 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Hukuk Genel kurulu
Sayı:
E.94/2-384
K.94/501
T.6.7.1994
ÖZET : Sulh hakiminin vasi tayini üzerine, vasinin şahsına itiraz veya
itizar halinde Asliye hakimi evrak üzerinde inceleme yapar ve kararı
kesindir.
Taraflar arasındaki vasi atamasına itiraz davasından dolayı yapılan
yargılama sonunda Bolu Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen
1.2.1993 gün ve 1993/105-29 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili
tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 21.6.1993 gün ve
1993/5711- 6344 sayılı ilamiyle (..Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 73.
maddesi, kanunun gösterdiği istisnalar dışında hakimin iki tarafı dinlemeden
yahut iddia ve müdafalarını beyan etmeleri için kanuni şekillere teffikan
davet etmedikçe hüküm verilemiyeceği kuralını getirmiştir. Dava vasinin
şahsına itiraz niteliğindedir. Bu konuda yasada evrak üzerinde karar
verilebileceğini öngören bir hüküm de yoktur. O halde mahkemece yapılacak iş,
duruşma açmak, tarafların delillerini toplamak ve hasıl olacak sonuca göre
bir karar vermekten ibarettir. Bu yön gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı
şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır..) gerekçesiyle bozularak
dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece
kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN; Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz
edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği
görüşüldü:
Dava; Vasinin şahsına itirazdır.
Medeni Kanunun 372. maddesinde; vasinin tayini kendisine tebliğ
edildiği günden itibaren 10 gün içeresinde Kanuni mazeretini beyan edip
vasilikten itiraz edebileceği vurgulandıktan sonra, maddenin son fıkrasında;
Sulh mahkemesinin vasilikten itizarı veya vasiye itirazı kabul etmesi halinde
yeniden bir vasi tayin edeceği belirtilmiş, kabul etmemesi halinde ise bir
karar verilmek üzere keyfiyeti raporla Asliye Hukuk Mahkemesine göndereceği
hükme bağlanmıştır.
374. maddede; Asliye Mahkemesinin kararını yalnızca vasiye ve sulh
mahkemesine tebliğ edeceği açıklanmıştır. Yasada vasinin şahsına karşı
itirazda bulunana itirazı ile ilgili verilen kararın tebliği öngörülmemiştir.
İtirazın kendisine vasi tayin edilenin hacir altına alınmasına
değilde, tayin edilen vasinin şahsına yönelik olması durumunda konuyla ilgili
olarak Medeni Kanunun getirdiği düzenleme ve işin önemi ile müsteceliyeti
gözetildiğinde; Asliye Mahkemesinin Medeni Kanunun 372. maddesi son fıkrası
çerçevesinde sulh mahkemesince itirazın reddine dair verilen karar ve buna ek
olarak düzenlenerek gönderilen rapor üzerine duruşma açmadan inceleme yaparak
karar verebileceği ve asliye mahkemesince verilen bu kararın kesin olduğunun
kabulü gerekir.
Bu itibarla; yerel mahkemenin mevcut delillerin değerlendirilmesi
suretiyle Asliye Mahkemesince alınan kararın kesin olduğuna değinen direnme
yerindedir.
O halde usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararı onanmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme
kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA 29.6.1994 gününde yapılan
ilk görüşmede yeterli çoğunluk sağlanamadığından 6.7.1994 günü 2. görüşmede
oyçokluğuyla karar verildi.
B.B.Vekili 4.H.D.Baş 11.H.D.Baş. 10.H.D.Baş
İ.Teoman Pamir M.C.Keskin N.Özkan İ.T.Ozanoğlu
|