 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Sayı:
ESAS KARAR
94/3311 94/4136
ÖZET : Yabancı Ülkede bir yıldan çok mahkumiyette kişiye vasi tayini
gerekir.
Muhalefet: Yabancı mahkemenin ceza kararının, Türkiyede infazı Türk
mahkemelerince kararlaştırılmadıkca vazi tayini gerekmez.
Taraflar arasındaki boşanma davasının yapılan muhakemesi sonunda
mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği
görüşülüp düşünüldü.
Medeni Kanunun 357. maddesi bir sene veya daha fazla hurriyeti
bağlayıcı bir ceza ile mahkum olan reşit kişi için bir vazi tayin edileceği
kuralanı getirmiştir. Cezaevine konulan ve dış hayatla ilişkisi kesilen
kişinin, bu ilişki kesikliği sebebiyle bir çok çıkarının zarara uğraması söz
konusu olabilir. bundan başka her insanın günlük hayatının gereklerine uygun
işlemler yapılması zorunluluğu da gözden uzak tutulamaz. İşte bu nedenle
kanun yapıcı, en az bir yıl süreyle hapis cezasına çarptırılan ve cezaevine
konulan kişinin çıkarlarını korumak ve onun adına işlemleri yürütmek üzere
kanuni temsilci olarak bir vazi tayinini uygun bulmuştur. Burada güdülen
amaç mahkumun çıkarının korunmasıdır. Amaç gözetildiğinde mahkumiyet
kararının Türk veya yabancı mahkemeden verilmiş olmasının veya Türkiyede
yahut yabancı ülkede infazına başlanmasının etkisi olamıyacağı gibi, konu
devletin hakimiyet hakkı ilede ilgili değildir. Davacı dilekçesinde,
tanıklarda ifadelerinde davalının yabancı ülkede mahkum olduğunu
belirtmişlerdir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, davalı hakkında
mahkumiyet kararı verilip verilmediğini, verilmişse süresi ile infazına
başlanıp başlanmadığını araştırmak ve hasıl olacak esasının incelenmesi ve
yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA bozma
sebebine göre de diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına temyiz peşin
harcının yatırana geri verilmesine oyçokluğuyla karar verildi. 21.4.1994
Başkan Üye Üye Üye Üye
Tahir Alp Nedim Turhan Hakkı Dinç F.kıbrıscıklı A.İhsan Özuğur
(muhalif) (muhalif)
MUHALEFET ŞERHİ
Türk ceza kanunun 1. maddesi gereği, yasaların açıkca suç saymadığı
bir eylemden dolayı kimseye ceza verilemez. (Kanunsuz suç ve ceza olamaz).
İşlendiği zamanki yasaya göre suç olmayan bir eylemden dolayı da kimse
cezalandırılamaz. (T.C.K.md.2). Bir Türk hakkında yabancı memlekette hüküm
verilmiş olsa bile Türkiyede muhakeme edilir. (T.C.K.m.3). Türk yasalarına
göre aşağı sınırı üç seneden eksik olmayan kişisel hürriyeti bağlayıcı bir
cezayı gerektirir. Suçu (cürüm) yabancı ülkede işlediği ve kendisi Türkiyede
bulunduğu taktirde Türk yasalarına göre cezalandırılır. Suç aşağı sınır üç
seneden az kişisel hürriyeti bağlayıcı bir cezayı gerektiriyorsa, kovuşturma
zarar görenin veya yabancı ülkenin şikayetine bağldır. (T.C.K.kd.5). Yabancı
mahkemenin mahkumiyet kararının Türk yasalarının gerek asli gerekse fer'i
olarak kamusal haklardan yasaklama veya medeni hakları kullanma ehliyetini
kullanılmasını yasaklamayıda kapsıyor ise, Cumhuriyet Savcısının isteği
üzerine yabancı mahkemece hüküm olunan kamusal haklardan ve medeni hakları
kullanmadan yasaklamaya ait hükümlerin Türkiyede de geçerli olacağına mahkeme
karar verebilir. Yabancı mahkeme kararının türk mahkemelerinde yeniden
incelenmesini hükümlü de isteyebilir. (T.C.K.md.8)
Medeni Kanunun 357. maddesi uyarınca bir seneden fazla hurriyeti
bağlayıcı bir ceza ile mahkum olan her sezgine bir vasi atanır. Vasinin
atanması için hükmün yerine getirilmiş olmasına başlanmış olması gerekir.
Başka bir anlatımla kısıtlılık hükmün yerine getirilmesine başlanılmış
olmasıyla başlar. Mahkumiyet başlı başına kısıtlılık nedeni değildir.
Mahkumiyet hükmünün yerine getirilmesi yetkisi Türk mahkemelerine aittir. Bir
başka ülkenin yargısı yabancı mahkeme kararının Türkiyede yerine
getirilmesini isteyemez. Zira böyle bir istek o ülkenin egemenlik haklarıyla
bağdaşmaz
Türk ceza kanunun 8. maddesiyle yabancı ülke mahkemesinden verilen
mahkumiyet kararının Türkiyede hüküm ifade etmesini, o kararın Türk
mahkemelerince tanınmasına bağımlı kılmıştır. Zira Türk ceza yasalarına göre
suç oluşturmayan bir konuda yabancı mahkemeden bir mahkumiyet kararı
çıkabilir. Bu durumda kararın tanınması mümkün olmaz. Tanınması mümkün
olmayan bir kararın yerine getirilmesi de düşünülemez.
Yabancı mahkemeden verilen kararla tayin edilen ceza üç yıldan az ise,
Türkiyede yeniden kovuşturmaya tabi tutulması, suçtan zarar görenin veya
yabancı devletin şikayetine bağlıdır.
Somut olayda, davalının tutuklumu hükümlümü olduğu, hükümlü ise süresi
hakkında ortaya bir delil konulmamıştır. Davacı 29.11.1993 günlü dilekçe ile
delillerini hasretmiş, bu deliller arasında yabancı mahkeme kararından söz
edilmemiş, bu yönde bir araştırma da istenmemiştir. Hakim tarafların
gösterdiği delillerle bağlıdır. Kendiliğinden idda ve savunmanın dışına
çıkamaz, tarafın dayanmadığı bir delili araştırma konusu yapamaz.
bu itibarla mahkemenin davalıyı kısıtlı kabul etmemiş olmasında ve
boşanma kararı vermesinde yasal kurallara aykırılık yoktur. Hükmün onanması
gerekir. Sayın çoğunluğun görüşlerine katılmıyoruz.
Üye Üye
Nedim Turhan Ferman Kıbrıscıklı
|