 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
15.HUKUK DAİRESİ
Esas Karar
----- 1994 ------
574 2225
Y A R G I T A Y İ L A M I
Mahkemesi : BARTIN İcra Hukuk Hakimliği
Tarihi : 22.11.1993
Numarası : 1993/100 - 1993/158
Davacı (3.Kişi) : Mehmet Sargın Vekili Avukat Erol Akça
Davalılar (Alacaklı): 1)İrfan Alabak Vekili Avukat Kamil Altan
(Borçlu) : 2)Hüseyin Özkavlak
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı
alacaklı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği
anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Mahcuz araç davacı Mehmet Sargın tarafından borçlu Hüseyin Özkavlak'a
8.1.1993 tarihinde mülkiyeti muhafaza kaydıyla satılmıştır. Satış bedeli olan
40 milyon liranın 8.2.1993, 8.3.1993, 8.4.1993, 8.5.1993 olmak üzere dört
eşit taksitle ödenmesi kararlaştırılmıştır. Öte yandan borçlu hakkında
9.3.1993 tarihinde başlatılan takip üzerine araç 9.4.1993 tarihinde fiilen
14.4.1993 tarihinde ise kayden haczedilmiştir. Bu defa -alıcı- borçlu ile
davacı 20.4.1993 tarihinde noterde satışı feshetmiştir. Bu husus çekişme
konusu değildir.
2918 Sayılı Yasanın 20/d maddesine uygun olarak satış Noterlikçe
yapılmış olup fiili haciz taşıt borçlu elindeyken yapılmış olmakla teslimin
varlığı da sabittir. Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 35. maddesinin (b)
bendince noterin satış işlemini satışı müteakip 7 iş günü içinde ilgili
tescil kuruluşuna bildirmesi zorunludur. Aynı Yönetmeliğin 36. maddesi
uyarınca da satın alan kişinin bir ay içerisinde tescil kuruluşuna başvurup
tescil belgesini alması gerekir. Ancak noterin bildirmemesi görevinde
kayıtsızlığının sonuçlarını alıcının tescil kuruluşuna başvurmaması da cezai
yaptırımı gerektirmekte olup her ikisinin ihmalinde de satışın
geçersizliğinden, doğrudan satışlarda mülkiyetin alıcıya intikaline,
mülkiyeti muhafazayla satışta da alıcının buna göre şahsi hak kazanmasına
engel değildir. Bu haliyle somut olayda satışın geçersiz olduğundan
sözedilemez. İhdasi mahiyet taşımayan trafik kaydının davacı adına olması
sonucu etkilemez. Davacı taksitler ödenmediğinde ya da başka bir nedenle
alıcıyla anlaşıp sözleşmeden dönebilir. Ne varki, bu dönme üçüncü şahısların
haciz yoluyla kazandığı hakkı ihlal edemez. Davacı fesih tarihine göre
taksitlerden bir kısmını tahsil etmiş olacağına göre ancak tahsil ettiğini
icra dairesine depo ederek aracı geri alabilir. Oysa kaydında haciz varken
sözleşmeden dönen davacı bu yola başvurmamış, aldığı bedeli borçluya iadeden
sonra haczin kaldırılmasını istemiştir. Bu takdirde alacaklının iyiniyetle
borçluya aidiyetine güvenerek taşıt üzerinde haciz yoluyla elde ettiği hakkı
ihlal edilmiş olur.
Kaldı ki, mülkiyeti muhafazayla satış mahsus siciline tescil
edilmediği sürece satış kat'i satıştır. Bu durumda haciz tarihinde mülkiyet
kayıtsız şartsız borçluda olduğundan Mercii Hakimliğince evvelemirde tescilin
var olup olmadığının araştırılması da gerekirken, bu husus da yerine
getirilmemiştir.
Bu durumda her iki halde de davanın reddi gerekirken kabulü usul ve
yasaya aykırıdır. Karar bu nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın davalı alacaklı yararına BOZULMASINA,
istek halinde ödediği temyiz peşin harcının temyiz eden davalı alacaklıya
geri verilmesine, 11.4.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
M.S.Aykonu Y.Akman Ali M.Çiftçi E.Ertekin İ.Karataş
|