 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
15.HUKUK DAİRESİ
Esas Karar
------ -------
1994/4981 1995/1524
Y A R G I T A Y İ L A M I
Mahkemesi : Kırıkkale Asliye 2. Hukuk Hakimliği
Tarihi : 01.07.1994
Numarası : 1992/476-1994/432
Davacı K.Davalı: Ali Koç Uzel Vekili Av. Adnan Bilir
Davalı K.Davacı: S.S.Kırıkkale Gözde Yapı Kooperatifi
Vekili Av. M. Ali Alan
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen
tetkiki davacı karşı davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için
tayin edilen günde davacı karşı davalı vekili Av. Adnan Bilir ile davalı
Karşı Davacı vekili Av. M. Ali Alan geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde
verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar vekilleri dinlendikten
sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne
bırakılmıştı. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı yüklenici yaptığı iş bedelinden kalan alacağını, davalı
kooperatif ise; noksan ve ayıplı iş bedellerini ayrı ayrı dava etmiş, davalar
birleştirilerek yapılan yargılama sonucu, davacı yüklenicinin isteminin
reddine, davalı iş sahibi tarafından açılan davanın kabulüne dair verilen
karar, davacı yüklenici tarafından temyiz edilmiştir.
1-Taraflar arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmıştır.
Sözleşme ve ek sözleşmede 48 dairenin yapılmasından söz edilmesine rağmen,
davacı 52 daire yaptığını ileri sürmüş, davalı kooperatif ise cevabında
yapılan dairenin 50 adet olduğunu belirtmiş, teslim tutanağında ise, 52
daireyi teslim aldığını kabul etmiştir.
Bilirkişilerce başlangıçta 48 dairenin yapımının kararlaştırıldığı
tadilat projesi sonucu daire sayısının elliye çıkarıldığı 2 dairenin ise;
kömürlüklerden kazanıldığı saptanmıştır. O halde davacı yüklenici 50 dairenin
kaba inşaatı için götürü bedelden, 52 daireninde ek sözleşme uyarınca ve
koşullarına uygun olarak kaba inşaat dışında geri kalan işin yapılması
saptanacak bedele hak kazanmıştır.
Ek sözleşmenin 3. maddesinin (a) bendinde, toplu konut kredisinin 1990
yılı Mart ayında gelmesi halinde işin tamamının o yıl Ekim sonuna kadar
bitirileceği, (b) bendinde de gecikmesi halinde sürenin müteakip yıla
sarkacağı kabul edilmiştir. Dosyaya giren 01.07.1993 günlü banka cevabı
yazısının ekindeki listeden, ödemelerin 1990-1991-1992 yıllarında yapıldığı
görülmekte ise de; bu yazı ve listeden ödemelerin, işin yapılış oranına göre
mi, kredi peyder pey geldiğinden mi, yoksa, kredi temininde karşılaşılan
güçlük ve gecikmelerden mi, bu şekilde yapıldığı anlaşılamamaktadır. Ancak,
davalı kooperatif dahi cevabında, 1991 yılında ödemelerin ek sözleşmeye uygun
yapıldığını bildirmiş, işin 1991 yılında sürdüğünü kabul etmiş, 1992 yılında
ise, iş yapılmadığını iddia etmiştir. Buna rağmen, mahkemece hükme esas
alınan raporda işin 17 günlük sarkma ile 1991 yılında bitirilmesi
gerektiğinden hareketle hesap yapılmıştır. Kredi bakımından tarafların
isticvap edilip, gerekirse bu konu bankadan da sorularak, ya da banka
kayıtları bilirkişilere incelettirilerek işin 1992 yılına sarkmasında kredi
akışından doğan bir neden olup olmadığının saptanması gerekir. Bu husus
gözden uzak tutularak davanın kabulü ile de çelişkili görünen raporun hükme
esas alınması doğru değildir (HUMK 283. md.).
Öte yandan kooperatifin muafiyeti söz konusu olmaksızın, götürü bedele
KDV'nin de dahil olduğu açıktır. Zaten bu kısım için KDV çekişme konusu
yapılmış değildir. Ancak, sözleşmenin 10. maddesinde sadece yasanın tanıdığı
muafiyet nedeniyle kooperatiften KDV istenmeyeceği belirtilmiş, teslim anında
bu muafiyetin kaldırılmış olması halinde, KDV.nin istenebileceği
kararlaştırılmış olduğuna göre, yasal muafiyet dışında kalan KDV.nin
kararlaştırılan ücret içerisinde olmadığı ve bunun ayrıca yükleniciye
ödeneceğinin kabul edilmesi zorunludur.
Bu durumda 16.09.1993 günlü raporda bu kuraldan hareket edilerek KDV
hesabı yapılmış ise de; imalat ve ihzarat birlikte alınarak bu matrah
üzerinden KDV tahakkuku doğru görülmemiştir. Yüklenici kooperatife yaptığı
işten ötürü değil, bu iş için aldığı malzeme dolayısıyla ödemek zorunda
kaldığı KDV.den ötürü istemde bulunabilir. Bu nedenle hakedişin tamamına
değil hakedişe giren malzemenin KDV.sinin, yüklenicinin alacağının hesabında
gözönünde bulundurulması gerekir.
2-Birleşen davada işsahibi kooperatif eksik işler yanında, ayıplı iş
bedellerini de istemiştir. 02.05.1992 günlü ve usulüne uygun olarak
kooperatiften iki yetkilinin imzası ile kooperatif mühürünü taşıyan teslim
tutanağında yüklenici ibra edildiği açıktır.
Bu ibra kooperatifi bağladığından birleştirilen davanın reddi gerekir.
Ancak ibradan sonra ve zamanla ortaya çıkan gizli ayıplar varsa elbette
bunlar ibra kapsamına girmediğinden ayrıca dava edilebilir.
Sözleşme ve eklerinin yorumu hakime ait iken bu husus bir yana
bırakılıp teknik işlerden kurulu heyetten alınan rapora, doğrudan bağlı
kalınarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; yukarıda 1. bentte açıklanan araştırma yapılıp
belgeler toplandıktan sonra, yorumda kendilerine yardımcı olmak üzere
içlerinden biri hukukçu diğer ikisi özellikle bilirkişilik konusunda
deneyimli teknik kişilerden kurulu heyetten -ki, gerekirse istinabe yolundan
yararlanılarak- rapor istihsali, raporun dosyadaki kanıtlarla birlikte
değerlendirilmesi ve sonuca göre hükme varmaktan ibaret olmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda 1. ve 2. bentte açıklanan nedenlerle kararın davacı
yüklenici yararına BOZULMASINA, duruşmada kendisini vekille temsil ettiren
davacı yararına 250.000 TL duruşma vekillik ücretinin davalı kooperatiften
alınarak davacıya verilmesine, istek halinde ödediği temyiz peşin harcının
temyiz edene iadesine, 16.03.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
M.S.Aykonu Y.Akman K.Öge Ali M.Çiftçi Y.E.Selimoğlu
|