 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu
E. 1994/3-8
K. 1994/35
T. 7.2.1994
* AYNI EYLEM NEDENİYLE İKİ DAVA AÇILMASI
* TAZMİNAT
ÖZET : Aynı eylem nedeniyle sanıklar hakkında; hem izinsiz ağaç kesmek, hem de
kaçak orman emvali nakletmek suçlarından dava açılıp, izinsiz ağaç kesmek
suçundan mahkumiyet kararı verildiğine göre, kaçak orman emvali nakletmek
suçundan açılan davanın reddine karar verilmemeli, sadece kaçak orman emvali
nakletmek suçunun oluşmadığını vurgulamakla yetinilmelidir.
Sanıklardan herbirinin kendi adına hareketle, kendi araçlarında yakalanan
emvali ormandan değişik yer ve zamanda izinsiz olarak naklederken
yakalandıkları anlaşıldığından, tazminat sorumlulukları kestikleri emval ile
sınırlıdır ve eylemleri 6831 sayılı Yasanın 91/5-son maddesine uyan suçu
oluşturur.
(6831 s. OK. m. 91/5-son, 108/1) (1412 s. CMUK. m. 253/3)
6831 sayılı Yasaya aykırı davranışta bulunmak suçundan sanıklar Berat,
Necmettin, Cemil ve Osman'ın yargılanmaları sonucunda;
a) Necmettin ve Berat'ın 6831 sayılı Yasanın 91/1-3-son maddesi uyarınca
otuzaltışar ay hapis ve 620.040'ar lire ağır para cezası,
b) Cemil ve Osman'ın, 6831 sayılı Yasanın 91/1-3-son; TCY.nın 81. maddesi
uyarınca kırkikişer ay hapis ve 720.380'er lira ağır para cezasıyla
cezalandırılmalarına, sanıklar hakkında kaçak orman emvali nakletmek suçundan
açılan davanın reddine, tazminata ve zoralıma ilişkin, (Ulubey Sulh Ceza
Mahkemesi)nce 20.5.1992 gün ve 71/38 sayı ile verilen kararın, sanıklar
tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay Üçüncü Ceza
Dairesi'nce, 11.3.1993 gün ve 14696/4440 sayı ile;
(Sair itirazlar yerinde görülmeyerek;
1- Aynı eylemden dolayı sanıklar hakkında açılan ikinci davalar, bu dava ile
birleştirilmiş olduğu halde yargılama sonunda aynı eylemden dolayı hem
mahkumiyet, hem de red kararı verilmek suretiyle kararda çelişkiye düşülmesi,
2- Sanıklar hakkında, dikiliden ağaç kestiklerine dair kesin kanıt bulunmadığı
saptanan eylemlerinin ormandan izinsiz emval çıkarmak suçunu oluşturduğu ve
ayrı ayrı araçlar ile emval naklederken yakalanan her sanık hakkında, 6831
sayılı Yasanın 91/5-son maddesi ile ayrı ayrı uygulama yapılması gerektiği ve
tüm emvalden sorumlu tutulamayacakları gözetilmeden yazılı şekilde karar
verilmesi,
3- Yedieminde bulunan sanık Necmettin adına kayıtlı balta hakkında bir karar
verilmemesi) isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise, 4.8.1993 gün ve 21/36 sayı ile; (sanıklar hakkında Devlet
ormanından ağaç kesmek ve kaçak emval nakletmek suçlarından açılan davalar,
şahsi ve fiili irtibat nedeniyle birleştirilmiş, sanıkların eylemlerinin
kaçak ağaç kesmek suçunu oluşturduğu anlaşıldığından, aynı eylemleri
nedeniyle kaçak orman emvali nakletmek suçundan açılan davanın reddine karar
verilmiştir.
Suça konu emval tüm sanıklar tarafından kesildiğine göre tazminat
sorumlulukları buna göre belirtilmelidir.
Öte yandan, sanıklarda yakalanıp, yediemine verilmiş bir balta
bulunmamaktadır) açıklaması ile önceki kararda direnmiştir.
Bu karar da, sanıklar tarafından süresinde temyiz edildiğinden dosya Yargıtay
C. Başsavcılığı'nın "Bozma" istekli 23.12.1993 gün ve 84422 sayılı
tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığı'na gönderilmekle; Ceza Genel
Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
İncelenen dosyaya göre;
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık;
1- Aynı eylem nedeniyle sanıklar hakkında; hem izinsiz ağaç kesmek, hem de
kaçak orman emvali nakletmek suçlarından dava açılıp, izinsiz ağaç kesmek
suçundan mahkumiyet kararı verildiğine göre, kaçak orman emvali nakletmek
suçundan açılan davanın reddine karar verilip, verilmeyeceği,
2- Tazminatın belirlenmesinde sanıkların tüm emvalden mi, yoksa araçlarında
naklederken yakalanan emvalden mi sorumlu tutulacakları ve saptanan
eylemlerinin ormandan izinsiz emval çıkarmak suçunu oluşturup, oluşturmadığı,
3- Necmettin'de yakalanıp, yediemine tevdi edilmiş bir baltanın bulunup
bulunmadığı,
Hususlarındadır.
1- Aynı olan eylemleri nedeniyle, Ulubey C. Savcılığı'nın 25.5.1989 ve 95
sayılı iddianamesiyle sanıklar hakkında, ormandan izinsiz ağaç kestikleri
iddiasıyla 6831 sayılı Yasanın 91/1-son maddesi uyarınca cezalandırılmaları
istemiyle dava açıldığı ve Yerel Mahkemenin 1989/71 esasına kaydedildiği,
ayrıca her bir sanık hakkında aynı eylemleriyle ilgili olarak kaçak orman
emvali nakletmekten açılan davaların da ayrı esaslara kaydedildiği, bilahare
fiili ve şahsi bağlantı nedeniyle tüm davaların 1989/71 esas sayılı dava
dosyasında birleştirildiği, yapılan yargılama sonucunda sanıkların aynı olan
eylemlerinin 6831 sayılı Yasanın 91/1-3-son maddesine uyan suçu oluşturduğu
benimsenerek bu suçtan mahkumiyet kararı kurulurken, 6831 sayılı Yasanın
108/1. maddesi uyarınca sanıklar hakkında açılan davaların CYUY.nın 253/3.
maddesi uyarınca reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Halbuki, sanıklar haklarındaki kamu davaları fiili ve şahsi bağlantı nedeniyle
birleştirilmiş, kanıtların sağlıklı biçimde değerlendirilmesi sonucu,
eylemlerinin tekliği belirlenmiş ve suç niteliği saptanmıştır. O halde,
sanıkların eylemlerinin izinsiz ağaç kesmek suçunu oluşturduğu kabul
edilirken, nakletmek biçiminde dava konusu edilen eylemin ağaç kesmek
eylemiyle aynılığı vurgulanıp, bu hususun gerekçede açıklanmasıyla
yetinilmelidir. Aynı eylem nedeniyle hem mahkumiyet, hem de red kararı
verilmesi Yargılama Yasasına uygun değildir. Hangi hallerde red kararı
verilebileceği CYUY.nın 253/3. maddesinin gerekçesinde aynen şöylece
açıklanmıştır: "...Bu tadillerden faydalanılarak, davanın ikinci bir defa
açılması halinde birinci davanın mahkemesi ister sona ermiş, ister devam
etmekte bulunmuş olsun, ikinci davada ne karar verileceği hakkında
kanunlarımızdaki boşluğun doldurulmasını sağlamak üzere davanın reddi kararı
verilmesi kabul edilmiş ve böylece birinci dava devam ediyorsa ona tesir
etmeyecek bir karar verilmesi mümkün kılınmıştır".
Böylece, aynı eyleme ilişkin birden fazla dava açıldığı takdirde, eylemin
oluşturduğu suça etki etmeyecek biçimde ikinci açılan davanın reddine karar
verilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
İnceleme konusu olayda, sanıkların aynı olan eylemleri nedeniyle ormandan
kaçak ağaç kesmek ve nakletmekten dava açılmışsa da bunlar birleştirilerek,
eylemlerinin kaçak ağaç kesmek suçunu oluşturduğu anlaşılmasına göre, bu
husus gerekçede açıklanarak ayrıca kaçak orman emvali nakletmek suçunun
oluşmadığının vurgulanması ile yetinilmek gerekirken, nakletmek suçundan
açılan davanın reddine karar verilmesi Yargılama Yasasına aykırıdır.
Bu itibarla, bu hususa ilişkin direnme kararı isabetli değildir.
2- Sanıklar kendilerine ait araçlarla, ormandan izinsiz olarak çıkardıkları
emvali naklettikleri sırada değişik zaman ve yerlerde yakalanmışlardır. Suça
konu emvalin tümünü birlikte ve dayanışmalı olarak ormandan çıkardıklarına
dair hiçbir kanıt bulunmamaktadır. Aksine, her bir sanığın kendi adına
hareketle araçlarında yakalanan emvali ormandan çıkardıkları anlaşılmaktadır.
O halde, tazminat sorumlulukları kestikleri emval ile sınırlıdır ve buna göre
belirlenmesi gerekir. Eylemleri de, 6831 sayılı Yasanın 91/5-son maddesine
uyan suçu oluşturur. Yerel Mahkemenin bu hususa yönelik direnmesi de yerinde
değildir.
3- Sanıklardan Necmettin'de yakalanıp, yediemine tevdi edilmiş bir balta
bulunmadığı anlaşıldığından, bu hususa yönelik direnme isabetlidir.
Bu itibarla, direnme kararının açıklanan sebeplerden bozulmasına karar
verilmelidir.
S o n u ç : Açıklanan nedenlerle, sanıkların temyiz itirazları yerinde
görüldüğünden, direnme kararının istem gibi (BOZULMASINA), 7.2.1994 gününde
oybirliğiyle karar verildi.
|