 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Birinci Hukuk Dairesi
E. 1994/1514
K. 1994/1963
T. 18.2.1994
* İDARİ İŞLEM
* İDARİ YARGI YERİ
* ADLİ YARGI YERİ
* ELATMANIN ÖNLENMESİ DAVASI
ÖZET : İmar Yasanına göre; belediyeler tarafından gerçekleştirilen
şuyulandırma (parselasyon) işlemleri, idari nitelik taşıyan işlemlerdendir.
Bu türdeki işlemlere karşı idari yargı yerinde dava açılır ve işlemin iptali
sağlanırsa, buna göre oluşturulan imar tescilleri sebepten ve illetten yoksun
hale gelir ve geçmişi de kapsayacak şekilde yolsuz tescile dönüşür. Böyle bir
durumun ortaya çıkması ile de kadastral mülkiyet durumunun ihyası (eski
haline getirilmesi) ve kadastral mülkiyete dayanılarak adli yargı yerinde
elatmanın önlenmesi davalarının açılabilmesi olanağı doğar.
(3194 s. İmar K. m. 18) (743 s. MK. m. 618)
Taraflar arasındaki davadan dolayı, (Kayseri Birinci Asliye Hukuk
Hakimliği)nden verilen 6.4.1993 gün ve 69/178 sayılı hükmün bozulmasına
ilişkin olan 11.11.1993 gün ve 9965/13563 sayılı kararın düzeltilmesi
süresinde davalı vekili tarafından istenilmiş olmakla; dosya incelendi,
gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacılar, 1005 kadastral parsel sayılı taşınmazlarının bu kısım yerine el
atıldığını ileri sürmüşler; elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinde
bulunmuşlardır.
Gerçekten, çekişmeli yerin 1005 sayılı kadastral parselin kapsamında kaldığı
yapılan uygulama ile saptanmıştır. Ne var ki, bu yeri (çekişmeli yeri) de
kapsayan arazinin sonradan 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi hükmüne
dayanılarak imar şuyulandırma (parselasyon) işlemine tabi tutulduğu, yeni
imar parsellerinin teşekkül ettirildiği ve nizalı yerinde teşekkül ettirilen
imar parsellerinden 5542 sayılı olanına katıldığı açıkça anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi hükmünce belediyeler
tarafından gerçekleştirilen işlemler, idari nitelik taşıyan işlemlerdir.
Kuşkusuz, değinilen türdeki işlemlere karşı idari yargı yerinde dava açılır
ve işlemin iptali sağlanırsa, buna göre oluşturulan imar tescilleri sebepten
ve illetten yoksun hale gelir ve geçmişi de kapsayacak şekilde yolsuz tescile
dönüşür. Böyle bir durumun ortaya çıkması ile de, kadastral mülkiyet durumun
ihyası (eski haline getirilmesi) ve kadastral mülkiyete dayanılarak elatmanın
önlenmesi davalarının açılabilmesi imkanı doğar.
Hemen belirtilmelidirki, idari yargı yerinde görülecek olan davada,
belediyenin kendi yetki alanı dışına taşarak imar parselasyon işlemini
gerçekleştirdiği ve idari nitelikteki işlemin çekişmeli, kadastral parseli
etkileyemiyeceği anlaşıldığı takdirde, adli yargıda kadastral mülkiyet
durumunun ihyası (eski haline getirilmesi) için ayrı bir dava açılmasına
gerek kalmayacak ve sicilde yazılı kadastral hak, ilgilisine veya
ilgililerine her zaman talep ve dava hakkı verebilecektir. Diğer bir deyişle,
hukuki varlığı etkilenmiyen kadastral mülkiyetin sahibine veya sahiplerine
tanıdığı mutlak hak zamanaşımına uğrayamıyacağından zamana bağlı
kalınmaksızın kullanabilecektir.
Somut olayda, davacıların idari yargı yerine imar parselasyon (şuyulandırma)
işleminin iptaline yönelik olarak dava açtıkları da belgelenmiştir. Öyle ise,
idari davanın ve o davaya konu imar parselasyon işleminin akibetleri kesin
biçimde belli edildikten sonra işbu (eldeki) davanın dinlenebilme olanağı
(istima kabiliyeti) ortaya çıkar. Hal böyle olunca, mahkemenin davayı
reddetmesi belirtilen gerçeklerden ötürü sonucu bakımından doğorudur. Anılan
hususlar, karar düzeltme isteği üzerine bu kez yapılan inceleme ile
anlaşıldığından davalının isteğinin HUMK.nun 440. maddesi uyarınca kabulüne
ve Dairenin 11.11.1993 tarih 9965/13563 sayılı bozma kararının ortadan
kaldırılmasına, Kayseri Birinci Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 6.4.1993
tarih 69/178 sayılı hükmün (ONANMASINA), 18.2.1994 tarihinde oybirliğiyle
karar verildi.
|