Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 



      T.C.
                                                                               
   
 Y A R G I T A Y 
Ceza Genel Kurulu
    S A Y I 

Esas           Karar            Tebliğname   
1994/4-358     1995/65          4/57474
                          
                   Y A R G I T A Y  K A R A R I

Bozma kararı veren 
Yargıtay Dairesi         : 4.Ceza Dairesi
Mahkemesi                : İstanbul 4. Ağır Ceza 
Günü                     : 29.4.1994
Sayısı                   : 63-91
Davacı                   : K.H.
Sanık                    : Av.H.Basri Öztürk vekili Av.Enver Yener
Davaya Katılan           : Av.Sabahattin Ertekin

	Hakaret suçundan sanık Sabahattin Ertekin'in yüklenen suçtan beraatine
 ilişkin İstanbul 4ncü Ağır Ceza Mahkemesince 12.3.1993 gün ve 254-77 sayı ile
 verilen kararın, katılan vekili tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen,
 Yargıtay 4ncü Ceza Dairesince 3.2.1994 gün ve 9056-668 sayı ile;
	(Sanığın katılana yönelik olarak, "onun menfaat çığırtkanlığı"
 yaptığını ileri sürüp, küçültücü değer yargısında bulunduğu ve hukuka
 uygunluk sınırlarını aştığı gösterilmeden beraat kararı verilmesi)
 isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
	Yerel Mahkeme ise 29.4.1994 gün ve 63-91 sayı ile; sanığın, mahkemeye
 sunduğu dilekçesi kül halinde değerlendirildiğinde, tarafların sıfatlarına,
 toplumsal örf ve adete göre söylenen sözler T.C.K.nun 486/2nci maddesi
 kapsamında kaldığından, hakaret suçu oluşmamıştır. Açıklamasıyla önceki
 kararda direnmiştir.
	Bu karar da katılan vekili tarafından süresinde temyiz edildiğinden,
 dosya Yargıtay C.Başsavcılığının "bozma" istekli 28.11.1994 gün ve 4/57474
 sayılı tebliğnamesiyle, Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza
 Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.

	 	CEZA GENEL KURULU KARARI

	İncelenen dosyaya göre;
	Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, sanığa yüklenen
 hakaret suçunun yasal unsurlarının oluşup, oluşmadığı hususundadır.
	Bir fiilin suç oluşturabilmesi için, tipe uygun olmalı, bir başka
 hüküm tarafından hukuka uygun hale getirilmemeli ve failde suç kastı
 bulunmalıdır. Yasal savunma, zaruret hali, mağdurun rızası, hakkın
 kullanılması ve benzeri haller gibi hukuka uygunluk sebeplerinden, hakaret
 suçları bakımından hakkın kullanılması kavramı üzerinde durulduğunda;
 savunma, ihbar ve şikayet, haber verme, eleştiri, terbiye ve gözetim hakları
 sözkonusu olmaktadır.
	Hakkın kullanılması olarak kabul edilen savunma hakkı, 2709 Sayılı
 Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 36ncı maddesinde; herkes, meşru vasıta ve
 yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı
 olarak iddia ve savunma hakkına sahiptir..." hükmü yeralmaktadır.
	Görülüyor ki, Anayasanın kabul ettiği esasa göre, iddia ve savunma
 hakkının kullanılması ancak meşru vasıta ve yollardan yararlanmak suretiyle
 olmalıdır.
	İddia ve savunma hakkının her türlü etkiden uzak olarak kullanılması
 esastır. Bir davada tarafların yargı mercileri önünde iddia ve savunmalarını
 hiçbir endişeye kapılmadan serbestçe yapmaları gerekir. Ancak bu serbesti,
 dava konusu olayın aydınlığa kavuşmasına, bir başka anlatımla, hakkın meydana
 çıkmasına vesile olması amacına hizmet etmelidir. Böyle olduğu takdirde
 Anayasanın öngördüğü meşru vasıta ve yollara başvurulmuş olur. Ancak, o dava
 sebebiyle söylenmesinde ve yazılmasında yarar bulunmayan, yani davanın
 aydınlığa kavuşmasında ve hakkın meydana çıkarılmasında hiçbir olumlu etkisi
 olmayan hakareti oluşturan yazı ve sözlerin sarfedilmiş bulunmasında meşruluk
 vardır denilemez. Bu gibi durumlarda iddia ve savunma sınırı aşılmış ve
 dolayısıyla haysiyetler korunmamış olur.
	Anayasadaki bu düzenlemeye paralel olarak, T.C.Y.nın 486ncı maddesinde
 yer alan hükme bakıldığında; maddenin birinci fıkrasında; "Tarafların veya
 vekil, müdafi, müşavir yahut kanuni mümessillerinin bir dava hakkında kaza
 mercilerine verdikleri dilekçe, layiha veya sair evrakın yahut yaptıkları
 iddia ve müdafaların ihtiva ettiği hakareti mutazammın yazı ve sözlerinden
 dolayı takibat yapılamaz." hükmüne yer verilmiştir. Görüldüğü gibi yasa
 koyucu burada savunma dokunulmazlığı denilen bir hukuka uygunluk sebebine yer
 vermiş bulunmaktadır.
	Ancak, maddenin ikinci fıkrasında; "Dava ile ilgili olmayan ve ilgili
 olduğu takdirde dahi iddia ve müdafaa hududunu aşan hakareti mutazammın yazı
 ve sözler yukarıdaki fıkra hükmünde hariçtir." hükmü yeralmaktadır. Demek ki,
 iddia ve savunma hududu aşıldığı takdirde dokunulmazlık dışına çıkılmış olur.
 Hakaret suçunda savunma sınırının aşılıp aşılmadığını saptamak için yazılan
 yazı ve söylenen sözlerin, savunma konusuyla mantıksal bağlantısını ve
 savunmaya yararlı bulunmasını takdir etmek gerekir. Nitekim T.C.Y.nın 486ncı
 maddesini değiştiren 6123 Sayılı Yasaya ilişkin Adalet Komisyonu raporunda;
 "466ncı maddede bir dava hakkında mahkemeye verilen evrak ve irat olunan
 müdafanın hududu tecavüz edilerek yapılan hareketlerde mütacavize ceza
 verilmesi icabettiği mütala edilerek maddenin buna göre tadili teklif
 edilmiştir. Mer'i metinde bir dava esnasında iki taraf veya vekilleri
 canibinde dava hakkında mahkemeye verilen evrak ve irat olunan müdafaanın
 muhtevi olduğu elfazı tahkiriyeden dolayı takibat icra olunamaz. Şeklindeki
 hükme karşı taklifte birinci fıkra aynen alınmakla beraber, dava ile ilgili
 olarak yapılması ve söylenmesi zaruri olmayan hakareti mutazammın yazı ve
 sözlerin birinci fıkra hükmünden istisna edilerek T.C.K.nun muvacehesinde
 hakaret suçunu teşkil edeceği kabul edilmiş bulunmaktadır..." denilmektedir.
 O halde, dava ile ilgili olmayan ve ilgili olduğu takdirde iddia ve savunma
 sınırını aşan hakareti oluşturan yazı ve sözler hakkında T.C.Y.nın 486/1.
 maddesi uygulanamayacağından, hukuka uygunluk sebebinden sözedilemez.
	İnceleme konusu olayda; sanık; davalı vekili olarak mahkemeye sunduğu
 20.1.1992 günlü cevap dilekçesinde; davacı vekili katılanı kastederek;
 "...yoksa çeşitli yollara başvurmak sureti ile temin edilen bilirkişiden elde
 edilmiş fahiş ve hayal mahsulü kirayı içeren rapora dayalı karar verilmesini
 talep edip, menfaat çığırtkanlığı yapmak mı komiktir?" demek suretiyle,
 davacı vekili katılanı menfaat çığırtkanlığı yapmakla suçlamaktadır. Söylenen
 bu sözlerin dava ile ilgisi ve yararı yoktur. Savunma hududu aşıldığında,
 hakareti oluşturan bu sözler nedeniyle sanığın savunma dokunulmazlığından
 yararlanması olanaklı değildir. Bu itibarla, üzerine yüklenen suç, yasal
 unsurlarıyla oluşmuştur. Direnme kararının bozulmasına karar verilmelidir.
	Karşı oy kullanan kurul üyeleri, direnme kararının haklı nedenlere
 dayandığını ileri sürmüşlerdir. 
	SONUÇ   : Açıklanan nedenlerle, katılan vekilinin temyiz itirazları
 yerinde görüldüğünden, direnme kararının istem gibi BOZULMASINA, 13.3.1995
 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

Birinci Başkanvekili    4.C.D.Bşk.        7.C.D.Bşk.        5.C.D.Bşk.
Mehmet UYGUN            S.SELÇUK          S.GENÇAY          H.KOÇULU

2.C.D.Bşk.              6.C.D.Bşk.        C.GENÇKAYA        3.C.D.Bşk.V.
M.ONAN                  N.MUTİŞ                             M.B.TÜZİNAL

E.ÖCAL                  A.SAYSEL          V.SAVAŞ           K.GÜVEN
                         Onama

M.ERTUĞRUL              M.V.BENLİ         A.ÖNCÜL           Y.KALAY
	 	 	   Onama

B.KIZILTAN              S.Ö.ÇETİNKOL      N.OK              M.MIHÇAK

Ş.EROL                  Ö.GÖĞÜŞ           S.YETKİN          N.BARAN

Z.ASLAN	
    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini