 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Sayı:
ESAS KARAR
94/5708 94/6367
ÖZET :Boşanma davasının reddi nafaka isteyen kadının ayrı yaşamaya
hakkı olduğunu tek başına göstermez.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli
mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp
düşünüldü.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun
sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre
davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2- Davacıya nafaka hükmedildikten sonra davacı tarafından açılan
boşanma davasında davanın reddine karar verilmiş ve karar kesinleşmiştir.
Kaldıki koca karısına ihtar göndererek eve davet etmiştir. Boşanma davasının
reddinden sonra davacı kadın ayrı yaşamakta haklı olduğunu isbat edememiştir.
Bu halde kaldırılması talep edilmemiş olsa da davacı Medeni Kanunun 161 ve
162/3. maddesi uyarınca tayin edilen nafakının tezyidini talep edemez. Bu yön
gözetilmeden teayide karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: 1- Temyiz edilen hükmün yukarıda 2.bentte açıklanan gerekçe ile
BOZULMASINA,
2- Çocuk hakkında tesis olunan hükmün yukarıda 1. bentte
açıklanan gerekçe ile ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri
verilmesine oyçokluğuyla karar verildi. 23.6.l994
BAŞKAN ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
Tahir Alp Nedim Turhan Ferman Kıbrıscıklı Özcan Aksoy A.İ.Özugur
(Muhalif)
MUHALEFET ŞERHİ
Davacı Zehranın 21.11.l990 günlü dilekçesini değerlendiren hakim,
davacıya ve yanındaki ortak çokcuklarına ellişer bin lira tedbir nafakası
bağlamıştır.
Davalı koca 13.2.l989, 26.7.l989 ve 3.2.l990 karar tarihli olmak üzere
üç defa evine dönmesi için uyarıda bulunmuştur. Tek iki uyarıda Afyon
Gazlıgöl caddesini son uyarıda da Dağlı köyünü adres olarak göstermiştir.
Davalı eşinin annesini ve kardeşlerini eşini alıkoydukları iddiasıyla
şikayet etmiş bu şikayet l990/384-75 sayı 20.12.l990 günlü İhsaniye
Cumhuriyet Savcılığının takipsizlik kararıyla sonuçlarını, aynı kararda
döğülüp hakarete uğradıkları iddiasında bulunan davanın bu iddiasının
idianameye bağlanarak (990/Hz.385) İhsaniye Asliye Ceza Mahkemesinde dava
açıldığı belirtilmiş, ancak bu soruşturmanın sonucu araştırılmamıştır.
Davacının 23.3.l990 tarihinde açtığı Medeni kanunun 132. maddeye
dayalı boşanma davası, yetkisizlikle sonuçlanmış, yenilenmemiş ve Hukuk Usulü
Muhakemeleri Kanunun 193. maddesi uyarınca açılmamış ad edilmiş duruma
düşmüştür.
Davacının 9.1.l991 tarihinde Medeni Kanunun 134. maddesine dayalı
olarak açtığı boşanma davası red ile sonuçlanmış, bu dava nedeniyle dinlenen
tanıklardan Hasan Aslan davalının denğesiz olduğunu, sağda solda davacı eşine
küfür ettiğini, tanık Emine Yavuz da aynı şekilde davalı koca ve kocanın
babası ve anasının davacıya küfür ettiklerini evden kovduklarını 5-6 yıldır
bu nedenlerle bir araya gelemediklerini açıklamışlardır.
Davalı ihtar üzerine Afyondaki eve gitmiş ancak birkaç ay
kalabilmiştir. Tanıkların ifade ettiği gibi sopa ile evden kovulmuştur.
Davalı nafakanın artırılmasına ilişkin hükmün temyizinde (22.12.l993)
bağımsız bir evinin bulunmadığını handa, otelde yattığını ifade etmiştir.
Dosya içeriğinden çıkan sonuçlara göre
1. Davalının davacıyı dögüp küfür ettiğine ilişkin Asliye Ceza
mahkemesine ait dosyann getirtilip içeriğinin tutanağa geçirilmesi gerekirdi.
Ancak davalı bu konuda bir itiraz ileri sürmemiş, iddiayı yalanlamamıştır.
2- 9.1.l992 de açılan boşanma davası 10.12.l993de kesinleşmiştir.
Nafaka isteği ise 31.7.l992 tarihlidir. Medeni Kanunun 162/3 maddesi
uyarınca davacı eş boşanma davasının devamı süresince ayrı yaşamakta ve
nafakada istemekte haklıdır.
3-Davacı eş, kocanın bağımsız bir evinin bulunmaması ve evden
kovularak atılması nedeniyle ayrı yaşamakta haklıdır.
O halde mahkemenin nafakaya hüküm etmesinde yasaya aykırılık yoktur.
Hükmün onanması görüşündeyim.
Üye
Nedim Turhan
|