A.U.Turan        C.Şat
 
A.Özçelik
    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini