 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu
S A Y I
Esas Karar Tebliğname
1994/5-262 1994/280 5/33327
Y A R G I T A Y K A R A R I
Bozma kararı veren
Yargıtay Dairesi : 5. Ceza Dairesi
Mahkemesi : Ankara 18. Asliye Ceza
Günü : 22.3.1994
Sayısı : 105-366
Davacı : K.H.
Sanık : Erkan Akhan vekili Av.Mehmet Emin Yeşil
Davaya Katılan : -
Reşit olmayan mağdureyi rızasıyla alıkoymak ve müteselsilen ırzına
geçmek suçlarından sanık Erkan Akhan'ın TCK.nun 430/2, 416/son ve 80.
maddeleri uyarınca sonuçta 13 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin
Ankara 18. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 10.9.1991 gün ve 1990/293-
1991/595 sayılı hükmün sanık vekili tarafından temyizi üzerine dosyayı
inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesi 11.2.1993 gün ve 88/565 sayı ile;
"Sanık vekilinin yerinde görülmeyen sair itirazlarının reddine,
Ancak;
İddianamede yer verilmeyen TCK.nun 80. maddesi uygulanmadan önce
CMUK.nun 258. maddesi gereğince sanığa ek savunma verilmesi gerektiğinin
gözetilmemesi" isabetsizliğinden bozulmuş bozmaya uyan Yerel Mahkeme 6.2.1993
gün ve 477/762 sayı ile sanığın aynı şekilde mahkumiyetine karar vermiştir.
Sanık vekilinin temyizi üzerine dosyayı yeniden inceleyen Özel Daire
1.12.1993 gün ve 4615/4304 sayı ile bu kerre;
"Sair itirazların reddine,
Ancak;
Sanık vekili 5.7.1993 tarihli dilekçesinde savunma tanıkları
dinlenilmesini ve ayrıca cezanın para cezasına çevrilmesini ve tecilini talep
etmiş olduğu halde CMUK.nun 238. maddesi uyarınca savunma tanıklarının
dinlenilmesi isteğinin kabulü veya reddi doğrultusunda bir karar verilmeden
ve paraya çevirme ve tecil istemleri hususu da karar yerinde tartışılmadan
yazılı şekilde hüküm kurulması" nedeniyle kararı ikinci kez bozmuştur.
Yerel Mahkeme ise 22.3.1994 gün ve 105/366 sayı ile,
İlk hüküm Özel Dairece iddianamede yer verilmeyen TCK.nun 80. maddesi
uygulanmadan önce sanığa ek savunma hakkı verilmesi gerektiğinin
gözetilmemesi isabetsizliğinden bozulmuştur.
Bu bozma kararında sanık vekilinin yerinde görülmeyen sair
itirazlarının reddine denildiğine göre öteki hususlar usuli yönden
kesinleşmiştir.
Usulen kesin hüküm niteliğini kazanan hususlarda yeniden inceleme
yapılmasına olanak bulunmadığına göre Özel Dairenin ikinci bozma kararı
yerinde değildir" biçimindeki açıklamalarla önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükümde sanık vekili tarafından süresinde temyiz edildiğinden dosya
Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istekli 5.7.1994 gün ve 9403227 sayılı
tebliğnamesiyle Birinci Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu,
gereği konuşulup, düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
İncelenen dosyaya göre;
Çözümlenecek sorun; Özel Daire bozma kararında yer alan "yerinde
görülmeyen sair itirazların reddine" tabirinin bozulan Yerel Mahkeme
kararında yer alan diğer hususları kesin hüküm haline getirip getirmediğinin
belirlenmesidir.
Yargıtay temyiz davasını kabul edip incelemesini yaptıktan sonra şu
dört karardan birini verir:
1- Red Kararı : Mahkeme kararının her yönden hukuka uygun olduğunun
anlaşılması halinde verilen karardır. Uygulamada onama denilen bu kararla
temyiz davası reddedilmektedir. Böylece karar kesin hüküm halini alır.
2- Islah Kararı : Yargıtayın inceleme sonunda kararda yasaya aykırılık
bulup kararı bozması ancak esas mahkemesinin yerine geçerek yeni bir karar
vermesidir. Islah kararı Yargıtay'ın işlevi gözönünde tutulduğunda istisnai
bir karardır. Kesin hükmün etkilerine sahip olan bu kararın verilebileceği
durumlar CMUK.nun 322. maddesinde gösterilmiştir.
