Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 



     T.C.	 
Y A R G I T A Y 
Hukuk Genel Kurulu
     Sayı:

E.94/2-301
K.94/422
T.22.6.1994

	ÖZET : Ancak kanuni mirascılar kendiliğinden tereke mallarına malik
 olurlar.
	Mansup mirascılar vasiyetnamenin açılmasından sonra ve kanuni
 mirascılara bildirilmesinden itibaren geçecek bir aylık süre içinde
 vasiyetnameye itiraz edilmezse veya itiraz sonuçsuz kalırsa, alacakları
 veraset belgesi ile mirascı durumunu kazanırlar.
	Muayyen mal vasiyeti kanuni mirascılardan isteme hakkı doğurur.
	Sulh hakiminin tenfiz kararı aynı hak geçirmez.

	Taraflar arasındaki vasiyetnamenin tenfizi davasından dolayı yapılan
 yargılama sonunda; Kütahya Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair
 verilen 21.1.1993 gün ve 1988/481- 1993/45 sayılı kararın incelemesi bir
 kısım davalı vekilleri tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 2. Hukuk
 Dairesinin 3.5.1993 gün ve 93/4218- 4535 sayılı ilamı ile (..1-Dava muayyen
 mal vasiyetinin amir vasiyetnamenin yerine getirilmesi ile ilgilidir. Bu
 davada görev vasiyet edilen malın dava tarihindeki değerine göre belirlenir.
 O halde mahkemece yapılacak iş; vasiyete konu malların dava tarihindeki
 değerini tesbit etmek ve öncelikle görev yönünde bir karar vermekten
 ibarettir.
	2-Kabule göre de;
	a) Vasiyetnamenin iptali ile ilgili kararlarda kesinleşme şerhinin
 aranmaması
	b)Vasiyetnamenin bir örneğinin dosya içerisine konulmaması,
	c)Veraset ilamının celbedilmemesi de isabetsizdir. Bu yönler
 gözetilmeden işin esasının incelenmesi ve yazılı şekilde karar verilmesi usul
 ve yasaya aykırıdır) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle
 yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
	Temyiz eden: Davacı

	 	HUKUK GENEL KURULU KARARI

	Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz
 edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği
 görüşüldü.
	Davacı, Kendisine muayyen mal vasiyetini içeren vasiyetnamenin infazı
 ile mirascılık belgesi verilmesini istemiştir.
	Davacının isteğinde dayandığı vasiyetnamenin açılması işlemi
 tamamlanmış ve uyuşmazlık Yargıtaydan geçerek sonuçlanmıştır.
	Belirtmek gerekirki Hukuk Genel Kurulu'nun 13.2.1991 gün 648-65 sayılı
 kararında da açıkca vurgulandığı üzere, vasiyetnamenin tenfizi diye
 adlandırılan davalar bir aynı hakkın tesisi için değil yalnızca Sulh Hukuk
 Mahkemesince açılan vasiyetnamenin Medeni Kanunun 535. ve izleyen
 maddelerinde düzenlenen tebliğ işlemlerinin tamamlanmasından ve gerekli yasal
 sürelerin geçmesinden sonra, herhangi bir itiraza uğramadığı ve iptalinin
 istenmediği bu nedenlede kesinleşmiş olduğunun tesbiti içindir.
	Diğer bir anlatımla vasiyetnamenin tenfizi vasiyetnamenin açılıp
 itiraza uğramadığı veya yapılan itirazların sonuçsuz kaldığının tesbitinden
 ibarettir. Bu tesbit başlı başına aynı bir hakkın geçirimini sağlamaz.
 Bilindiği üzere ölüme bağlı tasarrufla;
	a)Mirascılardan biri veya bir kaçı mirasdan iskat edilebilir (MK. m.
 457).
	b)Mükellefiyetler, şartlar konulabilir. (MK. m. 462- ikame MK. m. 467.
 Namzet tayini. 468)
	c)Mirascı seçilir (MK. m. 463),
	d)Mirascılardan birine veya üçüncü bir kişiye belirli (muayyen) mal
 vasiyeti yapılabilir (Mk. m. 464):
	e)Vakıf kurulması öngörülebilir (..Belirtilen tasarrufların ne şekilde
 yerine getirileceği yine Medeni Kanunda ayrı ayrı gösterilmiştir. Mahrumiyet
 ve iskat halinin aksi kanıtlanmadıkça, mirascı seçilen kişi mirascılık
 belgesi almadıkça (Mk. 538) kendisine belirli bir mal vasiyet edilen kimse,
 bu malı ilgilisinden istemedikçe yasal mirascı veya varsa tenfiz memurundan
 ve karşı çıkılması halinde onlar aleyhine istihkak davası açıp dava ile
 haklılığını kanıtlamadıkça vasiyetname ile yapılan tasarrufun sahibi
 olamaz..)
	Medeni Kanunun 539. maddesi uyarınca, mirasın açılmasıyla terekeye
 sahip olma hakkı, sadece yasal mirascılara tanınmıştır. Vasiyetname ile
 mirascı seçilenlerin (mirascı nasb edilenler) hakları, yasal mirascılar veya
 öncelikle tasarruf ile yararlarına teberru yapılmış olanlar tarafından açıkca
 itiraza uğramamış ise bu hususun tebliğinden itibaren bir ay geçtikten sonra
 bunlar mirascılık sıfatları hakkında belge verilmesini sulh Hakiminden
 isteyebilirler (bununla beraber her nevi istihkak ve iptal davası hakkı saklı
 olmak üzere) (MK. m. 538). Vasiyetname ile verilen hakkın geçirilmesini
 sağlayacak husus sulh hakiminin vereceği mirascılık belgesidir.
	Kendisine belirli bir mal vasiyet edilen kimsenin durumu ise daha
 farklıdır. Medeni Kanunun 541 gereği kendisine belirli bir mal vasiyet edilen
 kimse, bu vasiyeti yerine getirmekle yükümlü olan varsa ona, yoksa yasal ve
 seçilmiş mirascılara karşı açacağı istihkak davası ile malın kendisine
 teslimini isteyebilir.
	Görüldüğü gibi, vasiyetnamenin açılmış olması, terekenin seçilmiş (ve
 külli mirascı durumundaki) kişi ile kendisine belirli bir mal vasiyet edilene
 (cüz'i mirascıya) geçmesini sağlamaya yeterli olmamaktadır. 
	Somut olayda: Davacı, vasiyetnamenin öncelikle infazını istemektedir.
 Bu itibarla da kendisine muayyen mal vasiyet edilen kişi durumunda
 bulunduğundan izleyeceği yol Medeni Kanunun 541. maddesi uyarınca bu malın
 teslimini yasal veya seçilmiş mirascılardan veya tenfiz memuru varsa ondan
 istemek, bunların teslimden kacınmaları ve üstün bir hak iddia etmeleri
 halinde onlara karşı istahkak davası açmaktan ibarettir.
	İstihkak davalarında ise görevli mahkemeyi davanın konusunu oluşturan
 malın değeri belirler. Önceki davalardan vasiyet edilen dava konusu malın,
 değerinin milyarlarla ölçülebileceği anlaşılmaktadır.
	Ancak dayanılan olayları bildirmek taraflara, hukuki niteleme ise
 hakime aittir. Davacının isteği vasiyete konu şeyin verilmesi ve adına tapuya
 tescil edilmesine ilişkindir. Bu nedenle dava konusu taşınmazların değerinin
 tesbit edilmesi görev yönünün doğrudan gözetilmesi gerekir.
	Hal böyle olunca Hukuk Genel Kuruluncada benimsenen Özel daire bozma
 kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi doğru değildir. O
 halde usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.
	SONUÇ :Davacının temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının
 özel daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.
 429. maddesi gereğince BOZULMASINA istek halinde temyiz peşin harcının geri
 verilmesine 22.6.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi. 

Birinci B.V.	    11.H.D.Bşk   17.H.D.Bşk        13.H.D.Bşk
İ.Teoman Pamir	    N.Özkan     H.H.Karadoğan      A.İ.Arslan
    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini