Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 



     T.C.
Y A R G I T A Y
4. Ceza Dairesi         
	 	 	 	 BOZMA
	 	 Y A R G I T A Y  İ L A M I
Esas       No:94/3646
Karar      No:94/6634
Tebliğname No:6/78625 

  Sövme, tehdit ve silah çekme suçlarından sanık Mahmut Kaplan hakkında
 TCY.nın 482/2, 466, 59, 81/1, 647 sayılı yasanın 4, 6. maddeleri uyarınca
 291.666 lira ağır para cezasıyla hükümlülüğüne, cezasının ertelenmesine
 ilişkin TAŞKENT Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 1992/23 esas, 1993/11 karar
 sayılı ve 28.4.1993 tarihli hükmün temyiz yoluyla incelenmesi O yer C.Savcısı
 tarafından istenilmiş ve temyiz edilmiş olduğundan; Yargıtay
 C.Başsavcılığının 19.4.1994 tarihli bozma isteyen tebliğnamesiyle 25.4.1994
 tarihinde daireye gönderilen dava dosyası, boşvurunun nitelik ve kapsamına
 göre görüşüldü. 
	Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
	Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler
 ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde
 görülmemiştir.
	A-Eylemlerin niteliği ile ilgili uygulamada; sövme eyleminin doğru
 nitelendiği anlaşılmıştır.
	Ancak; 
	Yerel mahkeme, sanığın saptanan ve tehdidi içeren sözleri tartışma
 (kavga) sırasında öfkeyle söylediği ve bu nedenle de suçun kasıt öğesinin
 oluşmadığı; yine aynı gerekçede sanığın amacının kardeşini tehdit değil,
 yaralamak olacağını kabul edildiği halde eylemin "kavgada korkutmak amacıyla
 silah çekme derecesinde kaldığı" yolundaki çelişik gerekçeyle sanığın T.C.
 Yasasının 466. maddesine göre hükümlülüğüne karar vermiştir.
	Karar aşağıdaki nedenlerle yerinde değildir:
	1-T.C. Yasasının 191. maddesinde yer alan, yardımcı hüküm niteliğinde
 olan ve (amaç-tehdit) olarak salt tehdit eylemini cezalandıran cürümün manevi
 öğesi, tehdit etme bilinç ve iradesi öğelerinden oluşan genel kasıttan
 ibarettir. Bu kasıt, kastın oluşum süreci ve yoğunluğu açılarından bir
 düşünce kastı (dolo di proposito) ya da bu kastın en yoğun biçimi olan
 tasarlama (taamüt) ve yahut da kavga ve tartışma gibi çoğu durumlarda
 görüldüğü üzere bir öfke (taşkınlık) kastı (dolo di impeto) da olabilir. Bu
 nedenle de saptandığı takdirde öfke bilinç ve iradeyi kaldırmayıp yalnızca
 iradeyi ve dolayısıyla sorumluluğu zayıflattığından, suç kastının ortadan
 kalkması söz konusu olamaz. Bu durumda, koşulları bulunduğu takdirde,
 yalnızca T.C. Yasasının 5l. maddesinde öngörülen yasal indirim uygulanabilir.
 Nitekim, bu hareketin; bir amaç-tehdit olarak değil, bir araç-tehdit olarak
 cezalandırıldığı, T.C. Yasasının 258, 308, 416, 429, 495. ve benzer; bir çok
 maddelerinde, suç kastının kapsamına girdiği halde, öfkeyle söylenen tehdit
 hareketinin, kasıt bulunmadığı ya da ciddi olmadığı ileri sürülmemiş, bu
 suçları işleyen failler uygulamada yerinde olarak cezalandırılagelmişlerdir.
 T.C. Yasasının amaç-tehdidi (md.191) ve araç-tehdidi (md.188) cezalandıran
 191. ve 188. maddelerinde, öfkenin suç kastını kaldıracağını ve öfkeyle
 söylenen tehdidin ciddi olmayacağını ileri sürmek, kuşkusuz yukarıda anılan
 maddelerdeki suç aracı tehdidin kalkmasını ve dolayısıyla bu suçların da
 oluşmamasını doğurur ve T.C. Yasasının sistemi içinde bir iç çelişki yaratır.
	Bir tehlike suçu olan tehdidin, ciddi olup olmadığı hususu ise,
 tehdidi içeren sözlerin gerçekleşmesinin kaçınılmaz olup olmamasına göre
 değil, oluştuğu ortama ve tarafların bedensel ve ruhsal durumlarına göre,
 tehdit edici sözlerin gerçekleşme olasılığı ve mağdurun iradesini etkileme
 derecesi ölçüleri içinde, önceden bir bir sayılması olanaksız etkenler
 gözetilerek, ilk mahkemece değerlendirilecek olgusal (fiili) bir sorundur.
 İlk mahkeme; ağır olmayan (hafif) tehditlere karşı da cezai yaptırım
 gerektiren T.C. Yasası koyucusunun bu konudaki duyarlılığını da gözeterek,
 tehdidin görünüşte ciddi olup olmadığı sorunu çözmek zorundadır. Öfkeyle
 söylenen tehditlerin ciddi olamayacağı yolunda önceden ilke boyutunda ve
 üstelik bir olay içtihadı yaratmak olanaksızdır.
	Tehdit cürmünün hukuki ve maddi konuları, suç kastını zaman süreci
 içindeki oluşumu ve niteliği, suçun yapısına ilişkin yukarda açıklanan
 nedenler gözetilmeden, tartışma ve kavga sırasında salt öfkeyle işlenen
 tehdidin suç olamayacağı nedenine dayanılarak yazılı biçimde ve yasal
 temelden yoksun gerekçeyle hüküm kurulması,
	2-Kabule göre sanığın eyleminin yaralamaya eksik kalkışma niteliğinde
 olduğunun düşünülmemesi,
	B-Erteleme ve tekerrürle ilgili uygulamaya gelince:
	Sanığın önceki yaralama suçu ile ilgili 1 yıl 8 ay olan hapis cezası
 çektirilirken, 647 sayılı Yasanın 6. maddesindesini değiştiren 3506 sayılı
 Yasa çıkmış ve sanığın başvurusu üzerine 21.12.1988 tarihinde verilen ek
 karar ile cezası ertelenmiştir.
	Mahkeme; ertelemenin takdire dayanan ve hükümle birlikte yapılan
 erteleme olmadığını, yasa gereği zorunlu yapıldığını ve bu nedenle TCY.nın
 95. maddesinin uygulanamayacağına karar vermiş, sanığın cezasını TCY.nın 81.
 maddesi ile artırmıştır.
	3506 sayılı Yasa 647 sayılı yasanın 6. maddesini erteleme koşulları
 açısından değiştirmiştir. Daha önce erteleme kapsamı dışında kalan cezalar da
 ertelenebilir konuma gelmiştir. Sanık yasal süresi içinde başvurmuş ve cezası
 ertelenmiştir. Zorunlu erteleme söz konusu değildir. Sanığın TCY.nın 81.
 maddesinin uygulanmasını gerektiren tümüyle infaz edilmiş bir cezasının
 bulunduğu dosyadaki bilgilere göre anlaşılamamaktadır. 
	Bu durumda:
	1-Sanığın yasa gereği ertelenen cezasının TCY.nın 95. maddesi ile
 çektirilmesine karar verilmesi gerekirken TCY.nın 81. maddesi ile artırma
 yapılması,
	2-Geçmişte para cezasının dışında özgürlüğü bağlayıcı cezaya hüküm
 giydiği halde, sanık hakkında hükmolunan cezaların ertelenmesine karar
 verilmesi,
	Yasaya aykırı ve O yer C.Savcısının temyiz nedenleri ile
 tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN BOZULMASINA,
 yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak
 üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 14.9.1994 tarihinde
 oybirliğiyle karar verildi. 16.9.1994 

Sami Selçuk   Muharrem Dinç   Erol Çetin  Birol Kızıltan   Fadıl İnan  
Başkan             Üye           Üye           Üye              Üye
    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini