Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 



    T.C.
Y A R G I T A Y
4.Ceza Dairesi         
                      Y A R G I T A Y  İ L A M I       BOZMA

Esas       No:94/2535
Karar      No:94/4185
Tebliğname No:4/89484 

	 Konut dokunulmazlığını bozma, yaralama ve tehdit suçlarından sanıklar
 İshak Uysal, İsmail Uysal ile Emine Kafalı hakkında TCY.nın 193/1, 647 sayılı
 Yasanın 4.maddeleri uyarınca sanıklar İshak ve İsmail 'in 150.000'er lira
 ağır para cezalarıyla hükümlülüklerine,sanık İshak 'ın yaralama ve tehdit
 suçlarından sanık Emine'nin konut dokunulmazlığını bozma suçlarından
 beraatlerine ilişkin GEDİZ Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 1992/171 Esas,
 1993/111 Karar sayılı ve 15.7.1993 tarihli hükmün temyiz yoluyla incelenmesi
 sanık İshak Uysal müdafii ile katılanlar Şükrü Kuru ve Fatma Kuru vekili
 tarafından istenilmiş ve temyiz edilmiş olduğundan; Yargıtay
 C.Başsavcılığının 16.3.1994 tarihli onama isteyen tebliğnamesiyle 18.3.1994
 tarihinde daireye gönderilen dava dosyası, başvurunun nitelik ve kapsamına
 göre görüşüldü.
	Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
	Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar,
 belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
	A-1)Sanıklar İshak Uysal ve İsmail Uysal'a yükletilen konut
 dokunulmazlığını bozma eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu
 öğelerinin ve bu eylemlerin sanıklar tarafından işlendiğinin yasaya uygun
 olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri
 sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve
 eksiksiz sergilendiği özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının
 kesin tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı; böylece olaylara ilişkin
 sorunlarda gerekçenin yeterli bulunduğu,
	Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve yasada öngörülen suç
 tiplerine uyduğu,
	Cezaların yasal bağlamda uygulandığı,
	2-Sanık Emine Kafalı ile sanık İshak Uysal haklarındaki bozma ve
 yaralama suçlarına ilişkin konut dokunulmazlığını bozma ve yaralama suçlarına
 ilişkin beraat kararınında doğru olduğu,
	Anlaşıldığından sanık İshak Uysal müdafii ile katılanlar Fatma Kuru
 ile Şükrü Kuru vekilinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla,
 tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN
 ONANMASINA,
	B-Sanık İshak Uysal hakkında kurulan tehdit suçuyla ilgili hükme
 yönelik temyize gelince:
	Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
	Ancak; yerel mahkeme, sanığın saptanan ve tehdidi içeren sözleri
 tartışma (kavga) sırasında öfkeyle söylediği ve bu nedenle de suçun kasıt
 öğesinin oluşmadığı görüşüyle sanığın beraatine karar vermiştir.
	Karar aşağıdaki nedenlerle yerinde değildir:
	1-T.C.Yasasının 191.maddesinde yer alan, yardımcı hüküm niteliğinde
 olan ve (amaç-tehdit) olarak salt tehdit eylemini cezalandıran cürümün manevi
 öğesi, tehdit etme bilinç ve iradesi öğelerinden oluşan genel kasıttan
 ibarettir. Bu kasıt, kastın oluşum süreci ve yoğunluğu açılarından bir
 düşünce kastı (dolo di proposito) ya da bu kastın en yoğun biçimi olan
 tasarlama (taamüt) ve yahut da kavga ve tartışma gibi çoğu durumlarda
 görüldüğü üzere bir öfke (taşkınlık) kastı (dolo di impeto) da olabilir. Bu
 nedenle de saptandığı takdirde öfke bilinç ve iradeyi kaldırmayıp yalnızca
 iradeyi ve dolayısıyla sorumluluğu zayıflattığından, suç kastının ortadan
 kalkması söz konusu olamaz. Bu durumda, koşulları bulunduğu takdirde,
 yalnızca T.C.Yasasının 5l. maddesinde öngörülen yasal indirim uygulanabilir.
 Nitekim, bu hareketin; bir amaçtehdit olarak değil, bir araç-tehdit olarak
 cezalandırıldığı, T.C. Yasasının 258, 308, 416,429, 495. ve benzer; bir çok
 maddelerinde, suç kastının kapsamına girdiği halde, öfkeyle söylenen tehdit
 hareketinin,kasıt bulunmadığı ya da ciddi olmadığı ileri sürülmemiş, bu
 suçları işleyen failler uygulamada yerinde olarak cezalandırılagelmişlerdir.
 T.C.Yasasının amaç-tehdidi (md.191) ve araç-tehdidi (md.188) cezalandıran
 191. ve 188. maddelerinde, öfkenin suç kastını kaldıracağını ve öfkeyle
 söylenen tehdidin ciddi olmayacağını ileri sürmek, kuşkusuz yukarıda anılan
 maddelerdeki suç aracı tehdidin kalkmasını ve dolayısıyla bu suçlarında
 oluşmasını doğurur ve T.C.Yasasının sistemi içinde bir iç çelişki yaratır.
	2-Bir tehlike suçu olan tehdidin, ciddi olup olmadığı hususu ise,
 tehdidi içeren sözlerin gerçekleşmesinin kaçınılmaz olup olmamasına göre
 değil, oluştuğu ortama ve tarafların bedensel ve ruhsal durumlarına göre,
 tehdit edici sözlerin gerçekleşme olasılığı ve mağdurun iradesini etkileme
 derecesi ölçüleri içinde, önceden bir bir sayılması olanaksız etkenler
 gözetilerek, ilk mahkemece değerlendirilecek olgusal (fiili) bir sorundur.
 İlk mahkeme; ağır olmayan (hafif) tehditlere karşı da cezai yaptırım
 gerektiren T.C.Yasası koyucusunun bu konudaki duyarlılığını da gözeterek,
 tehdidin görünüşte ciddi olup olmadığı sorunu çözmek zorundadır. Öfkeyle
 söylenen tehditlerin ciddi olamayacağı yolunda önceden ilke boyutunda ve
 üstelik bir olay içtihadı yaratmak olanaksızdır.
	Tehdit cürmünün hukuki ve maddi konuları, suç kastını zaman süreci
 içindeki oluşumu ve niteliği, suçun yapısına ilişkin yukarda açıklanan
 nedenler gözetilmeden, tartışma ve kavga sırasında salt öfkeyle işlenen
 tehdidin suç olamayacağı nedenine dayanılarak yazılı biçimde ve yasal
 temelden yoksun gerekçeyle hüküm kurulması,
	Yasaya aykırı ve katılan Fatma Kuru vekilinin temyiz nedenleri yerinde
 görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKMÜN BOZULMASINA,
 yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak
 üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 10.5.1994 tarihinde
 oybirliğiyle karar verildi. 1.6.1994 

Sami Selçuk   Muharrem Dinç   Erol Çetin   Birol Kızıltan   Fadıl İnan
Başkan             Üye           Üye           Üye              Üye
    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini