Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C
Y A R G I T A Y
Dördüncü Ceza Dairesi

	E.	1994/2788
	K.	1994/6217
	T.	7.7.1994

*  AİLE BİREYLERİNE KÖTÜ DAVRANMA 

ÖZET : Evli olduğu mağdurenin iradesine karşın manevi zorla ters (anal)
 ilişkide bulunan sanığın eylemi, aile bireylerine kötü muamele suçunu
 oluşturur.

 (765 s. TCK. m. 478/1)

Aile bireylerine kötü davranma suçundan sanık Mehmet hakkında, TCY. nın 478/1.
 maddesi uyarınca 6 ay hapis cezasıyla hükümlülüğüne ilişkin, (Yahyalı Asliye
 Ceza Mahkemesi)nden verilen 1993/34 esas, 1993/44 karar sayılı ve 16.6.1993
 tarihli hükmün temyiz yoluyla incelenmesi sanık Mehmet tarafından istenilmiş
 ve temyiz edilmiş olduğundan; Yargıtay C. Başsavcılığı'nın 23.3.1994 tarihli
 onama isteyen tebliğnamesiyle 25.3.1994 tarihinde Daireye gönderilen dava
 dosyası başvurunun nitelik ve kapsamına göre görüşüldü.

Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve
 gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:

a- Yargılama ve olayın kanıtlanmasına ilişkin gerekçe: Sanığa yükletilen aile
 bireylerine kötü davranışta bulunma eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı
 zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin yasaya uygun
 olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri
 sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve
 eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani
 kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı; böylece
 olaylara ilişkin sorunlarda gerekçenin yeterli bulunduğu;
b- Hukuksal tanı: Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve yasada öngörülen
 suç tipine uyduğu,
c- Yaptırım: Cezanın yasal bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından, sanık Mehmet'in ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş
 olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE (HÜKMÜN
 ONANMASINA), 7.7.1994 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY
* Oluşa uygun olarak kabul edilen eylem, evli olduğu mağdurenin iradesine
 karşın, manevi zorla ters (anal) ilişkide bulunmadır.

Mahkeme, yerleşik yargısal görüşler doğrultusunda, eylemi "sevecenlikle
 bağdaşmayan suç" olarak nitelemiş ve TCY.nın 478. maddesine göre hüküm
 kurmuştur.

Sanığın eylemi, manevi zor bulunduğu takdirde, TCY.nın 416/1. maddesine
 gireceğinden, kanıtları değerlendirme ve eylemi niteleme Ağır Ceza
 Mahkemesine aittir. Bu nedenlerle, kararın görev açısından bozulması
 gerekmektedir.

Gerçekten, ırza geçme suçu, kamu ahlakı sınırları içinde cinsel yaşamını kendi
 iradesiyle ve özgürce düzenleme hakkı bulunan bireyin, cinsel özgürlüğüne ve
 iradesine karşı bir cürümdür. Evlilik içinde de bu değer korunmaktadır.
 Kuşkusuz evliliğin doğal sonuçlarından biri de cinsel ilişkidir. Eşler,
 karşılıklı rızaya dayalı evlilik bağıtıyla, yalnızca olağan cinsel ilişkiye
 razı olmuşlardır. Bunun dışındaki cinsel ilişkiler, kişinin hem cinsel
 özgürlüğünü ve hem de kamu ahlakını ihlal edecektir.

Karşılaştırmalı hukuka bakıldığında, ırza geçmede, bu konuda üç sistemin
 benimsendiği görülmektedir. Bir sisteme göre, kimi yasalar, açıkça karı koca
 arasında ırza geçme suçunun oluşmayacağını öngörmüşlerdir. 1871 ve 1975
 tarihli Alman (md. 177), Avusturya (md. 125) ve 1937 tarihli İsviçre (md.
 187) Ceza Yasalarında durum böyledir. Irza geçmenin evlilik dışında olması
 gibi olumsuz bir koşulu yasal metinde öngören bu sistemlerde, evliler
 arasında zorla ve olağan yoldan cinsel ilişki ırza geçme suçunu
 oluşturmayacağından, ortaya yukarıdaki gibi bir sorun çıkmaktadır.

Bir başka sistem ise, ırza geçme suçunu, mağdur ve suçun işleniş biçimine göre
 ele almaktadır. Buna göre, ırza geçmenin mağduru yalnızca kadın ve bu suç
 sadece olağan cinsel organlar yoluyla işlenebilir. Anüs ya da ağız yoluyla
 yapılan eylemler ırza geçme kavramının dışındadır. İsviçre'de, Zaire'de
 (Bologno, Droit penal special Zairois, 7.1.1985, s. 329-333) ve 23 Aralık
 1980 tarihli Yasadan önce Fransa'da durum böyledir (Logoz, s. 297; Garçon,
 md. 331-333; Goyet, n. 705; Merle-Vitu, 1852). Bu yasalara göre, anüs yoluyla
 zorla cinsel ilişki, elbette bir başka suçu oluşturacaktır.

Yukarıdaki iki sistemde de, inceleme konusu eylem, ırza geçme açısından ele
 alınamayacağına göre, yalnızca, karısını zorla olağan yoldan cinsel ilişkiye
 zorlayan kocanın eyleminin ne olduğu tartışılmış, İsviçre'de bunun etkili
 eylem (Zürcher, Gautier) ya da koşullu tehdit (manevi zorlama) (Logoz, s.
 298); 18 Aralık 1980 tarihli Yasadan önce Fransa'da etkili eylem (Garçon, n.
 23, Goyet, n. 305, Merle-Vitu, n. 1853, Garraund, n. 2084) olduğu ileri
 sürülmüş; 19.3.1910 ve 28.4.1887 tarihli kararlarında Fransız Yargıtayı da bu
 görüşü benimsemiştir. Doğaya aykırı ilişki ise kimilerince ırza tasaddi
 olarak görülmüştür (Garraund, n. 2084).

Üçüncü bir sistemde ise, eşler arasında olağan yolla ilişkinin bile zorla ırza
 geçme cürmünü oluşturacağı açıkça benimsenmektedir. Sözgelimi, Kanada Ceza
 Yasasının 271. maddesi ırza geçme, 272. maddesi silah, tehdit v.b. araçlar
 kullanarak ırza geçme, 273. maddesi ise en ağır ırza geçme cürümlerini
 cezalandırmış; aynı Yasanın 278. maddesinde ise, birlikte yaşamanın
 (oturmanın) suçun oluşmasında etkisi bulunmadığı, evli eşin 271, 272 ve 273.
 maddeleriyle suçlanabileceği öngörülmüştür (Alain Dubois et Philip Schneider,
 Code criminel annote et lois connetes, 1990. Cowansville (Quebec) Lesed. Yvon
 Blais Inc.).

Bu üçüncü sistemde, eşler arasında ırza geçme cürmünün oluşup oluşmayacağı
 tartışmasına Yasa son vermiştir.

İtalya'da, Türkiye'de ve 18 Aralık 1980 Yasasından sonra Fransa'da ise, ırza
 geçme; rızasına karşı bir başkasının vücuduna cinsel organla nüfuz etme
 olarak tanımlanmıştır. Fail ve mağdurun erkek ve kadın olması, ilişkinin
 vajinal, anal ya da ağza değgin yoldan olması ayrımı yapılmamıştır. Bu
 ülkelerde konu, ilkin olağan ilişki açısından ele alınmış; her eşin diğer
 eşle cinsel ilişkiye hazır olması gerektiği; ilişki ağız ya da anüs yoluyla
 değilse, eylemin suç olamayacağı, bu yollarla zorla olursa ırza geçme suçunun
 oluşacağı görüşü benimsenmiştir (Maggiore, 549, Pannain, 347, Vannini, 171,
 Manfrendini, 130). Ne var ki, yeni görüş, eylemin suç olacağı yönündedir.
 İtalyan Yargıtayı da (III. Daire) 16.2.1976, 4.12.1976 ve 13.7.1982 tarihli
 kararlarında normal yoldan ilişkide de suçun oluşacağına karar vermiştir
 (Manzini, 1984, s. 312; Contieri, s. 60 vd.; Brignone, s. 74-78;
 Franco-Bricola-Zagrebelsky, 1984, p.s. II, s. 872; Lemme, Liberta sessuale,
 Enc. dir XXIV, 1974, s. 556, Marini, 957; Zuccala, Commentario al Codice
 penale, Padova, 1986, s. 865).

Sorun, 23 Aralık 1980 tarihinde Fransız Ceza Yasasının 332. maddesinin
 değiştirilmesinden sonra, öğretide tartışılmış, Puech (D. 1981) ve Daniele
 Mayer (D. 1985), Veron (s. 208), Vouin (n. 305), Vitu, (n. 1853) eylemin suç
 olacağını belirtmişlerdir. Daha sonra Fransız Yargıtayı, 5.9.1990 tarihinde,
 eşler arasındaki zorla cinsel ilişkiyi, ırza geçme suçu olarak
 nitelendirmiştir (La semaine Juridique, 6.2.1991, n. 6, s. 38-41; Levasseur,
 Revue de science ciriminelles et de droit compare, 1991, n. 2, s. 348-349).

Konu Latin Amerika ülkelerinde de gündeme gelmiş, yazarların çoğunluğu eşler
 arasında ırza geçme suçunun işlenebileceği görüşüne katılmışlardır (Celestino
 Prote Petit Candandap, En sayo dogmatico sobre el delito de violacion,
 Mexico, 1966; Carranca y Trujillo, Codigo penal anatado, Mexico, 1962, s.
 616; Cuello Calon, Derecho penal, Iı, Barcelona, 1955, s. 552, Soler, Derecho
 penal argentino, III, Buenos, Aires, 1956, s. 345). Yazarlardan, Gonzales
 Blanco (Delitos sexules en la doctrina y en el derecho positivo mexicano,
 Mexico, s. 167-168) ise eylemin beden bütünlüğüne karşı bir suç olduğunu
 ileri sürmüştür.

Olağan yolla ilişkide bile ırza geçme suçunun oluşacağını benimseyen bir
 anlayışın, anal birleşmede bunun öncelikle gerçekleşeceğini savunması
 doğaldır. Nitekim yazarlar, maddi ya da manevi (tehdit) zorla karısıyla anal
 ilişkide bulunan kocanın eyleminin zorla ırza geçme olduğunda
 birleşmektedirler (Manzini, 1922, VI, s. 513; 1984, VII, s. 312). Nitekim,
 1.2.1900, 17.8.1914, 19.12.1933 tarihlerinde İtalyan Yargıtayı, hem 1889 ve
 hem de 1930 tarihli Yasa dönemlerinde bu yolda karar vermiştir. 15.3.1936'da
 Cenova Üst Mahkemesi de, karısından ayrı yaşayan kocanın, sağlıklı koşullar
 içinde olmadığı bir sırada, cinsel ilişkiye karısını zorlaması ve fakat onun
 karşı koyması sonucu başaramaması eylemini, ırza geçmeye kalkışma olarak
 nitelemiş, etkili eylem ya da kendiliğinden hak alma nitelemelerini
 benimsememiştir. Öte yandan, kadının ya da çocuklarının sağlığında zararlı
 bir dönemde cinsel ilişkiyi zorla ve vajinal yoldan gerçekleştirmenin de bu
 suçu oluşturacağı belirtilmiş; örnek olarak da kocanın sarhoş yada firengili,
 kadının aybaşı olması durumları gösterilmiştir (Manzini, VI- s. 513, VII, s.
 312). Buna karşılık maddi ya da manevi zor (tehdit) olmaksızın ve fakat
 gönülsüz gerçekleştirilen anal cinsel ilişkinin, aile bireyi olan kadına
 karşı kötü davranma suçunu oluşturacağı ileri sürülmüş ve 17.8.1914'te
 İtalyan Yargıtayı bu görüşü benimsemiştir (Manzini, s. 933).

Evliliğin zorla ırza geçme suçunun hukuka aykırılık öğesini kaldırmadığı
 açıktır. TCY.nın 434. maddesi, hukuka aykırılık öğesini kaldıran bir hüküm
 olmayıp, oluşup tamamlanmış suç sonrası (post delictum) etkin pişmanlıktır.
 Sorumluluğu önlediği halde, isnadiyeti kaldırmaz. Tersi olsa ve suçun hukuka
 aykırılık öğesini kaldırsaydı, cezadan bağışık tutulma değil, beraat kararı
 verilmek gerekirdi. Üstelik, bu maddenin uygulanması failin iradesine bağlı
 değil, karşı tarafın evliliği kabulüne de bağlıdır. Nitekim, kaynak İtalyan
 Ceza Yasasında (md. 352) ve hükmü kaldıran 5Ağustos 1981 tarihli Yasaya değin
 1930 tarihli İtalyan Ceza Yasasında da (md. 544) aynı madde yer almaktaydı ve
 uygulama bu yöndeydi (Manzini, VI, s. 530, VII, s. 933).

Hukukta hiç bir norm, aile içinde şiddet ya da tehdit kullanmaya izin
 vermemiştir. Evlilik içi cinsel ilişki için de aynı şey söz konusudur. Cinsel
 ilişkiye rıza olmayan eş karşısında, öbür eşin yalnızca ayrılma ya da boşanma
 istemeye hakkı vardır. Eşler arasındaki ilişkilerde cinsel dokunulmazlık
 menfaati ya da değeri benimsenmezse, cinsel özgürlüğün korunması
 olanaksızlaşır. Irza geçme suçu mağdurun rızasızlığı bir ödev ihlali dışında
 kaldığında, elbette eşler arasında da oluşur. Evliliğe rıza gösterme,
 evliliğin olağan gereklerine ve sonuçlarına rıza göstermedir (Aynı görüş:
 Contieri, La Congiunzione Carnale Violenta, Milano, 1980, s. 63-64).

Yargıtayımız da ikinci kez zorla ters ilişkide bulunmaya kalkışan kocayı
 öldüren karının TCY.nın 49. maddesinde öngörülen özsavunmadan yararlanacağına
 karar vermiştir (CGK. 18.2.1991, 4/39).

Yukarıda sergilenen karşılaştırmalı hukukun ve Türk yazılı hukukundaki ırza
 geçme cürmüne özgü öğelerin ışığında, son çözümlemede ulaşılan yargılar
 şöylece özetlenebilirler;
A-1) Maddi ya da manevi zor kullanmaksızın ve fakat gönülsüz olarak
 gerçekleştirilen ters cinsel ilişkinin TCY.nın 478. maddesine;
2) Maddi ya da manevi zorla işlenen olağan (vajinal) ya da ters cinsel
 ilişkinin, zorla ırza geçme suçunu oluşturacağı, böyle bir hüküm olmasaydı,
 bu hükme göre daha genel ve yardımcı hüküm olan TCY.nın 188/2. maddesine
 uyacağı açıktır.

B- İnceleme konusu olayda sanığın eşiyle tehdit (manevi zor) kullanarak ters
 ilişkide bulunduğunu ileri sürülmesine göre, eylemin TCY.nın 416/1.
 maddesinin uygulanmasını gerektirebileceği, kanıtları tartışmanın ve eylemi
 nitelemenin Ağır Ceza Mahkemesinin görev alanına girdiği kanısındayım.

Sunduğum nedenlerle kararın bozulması görüşündeyim.

Sami SELÇUK
Başkan


    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini