 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Sekizinci Hukuk Dairesi
E. 1994/2232
K. 1995/1820
T. 23.2.1995
* TAPU İPTALİ VE TESCİL
* TAPUNUN HUKUKİ DEĞERİNİ YİTİRMESİ
ÖZET: Tapu malikinin ölüm tarihi ile kaydın intikal tarihi arasında yirmi yılı
aşkın süre geçtiği ve bu süre içinde davacının taşınmaza nizasız, fasılasız
ve malik sıfatiyla zilyet bulunduğu kanıtlandığına göre, artık tapu kaydı
hukuki değerini yitirmiş ve Medeni Kanunun 639/2. maddesinde yazılı koşullar
davacı yararına oluşmuştur. Malikin ölüm tarihinden itibaren yirmi yılı aşkın
süre geçtikten sonra, tapu kaydının veraset ilamına göre intikal ettirilmesi,
hukuki değerini yitirmiş bulunan tapu kaydına hayatiyet kazandırmaz.
(743 s. MK. m. 639/2)
Osman ile Keziban ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının
reddine dair, (Tokat İkinci Asliye Hukuk Hakimliği) 'nden verilen 3.11.1993
gün ve 52-320 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından
süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Taraflar arasında görülen tapu iptal ve tescil davasının yargılaması
sonucunda; tapuda kayıtlı taşınmazların tapu dışı satışı mümkün
bulunmadığından ve böyle bir yerin zilyetlikle iktisabı olanağı olmadığından
davanın reddine karar verilmiş; hükmü, davacı temyiz etmiştir.
Dava konusu taşınmazın öncesi Ağustos 1313 tarih, 114 numara ile Ahmet oğlu
Osman adına tapuda kayıtlıdır. Bu kayıt, Ahmet oğlu Osman'ın ölümü üzerine
alınan veraset belgesine göre 13.5.1988 tarih, 4 numaraya intikal
ettirilmiştir. Davacı dilekçesinde, tapuda kayıtlı olan bu taşınmazı
28.1.1928 tarihinde satın aldığını, bu güne kadar zilyet olduğunu bildirmiş,
tapu kaydının iptal ve adına tescilini istemiş, kayıt maliki olan davalılar
ise teşınmazın kendi adlarına kayıtlı olduğunu, tapulu yerlerin tapu dışı
satışı geçersiz olduğunu savunmuşlardır. Mahkemece, savunma doğrultusunda
davanın reddi yönüne gidilmiştir. Medeni Kanunun 639/2. maddesine göre tapuda
kayıtlı taşınmazlarda tapu malikinin yirmi sene evvel ölmüş olması halinde
arasız, kavgasız, malik sıfatıyla bu yerde zilyet bulunan kişi bu taşınmazın
kendi adına tescilini isteyebilir. Ağustos 1313 tarihli tapuda kayıt maliki
Ahmet oğlu Osman, tapu kaydının iktisap sutunundaki açıklamalara göre 1929
yılında ölmüş ve davalıları mirasçı bırakmıştır. Kayıt maliki Osman'ın ölüm
tarihi ile tapunun intikal ettiği tarih arasında yirmi seneyi aşkın bir süre
geçmiş ve bu sürede davacının zilyet bulunduğu bilirkişi ve tanık ifadeleri
ile kanıtlanmış olduğuna göre tapu kaydı hukuki değerini yitirmiştir. Hukuki
değerini yitirdikten sonra, diğer bir değimle ölüm tarihinden itibaren yirmi
yılı aşkın süre geçtikten sonra tapu kaydının veraset belgesine göre intikal
ettirilmesi tapu kaydına hayatiyet kazandırmaz. Bu itibarla, olayda Medeni
Kanunun 639/2. madde koşulları oluşmuş bulunduğundan davanın kabulüne karar
verilmesi gerekirken bu yasa hükmü gözardı edilerek davanın reddine karar
verilmesi isabetsiz ve temyiz itirazları bu itibarla yerinde olduğundan
kabulü ile hükmün açıklanan nedenle (BOZULMASINA) ve 19000 lira peşin harcın
istek halinde temyiz edene iadesine, 23.2.1995 tarihinde oybirliğiyle karar
verildi.
|