 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Sayı:
E.94/12017
K.95/203
T.11.1.1995
Özet:Kocanın ikametgahı kadınında ikametgahıdır. Kadın, selahiyetli
hakimden ayrı yaşamak hakkını haiz bulunduğuna dair karar olmadıkça bazı
vakılar ileri sürerek ayrı ikametgah edindiğini iddia edemez. Boşanma
davasının devamı süresincede kadının ikametgahı değişmez
Muhalefet: Boşanma davası kadına ayrı yaşama ve ayrı ikametgah edinme
hakkı verir.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli
mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp
düşünüldü.
Davacı karısı aleyhine açtığı bu alacak davasında yetki itirazı ile
karşılaşmış davalı "eşi ile birlikte yaşama imkanı kalmayınca İzmir'e
yerleştiğini" ileri sürmüş, yetki itirazı hiçbir delil toplamadan kabul
edilmiştir.
"Kocanın ikametgahı karının ikametgahı addolunur" (M.K. 21/2).
"Bir kimsenin aynı zamanda birden ziyade ikametgahı olamaz" (M.K.
19/2).
"Bu düzenlemenin amacı, karının bağımsızlığını sınırlamak biçiminde
yorumlanmamalıdır. Evliliğin gerektirdiği birliğin sağlanabilmesi için, karı
kocanın bir arada, dayanışma ve yardımlaşma içinde yaşamaları gerekir. (M.K.
151) Bunu sağlamak için aynı ikametgahı paylaşmaları zorunludur. Ortak
ikametgahı seçme yükümü kocaya aittir. İşte yasa, kocaya yüklenen bu
yükümlülük karşısında karıyı güvence altına alma" ve birliği koruma amacıyla
söz konusu hükümler konulmuştur. Evlilik birliği devam ettiği sürece kadın
kocanın ikametgahını izlemek zorundadır. Bu birliktelik kanunda gösterilen
şartların oluşması halinde sona erer veya tatil edilebilir.
Aile hukukunu düzenleyen kanun hükümleri yorumlanırken Anayasanın
"Aile Türk toplumunun temelidir. Devlet ailenin... korunması için gerekli
tedbirleri alır..." (Anayasa 41) hükmünü daima gözönünde bulundurmak
zorunludur. Şu halde aile içinde düzeni ve birlikteliği bozabilecek
yorumlardan kaçınmak gerekir. Medeni Kanunumuz aile içinde doğan olaylarda
hakimin kararına kadar statünün muhafazasını önğörmüştür (M.K. 124, 125, 137,
138, 141, 146). Şu halde evlilik içinde maddi olğuları tek başına statü
değiştirici nitelikte kabul etmek kanunun sistemi ile bağdaşmaz. Medeni
Kanunun 21/2. maddesinde yer alan "ikametgahı belli olmayan kimsenin karısı
veya kocasından ayrı yaşamaya mezun olan kadın kendisine ayrı bir ikametgah
ittihaz edilebilir" biçimindeki istisna hükmünü bu çerçevede yorumlamak
zorunludur. Eşlerden kadının kanunda (M.K. 162) gösterilen şartların oluştuğu
iddiası ile kendiliğinden ayrı ikametgah edinmeye kalkışması yukarıda
açıklanan düzen ve koruma amacı ile bağdaşmaz. Esasen kanunda yer alan "MEZUN
OLAN" sözcükleri de ayrı yaşamaya hakimin izin verdiği halleri (M.K. 138,
162) amaçlar ve gösterir niteliktedir. Nitekim Yargıtay 16.3.l932 tarihli
18/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında evli kadının birden çok ikametgahı
olamıyacağını belirleyerek boşanma davasının kocanın ikametgahında açılması
zorunluluğunu belirlemiş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 18.12.l957 tarihli
2/27-60 sayılı kararında "Davacı, ayrı yaşamak hakkını haiz bulunduğuna dair
selahiyetli merciden KARAR İSTİHSAL ETMEDİKÇE, ileri sürdüğü bazı vakıalarla
ayrı ikametgah ittihazına mecbur kaldığından bahisle kocasının ve dolayısıyla
kendisinin kanuni ikametgahı olmayan bir mahal mahkemesinde...dava ikame
edemez" denmek suretiyle evli kadının, kocasından ayrı yaşama hakkı kazandığı
yönünde hakim kararı istihsal etmeden ikametgahını değiştirmesi imkanı
olmadığı vurğulanmıştır. Medeni Kanunun 162/2. maddesi uyarınca boşanma veya
ayrılık davası ikame edildikten sonra karı kocadan her biri, dava devam
ettikçe, diğerinden ayrı yaşamak hakkını haizdir. Bu hakkın doğumu tek başına
kadının ikametgahını değiştirdiğini göstermez. Medeni Kanunun 19. maddesinde
ikametgah "yerleşmek niyeti ile oturulan yer" olarak tarif edilmiştir. Davalı
25.8.l994 tarihinde verdiği cevap dilekçesinde, yetki itirazını açılmış bir
boşanma davası ile ayrı yaşama hakkının doğması sebebiyle edindiği ikametgaha
dayandırmamış, davanın devamı süresince bu yönde bir delilde ikame
etmemiştir. Dava 20.l0.l994 tarihinde karara bağlandıktan sonra Ankara Asliye
11. Hukuk mahkemesinden alınan 25.l0.l994 tarihli belge bu davada delil
olarak dikkate alınamıyacağı gibi, o belgede boşanma davasının hangi tarihte
açıldığı da belli değildir. Kaldıki taraflar arasında görülmekte olan bir
boşanma davası olsa dahi bu tek başına davalının ikametgahı değiştirdiğinide
göstermez. Dosya arasında kanuni ikametgahın davalı tarafından
değiştirildiğini gösterir hiç bir delil yoktur.
Yetki ilk itirazının kabul edilebilmesi için yetkili mahkemenin doğru
bir şekilde gösterilmiş olması gerekir (HUMK. 23.). Nüfus kayıtları
ikametgahına karinedir (Nüfus Kanunu 4). Dosya arasında bulunan
vekaletnamelerden tarafların Şanlıurfada Nüfus siciline kayıtlı oldukları
anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklanan sebeplerle davalının İzmir'de ikametgah
edindiğini kabul etmek mümkün olmadığından yetki itirazının reddi ile işin
esasının incelenip karara bağlanması gerekirken davanın yetki yönünden reddi
doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Hükmün açıklanan sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının
yatırana geri verilmesine oyçokluğuyla karar verildi. 11.1.l995
BAŞKAN ÜYE ÜYE ÜYE
ÜYE
Tahir Alp Nedim Turhan Ş.D.Kabukçuoğlu Hakkı Dinç Ferman Kıbrıscıklı
(Muhalif) (Muhalif)
MUHALEFET ŞERHİ
Kişinin belirlenmesinde, işim, hasımlık gibi unsurlar yanında
ikametgahta önemli olmaktadır. Kişiler belirli bir yerle hukuki ilişki kurmak
zorundadır. Kişinin bir yere bağlanmış sayılması sonucu ikametgahı özel hukuk
ve kamu hukuku alanındaki haklarını ve borçlarını kullanmada önem
taşımaktadır. Bu nedenle Medeni Kanunumuzda ikametgaha ön planda yer
verilmiştir. Bunun yanında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda, Nüfus
Kanununda, İcra İflas ve Tebligat Kanununda ikametgahla ilğili hükümler
bulunmaktadır.
