 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu
S A Y I
Esas Karar Tebliğname
1994/6-233 1994/256 6/61001
Y A R G I T A Y K A R A R I
Bozma kararı veren
Yargıtay Dairesi : 6.Ceza Dairesi
Mahkemesi : Eskişehir 3. Asliye Ceza
Günü : 14.6.1994
Sayısı : 128-480
Davacı : K.H.
Sanıklar : Bayram Üçok - H.Nuri Ataseven
vekili Av. Tuncer Çingir
Davaya Katılan : Fahrettin Aksak vekili Av.Zeki Barda
Dolandırıcılık suçundan sanık Bayram ÜÇOK'un T.C.K.nun 503/1, 522,
81/1. maddeleri gereğince 3 yıl 6 ay hapis, 113.000.750 lira ağır para
cezasıyla, Hasan Nuri Ataseven'in T.C.K.nun 503/1, 522. maddeleri gereğince 3
yıl hapis 97.500.000 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmalarına ilişkin
Eskişehir 3. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 11.10.1993 gün ve 615-637
sayılı hükmün sanık Bayram ve sanık Hasan vekilince temyizi üzerine dosyayı
inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesi; 23.12.1993 gün ve 9347-10464 sayı ile;
"Sanıkların müştekiden aldıkları hayvanlar karşılığında verdikleri
bonoyu ödememekten ibaret eylemlerinin verdikleri adreslerin nüfusa kayıtlı
ve ilgileri oldukları yer olması karşısında, dolandırıcılık suçunun
unsurlarının oluşmadığı ve eylemin hukuki nitelikte bulunduğu gözetilmeden
yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi" isabetsizliğinden bozmuş,
Yerel Mahkeme 14.6.1994 gün ve 128-480 sayı ile;
"Sanıkların karşılıklı savunmalarından anlaşılıyorki, her iki sanık
müştekiden mal alırken parayı ödemek niyetinde değildirler. Zira Hasan Nuri
ATASEVEN savunmasında ben malı alırken beraberdim, sonra kefil oldum, ondan
sonra ne oldu bilmiyorum deyip suçu Bayram ÜÇOK'a yükleyerek işin içinden
sıyrılmak istemiş, Bayram ÜÇOK ise hayvanların parasını Hasan Nuri Ataseven
istedi, ona verdim, o da götürüp verecekdi, vermemiş demek suretiyle Hasan
Nuri Ataseven'i suçlamıştır... bozma kararında açıklandığı gibi gerçekten
alışveriş amacını güden sanıkların parayı senedin gününde götürüp müdahile
vermeleri gerekirdi. Dürüst ve iyi niyetli alıcının yapması gereken budur.
Oysa her iki sanık daha işin başında para vermemeyi düşünmüşlerdir. Hüküm
kurulduğu güne kadar da herhangi bir şekilde en ufak bir ödemede
bulunmamışlar, ödeme gayreti içine de girmemişlerdir. Her alım satım
işleminde, taraflardan birinin edimini yerine getirmemesi elbette ki
dolandırıcılık olarak nitelendirilemez. Ama, sanıkların sırf senet vermiş
olmaları, senede de açık ad ve soyadı yazıp imzalamaları onların
dolandırıcılık kastı ile hareket etmediğini göstermez. Tarafların kabul
ettiği gibi sanıklar 15.000.000 lirayı hemen vereceklerini söylemişler,
müştekinin yanından ayrılmışlar ve bir gün sonra tekrar hayvanları almaya
gelmişlerdir. Peşinat ödemek için kendilerine bir gün süre tanınmıştır. En
azından bu süre içinde peşinatın tamamını veya bir kısmını temin edip ödemek
suretiyle iyi niyetli olduklarını gösterebilirlerdi. Oysa her iki sanık
müştekinin adeta müzayaka durumundan yararlanıp elinden malı almışlardır"
gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de Yargıtayca incelenmesi sanık Bayram ÜÇOK ile diğer sanık
vekilince süresinde istenildiğinden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının bozma
istemli 26.7.1994 tarihli tebliğnamesiyle Birinci Başkanlığa gönderilmekle,
Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup, düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
İncelenen dosyaya göre;
Sanıkların eylemi, 15.3.1992 tarihinde müdahilden aldıkları hayvanlar
karşılığında verdikleri 16.5.1992 ödeme günlü ve 65.000.000 lira bedelli bono
ile güvenceye alınmış borçlarını ödememekten ibarettir.
Taraflar arasındaki anlaşma esnasında kararlaştırılanın aksine, bono
bedeline mahsuben malın tesliminin akabinde ödemeyi vaadettikleri 15.000.000
lirayı anlaşmayı takip eden günlerde, bedelin tümünü de vadesinde
ödemedikleri için müştekinin şikayeti üzerine, sanıklar hakkında kamu davası
açılmıştır.
Suça konu olan bono incelendiğinde; borçlu olarak görünen Bayram Üçok,
Çifteler İlçesi Kadıkuyu köyünü adres olarak göstermiştir. Dosyadaki yazılara
göre de; adı geçen sanık anılan yerde nüfusa kayıtlıdır.
Şu kısa açıklamadan da anlaşıldığı gibi sanıklar ile müdahil arasında
konusu hayvan alım-satımı olan bir akit, başka deyişle bir anlaşma mevcuttur.
Bilindiği gibi, dolandırıcılık suçunun oluşması için akdin yapıldığı esnada
karşı tarafın iradesini akdi yapma yönünde etkileyebilecek hile ve sania
kullanılması gereklidir. Taraflar arasında bu anlaşma yapılırken, müdahile
karşı hile ve sania kullanıldığına dair dosyada kanıt bulunmamaktadır.
Taraflar serbest iradeleri ile bir akit yapmışlar, bunu da kıymetli evrak
niteliğindeki bono ile güvence altına almışlardır. Müdahilin iddiasının
aksine, bonoda gerçek dışı kayıt bulunmamaktadır. Bu hali ile olay, tamamen
hukuki niteliktedir. Sanıkların akde muhalefet şeklinde belirlenen eylemini
dolandırıcılık olarak nitelemeye olanak yoktur.
Bu nedenle, Özel Daire kararı yerinde olup, uyulmak gerekirken, yazılı
şekilde önceki hükümde direnilmesi usul ve yasaya aykırı görüldüğünden,
direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direnme hükmünün
isteme uygun olarak BOZULMASINA, 31.10.1994 günü oybirliği ile karar verildi.
Birinci Başkanvekili 1.C.D.Bşk. 10.C.D.Bşk. 4.C.D.Bşk.
Mehmet UYGUN T.GÜVEN H.DOĞAN S.SELÇUK
7.C.D.Bşk. 2.C.D.Bşk. 3.C.D.Bşk. 9.C.D.Bşk.
S.GENÇAY M.ONAN S.N.DEDA D.TAVİL
R.SÖNMEZ N.TANKUT E.ÖCAL A.SEVGİLİ
Y.YAZICIOĞLU E.GÜYER M.V.BENLİ H.ÖĞÜTCÜ
T.METEOĞLU O.ŞİRİN H.DEMİRÖRS M.MIHÇAK
T.DEMİRTAŞ N.BARAN
|