 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Sekizinci Hukuk Dairesi
E. 1994/12196
K. 1995/9938
T. 3.10.1995
* TAPU İPTALİ VE TESCİL
* HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE
* KAZANDIRICI ZAMANAŞIMI
ÖZET: 766 sayılı Kanunun 31/2., 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddelerinde yazılı
on yıllık dava açma süresi, tapulama (kadastro) tesbitinin kesinleşmesinden
sonraki bir hukuki nedene dayanılarak açılan davalarda uygulanamaz.
Medeni Kanununn 639/2. maddesine dayanan tescil davaları her zaman açılabilir.
Ancak, bu madde uyarınca tapu iptali ve tescil istenebilmesi için, kayıt
malikinin ölümünden itibaren dava tarihine kadar yirmi yıllık zilyetlik
süresinin dolmuş olması gerekir.
(766 s. Tapulama K. m. 31/2)
(3402 s. Kadastro K. m. 12/3)
(743 s. MK. m. 639/2)
Müslim ile Ali, dahili davalı Fatma aralarındaki tapu iptali ve tescil
davasının reddine dair, (Sungurlu Asliye Hukuk Hakimliği) 'nden verilen
13.9.1994 gün ve 240-291 sayılı hükmün duruşmalı olarak Yargıtay'ca
incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş ise de; hüküm tarihine
nazaran uyuşmazlığa konu teşkil eden taşınmazın değeri 4.000.000 lirayı
aşmadığından duruşma talebinin kıymet yönünden reddiyle, incelemenin evrak
üzerinde yapılmasına karar vererek dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacı, 314 ve 662 parsel numaralı dava konusu taşınmazları 27.6.1973
tarihinde kayıt maliki Hüseyin'den satın aldığını, kayıt maliki ölmüş olup
tapu intikal görmediğinden hukuki kıymetini kaybettiğini ileri sürerek kaydın
iptal ve adına tescilini istemiş, davalı; davanın reddini savunmuş, mahkemece
tapulama tesbitinin yapıldığı 29.3.1967 tarihinden itibaren on yıllık süre
geçtiğinden davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı temyiz etmiştir.
Dava konusu taşınmazlar 1966 yılında tapulamaca tesbit edilmiş, tutanakları
1967'de kesinleşmiştir. Davacı bu taşınmazları tapulama tesbiti
kesinleştikten sonra 1973 yılında aldığından tapulamadan (kadastrodan)
sonraki nedene dayanmıştır. Tapulamadan önceki hukuki nedene
dayanılmadığından bu davada 766 sayılı Tapulama Kanununun 31/2, 3402 sayılı
kadastro Kanununun 12/3. maddelerinde yazılı on yıllık dava açma süresi
uygulanamaz. Bu itibarla mahkemenin davanın reddine dair kararının gerekçesi
yerinde değildir. Davacı, MK.nun 639/2. maddesine dayanarak bu davayı
açmıştır.Bu davalarda dava açma bir süreye tabi değildir. Ne varki, kayıt
maliki Hüseyin 20.4.1974 tarihinde ölmüş, dava ise 3 Mayıs 1990 tarihinde
açılmıştır. Kayıt malikinin ölümünden itibaren dava tarihine kadar yirmi
yıllık zilyetlik süresi geçmediğinden MK.nun 639/2. maddesi koşulları
oluşmamıştır. Bu bakımdan davanın reddine dair olan mahkeme kararı sonucu
itibariyle doğru olmaktadır. Davacının temyiz itirazları yerinde
bulunmadığından reddi ile sonucu itibariyle doğru olan hükmün (ONANMASINA) ve
60000 lira peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 65000 liranın temyiz
edenden alınmasına, 3.10.1995 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|