Medeni Kanununun 19. maddesi, ikametgahı bir kimsenin yerleşmek
niyetiyle oturduğu yer olarak tarif etmiştir. İkametgah sakin olunan oturulan
yer değildir. Kişi serbest iradesi ile ikametgahını seçer. Bunun yanında
Medeni Kanun 21. maddesindeki hüküm ile zorunlu ikametgahı getirmiş ve
kocanın ikametgahı karının ikametgahı ana babanın ikametgahı velayetleri
altındaki çocuğun ve mahkemenin bulunduğu yer vesayet altındaki kimsenin
ikametgahı sayılır denmiştir (Prof. Dr. Bülent Köprülü Medeni Hukuk l984). Bu
hükmün amacının aile birliğindeki düzeni sağlamayı amaçladığı açıktır. Ne
varki bu kural istisnasız değildir. Medeni Kanunun 21/2. maddesindeki
kocasından ayrı yaşamağa mezun olan kadın kendisine ayrı bir ikametgah
edinebilir bu hükümden ayrı olarak kanunun 162. maddesinde karı kocadan her
biri müşterek hayatın devamı yüzünden sıhhati, şöhreti veya işinin terakkisi
ciddi surette tehlikeye düştüğü müddetçe ayrı bir mesken edinebilir. Boşanma
veya ayrılık davası ikame edildikten sonra karı kocadan her biri dava devam
ettikçe diğerinden ayrı yaşamak hakkına sahiptir denmektedir. Medeni
Kanunumuzun 162. maddesi kadının hangi hallerde kocasından ayrı yaşamaya
mezun olduğunu göstermiştir. Buna ek olarak medeni Kanunun 138. maddesince
haklarında ayrılık kararı verilmiş eşlerin özellikle kadının kocasından ayrı
yaşamağa izinli olduğu aşikardır.
Medeni Kanunun 162/1. maddesindeki koşulların oluşması halinde ayrı
yaşama hakkının tesbiti ve kullanılması için hakim hükmüne gerek olup
olmadığı tartışmalı isede, mahkemeden ayrı yaşamaya dair bir karar alınmışsa
ve 162/2. maddedeki öngörülen boşanma veya ayrılık davası açılmışsa, kadın
kocasından ayrı yaşamaya mezun olmuştur. Boşanma yada ayrılık davasının
açılması sonucu boşanma yerine ayrılığa karar verilmesi halinde ayrı
yaşamaya mezuniyet o derece tartışmasızki, kanunun 148. maddesi gereğince
çocukların velayetinin kullanılması için hakim karar vermekle yükümlüdür.
16.3.l932 tarih 18/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına gelince, bu
İçtihadı Birleştirme kararında Medeni Kanununun 162. maddesince ayrı yaşamaya
mezun olan eşin özellikle kadının Medeni Kanunun 21. madde gereğince ayrı
ikametgah edinemiyeceği ve Medeni Kanunun 21. maddesini yürürlükten kaldırır
mahiyette değildir. Aksine gerekçede mahkemece verilmiş ayrılık kararı veya
ayrı yaşamak hakkına malik olanlar hakkında uyuşmazlık yoktur denmiştir.
İçtihadı Birleştirme kararının netice bölümünde "kanun kocanın ikametgahını
kendisi ile beraber yaşamaya mecbur olan karınında ikametgahı addettiği"
denmiştir. Açıkcası kadın kocası ile beraber yaşamaya mecbur değilse, Medeni
Kanunun 162 ve 138. maddelerindeki ayrı yaşamaya mezun olma durumu varsa bu
İçtihadı Birleştirme kararının dışındadır.
Uygulamada ve hayatta görülmektedirki, eşler arasında ayrı yaşama
bazen yıllarca sürmektedir. Bu durumda kadını bazen Medeni haklarını
kullanmaktan bazende kamu haklarını kullanmaktan yasaklayamayız. İş kurmaktan
men edemeyiz. Açlığa ve perişanlığa terk edemeyiz. Yukarıda anılan İçtihadı
Birleştirme kararı Medeni Kanunun kadına şartları oluştuğunda ayrı ikametgah
edinme hükmünü getiren 21. maddesini kaldırmamıştır. Ayrı yaşama hakkında
karar almamış yada ayrı yaşama hakkı doğduğu kanunda belirtilmemiş kadının
ayrı bir ikametgahı olamıyacağını belirtmiştir.
Bu davada davalı yetki itirazında bulunmuştur. Eşler arasında boşanma
davası olduğu dosyadan anlaşılmaktadır. Boşanma davası bu davadan önce ise
davalı kocasının ikametgahından ayrı ikametgah edinmeye mezundur. Öyle ise
taraflardan davalının İzmirde ikamet edindiği iddiasına karşı delilleri
sorulmak neticesine göre yetki itirazını kabul etmek gerekirken eksik
inceleme ile yetki itirazının kabulü doğru değildir. Bu gerekçe ile hükmün
bozulması düşüncesindeyiz.
Üye Üye
Nedim Turhan Ş.D.Kabukçuoğlu
|