Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 



T.C
Y A R G I T A Y
Onyedinci Hukuk Dairesi

	E.	1994/4631
	K.	1994/6266
	T.	7.7.1994

*  KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ 
*  KAMU HİZMETİNE TAHSİS EDİLMEME
*  İMAR VE İHYA EDİLEN TAŞINMAZ MALLAR 
*  İMAR PLANI 

ÖZET : Taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlenmiştir. Ancak, kamu
 hizmetine tahsis edilen ya da masraf ve emek şartiyle imar ve ihya edilerek
 tarıma elverişli hale getirilen bir yer olup olmadığı üzerinde durulmamıştır.
 Yasanın 17. maddesinin uygulanabilmesi için, taşınmazın hem imar ve ihya yolu
 ile elde edilen bir yer olması, hem de, maddenin 2. fıkrasında öngörülen imar
 planı kapsamında kalıp kalmadığı belirlenmelidir. Kalması halinde zilyedlikle
 kazanılamayacağı, aksi takdirde aynı Yasanın 14. maddesinin hükümleri
 ışığında toplanan delillerle birlikte değerlendirilerek zilyed yararına
 kazandırıcı zamanaşımı hükümlerinin işleyeceğinin kabulü gerekir.

 (3402 s. Kadastro K. m. 17, 14)

Taraflar arasındaki tesbite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda,
 davanın Hazine yönünden kabulüne, Vakıflar İdaresi ile Sultan ve arkadaşları
 yönünden reddine ilişkin verilen hüküm davalı vekili tarafından süresi içinde
 temyiz edilmiş ise de, dava konusu taşınmazın değeri duruşma yapılmasını
 gerektirecek miktarda olmadığından duruşma isteminin değer yönünden reddi ile
 incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek dosya incelendi,
 gereği düşünüldü:

Kadastro sırasında; 740 parsel sayılı, 1809 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz
 miras, vergi kaydı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı adına
 tesbit edilmiştir. Askı ilan süresi içinde Vakıflar İdaresi tapu kaydına
 dayanarak dava açmıştır. Hazine taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğuna,
 Sultan ve arkadaşları da tapu kaydına dayanarak davaya katılmışlardır.
 Mahkemece, davanın Hazine yönünden kabulüne, Vakıflar İdaresi ile Sultan ve
 arkadaşları yönünden reddine, dava konusu parselin Hazine adına tapuya
 tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Mahkemece; taşınmazın kesinleşen imar planı kapsamında kalan yer olduğu, bu
 tür yerlerinde 3402 sayılı Kadastro Yasasının 17/son fıkrası uyarınca
 zilyetlikle iktisaba elverişli olmayacağı gerekçesiyle davasının kabulü ile
 taşınmazın katılan Hazine adına tesciline karar verilmiş ise de, yapılan
 araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir.

Taşınmazın 1942 tarihli orman tahdit sınırları dışında ve fakat 1/25000
 ölçekli çevre düzeni nazım imar planı içinde kaldığı yerinde yapılan keşif,
 uygulama ve uzman bilirkişilerin raporları ile saptandığı gibi bu yön
 mahkemeninde kabulündedir. Uyuşmazlık, davada 3402 sayılı Kadastro Yasasının
 17. maddesinin uygulama yeri olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Dava ve
 hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 3402 sayılı Yasanın 17. maddesinin 1.
 fıkrasında; orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve
 kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden masraf ve emek sarfiyle imar ve ihya
 edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmazların 14. maddedeki koşullar
 mevcut olduğunda imar ve ihya edilen yada halefleri adına, aksi takdirde
 Hazine adına tesbit edileceği, ikinci fıkrasında ise; il, ilçe ve kasabaların
 imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda da bu hükmün
 uygulanamayacağı öngörülmüştür. Yasanın açık hükmü karşısında öncelikle
 üzerinde durulacak husus, maddede yer alan koşulların somut olayda mevcut
 bulunup bulunmadığıdır. Yukarda da açıklandığı üzere taşınmazın orman sayılan
 yerlerden olmadığı belirlenmekle beraber kamu hizmetine tahsis edilen yada
 masraf ve emek sarfiyle imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen
 bir yer olup olmadığı üzerinde durulmamıştır. Yasanın 17. maddesinin
 uygulanabilmesi için taşınmazın hem imar yolu ile elde edilen bir yer olması
 hem de il, ilçe ve kasaba imar planının kapsamında kalması gerekir. Hal böyle
 olunca taşınmazın orman sayılmayan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen bir yer
 olması halinde zilyed yararına kazandırıcı zamanaşımı hükümlerinin
 işleyeceğinde duraksamamak gerekir.

Oysaki, taşınmazın öncesinin ne olduğu, kimden kaldığı, zilyedi ve zilyetliğin
 sürdürülüş biçimi ve süresi gereği gibi araştırılmamış, ziraat mühendisi
 bilirkişiden taşınmazın nitelikleri kullanım süresi ve imar ihya suretiyle
 edilen bir yer olup olmadığı konularında rapor da alınmamıştır.

Eksik inceleme ile hüküm verilemez. O halde, uyuşmazlığın sağlıklı bir çözüme
 kavuşturulması için davada kanıtlama yükümlülüğü düşen davalıdan zilyetlikle
 ilgili olarak taşınmazı ve yöreyi iyi bilen yaşlı tanık göstermesi istenmeli,
 önceden dinlenen yerel bilirkişi ile gösterilecek tanıklar ve tesbit
 bilirkişileri hazır edilmek suretiyle yerinde yeniden keşif yapılarak
 taşınmazın öncesinin ne olduğu, kimden kaldığı, zilyedi, zilyetlik süresi ve
 sürdürülüş biçimi olaylara dayalı olarak bilirkişi ve tanıklardan ayrı ayrı
 sorulup saptanmalı, bilirkişi ve tanık bildirimleri arasında aykırılık
 olduğunda giderilmeli, ziraat mühendisi bilirkişiden 17. maddede tanımlanan
 şekilde taşınmazın imar, ihya ile elde edilen bir yer olup olmadığı,
 toprağının karakteri, bitki örtüsü işleniş tarzı ve kullanım süresi
 konularını içerecek şekilde teknik verilere dayalı gerekçeli rapor alınmalı,
 taşınmazın imar ihya sonucu elde edilen bir yer olduğunun belirlenmesi
 halinde çevre düzeni nazım imar planı ile yetinilmeyerek maddenin 2.
 fıkrasında öngörülen imar planı kapsamında kalıp kalmadığı belirlenmeli,
 kalması halinde zilyetlikle kazanılmayacağı düşünülmeli, aksi takdirde aynı
 Yasanın 14. maddesinin hükümleri ışığında toplanan deliller birlikte
 değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir.

Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan
 nedenlerden ötürü (BOZULMASINA) ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz
 edene geri verilmesine, 7.7.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini