 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Onsekizinci Hukuk Dairesi
E. 1994/1898
K. 1994/2705
T. 3.3.1994
* KAT MÜLKİYETİ
* 2981 SAYILI KANUNUN 16. MADDESİ
ÖZET : Daha önce kat irtifakı kurulmuş binalarda, 2981 sayılı Kanunun
getirdiği hükümlerden istifade ile bağımsız bölüm kazanılmış olması halinde,
bu bağımsız bölümlerin, Kat Mülkiyeti Kanununun 44. maddesi gereğince kat
maliklerinin muvafakatı olmadan, onaylı yapı ruhsatı ve kullanma izin
belgesine dayanılarak bu bağımsız bölümlere arsa payı verilmek suretiyle
tescil mümkün isede, tescili isteyen kişinin anagayrimenkulde pay sahibi
olması zorunluluğu vardır. Bu durumda, anagayrimenkulde paydaş olmayan
davacının davasının kabulü doğru değildir.
(2981 s. MAYK. m. 16) (634 s. KMK. m. 44)
Dava dilekçesinde, arsa payının yeniden düzenlenmesi istenilmiştir. Mahkemece,
davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş; hüküm, bir kısım davalı tarafından
temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün
kağıtlar okunup, gereği düşünüldü:
Davada, taşınmazda malik bulunmayan binayı inşa eden müteahhidin mimari
projeye aykırı olarak fazla kat çıkmak suretiyle inşa ettiği bağımsız
bölümlerden birine arsa payı verilmek suretiyle tescil istenilmiş olup,
mahkemece 2981 sayılı Yasanın 16. maddesine 3290 sayılı Kanunla eklenen hüküm
gereğince dava kabul edilmiştir.
Sözü edilen yasa hükmü daha önce kat irtifakı kurulmuş binalarda 2981 sayılı
Kanunun getirdiği hükümlerden istifade ile bağımsız bölüm kazanılmış olması
halinde bu bağımsız bölümlerin, Kat Mülkiyeti Kanununun 44. maddesi gereğince
kat maliklerinin muvafakatı olmadan,onaylı yapı ruhsatı ve kullanma izin
belgesine dayanılarak bu bağımsız bölümlere arsa payı verilmek suretiyle
tescil mümkün ise de, tescil isteyen kişinin anagayrimenkulde pay sahibi
olması zorunluluğu vardır. Bu husus uyuşmazlığın tabiatı gereği olduğu gibi
sözü edilen fıkrada yollamada bulunulan Kat Mülkiyeti Kanununun 44. maddesi
de yalnız anagayrimenkulde bağımsız bölüm malikleri arasında uygulanma
olanağı bulunduğundan bu koşul ek fıkra için de geçerlidir.
Bu durumda, anagayrimenkulde paydaş olmayan davacının davasının kabulüne karar
verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde
hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan
kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), temyiz peşin
harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 3.3.1994 gününde oybirliğiyle
karar verildi.
|