3- Düşme Kararı : Temyiz incelemesi sırasında ister mahkeme kararından
önce olsun ister sonradan çıksın bir düşme nedeni bulunduğu görülürse davanın
düşmesine karar verilir. Davanın düşmesi kararı asıl ceza davası ile birlikte
tali davaları bu arada temyiz davasını da düşürür. Daha önce verilmiş bütün
kararlar kendiliğinden hükümsüz olur.
Yargıtay düşme kararı verdiğinde karar kesin hüküm kuvvetini kazanır.
4- Bozma kararı : Yargıtay mahkeme kararında hukuka aykırılık saptarsa
veya ancak mahkemece uygulanacak bir norm karardan sonra yürürlüğe girerse
kararı bozar. Bozulan karar tümüyle ortadan kalkacağından hiçbir hukuki sonuç
doğurmaz.
Kararın bozulmayan kısmı onanmış veya kesinlik kazanmış değildir.
Karar dava gibi bir bütün oluşturur. "Şu noktadan temyiz edildi veya bozuldu,
o halde öteki kısımlar kesinleşti" denemez. Yani kısmi kesinleşmeyi kabule
olanak yoktur.
Yargıtayın kararı bozması üzerine mahkeme yeni bir tensip kararıyla
duruşma günü tayin eder ve ilgilileri duruşmaya çağırıp kendilerinden bozmaya
karşı diyecekleri sorulduktan sonra bozmaya uyulup uyulmaması yönünden bir
karar verir.
Eğer mahkeme bozmaya uyulmasına karar verirse o zaman bozma kararı
doğrultusunda işlem yapıp CMUK.nun 260, 261 ve 268nci maddelerine uygun
biçimde yeni bir hüküm kurmak zorundadır. Zira önceki hüküm bozulmakla
ortadan kalkmış ve hukuki gerçerliğini yitirmiştir.
Bu yeni kararın temyiz edilmesi halinde ilk bozma kararıyla bağlı
olmayan Yargıtay değişik bir gerekçeyle kararı tekrar bozabileceği gibi
duruma göre yukarıda açıklanan üç karardan birini de verebilir.
Bu itibarla Özel Daire kararında yer alan "yerinde görülmeyen sair
itirazların reddine" tabiri bozulan Yerel Mahkeme kararının değinilmeyen
kısımlarını kesin hüküm haline getirmez. Kararın kesinleşebilmesi için açıkça
onanması gerekir.
İncelenen dosyada Yerel Mahkemenin ilk bozma kararına olduğu gibi
ikinci bozma kararına da uyduğu saptandığına göre bozma kararı doğrultusunda
işlem yapıp sanık vekilinin gösterdiği savunma tanıklarının dinlenmesine ve
verilecek özgürlüğü bağlayıcı cezanın paraya çevrilmesine ve teciline ilişkin
istemleri hakkında olumlu veya olumsuz bir karar vermesi gerekirken Özel
Dairece bozulan ilk kararın (ilişilmeyen) kısmının "yerinde görülmeyen sair
itirazların reddine" denilmek suretiyle kesinleştiği kabulü ile bozma
gereğinin yerine getirilmemesi yasaya aykırı olduğundan sair yönleri
incelenmeyen Yerel Mahkeme direnme hükmünün açıklanan bu usuli nedenle
bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Sair yönleri incelenmeyen Yerel Mahkeme direnme hükmünün
yukarıda açıklanan nedenle istem gibi BOZULMASINA, l4.11.l994 günü
oybirliğiyle karar verildi.
Birinci Başkanvekili 8.C.D.Bşk. 1.C.D.Bşk. 10.C.D.Bşk.
Mehmet UYGUN M.AKSOY T.GÜVEN H.DOĞAN
7.C.D.Bşk. 5.C.D.Bşk. 9.C.D.Bşk. 6.C.D.Bşk.
S.GENÇAY H.KOÇULU D.TAVİL N.MUTİŞ
M.N.ÜNVER N.BENLİ E.GÜYER G.KINIK
T.ÜNERİ M.S.ASLAN A.R.COŞKUNTÜRK B.KIZILTAN
S.Ö.ÇETİNKOL H.DEMİRÖRS M.MIHÇAK H.CEVHEROĞLU
E.ÜLKER N.BARAN
|