 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Birinci Hukuk Dairesi
E. 1994/11936
K. 1994/12499
T. 14.10.1994
* TAPULU TAŞINMAZA ELATMANINÖNLENMESİ
* ECRİMİSİL
* KİRA SÖZLEŞMESİNİN UNSURLARI
ÖZET: Kira sözleşmesi karşılıklı borç doğuran niteliktedir. Kiracının borcu,
bir şeyden yararlanma karşılığında kiralayana bir bedel ödemektir.
Kiralayanın borcu da; kendisine ödenen kira bedeline karşılık belli bir süre
için kiralananı, kiracının emrine hazır bulundurmaktır. Buna göre kira
sözleşmesinin en önemli unsuru bedel (ücret)dir. Davalı ile davacının
satıcısı (bayii) arasında yapılan sözleşme ise karşılıksız olarak onsekiz ay
süre ile davalının çekişmeli yerde oturmasına ilişkindir. Bu nedenle,
satıştan sonra davalının bir süre daha oturması için tapu malikinin
muvafakatını (rızasını) içeren sözkonusu belgeyi kira sözleşmesi niteliğinde
kabul etmek olanağı yoktur. Davadan önce, davacı tarafından gönderilen
ihtarnamede muvafakatın son bulduğu tarihte konutun boşaltılması, aksi halde
bu tarihten sonra işgalci sayılarak ecrimisil isteneceği hususları
belirtildiğinden, davacıya kiracılık sıfatını verecek nitelikte bir sözleşme
olduğu da kabul edilemez. Bu durumda, uyuşmazlığın MK.nun 618. maddesi hükmü
gereğince davacının tapu kaydına üstünlük verilmek suretiyle çözümlenmesi
gerekir.
(818 s. BK. m. 248)
(743 s. MK. m. 618)
Taraflar arasındaki davadan dolayı, (Bursa Dördüncü Asliye Hukuk Hakimliği)
nden verilen 5.5.1993 gün ve 1129/385 sayılı hükmün bozulmasına ilişkin olan
7.7.1994 gün ve 7499/9608 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacı vekili
tarafından istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, kayda dayalı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
Davanın kabulüne dair Yerel Mahkeme kararı Dairece" davacının davalı aleyhine
yapmış olduğu icra takibinde ve davadan önce gönderilen ihtarnamede kiracılık
sıfatı kabul edildiğine göre davanın reddi gerekir" gerekçesiyle bozulmuştur.
Ne varki, bozma kararı dosya içeriğine ve toplanan delillere uygun
düşmemektedir. Şöyleki; BK.nun 248. maddesi uyarınca kira sözleşmesi,
karşılıklı borç doğuran bir akittir. Kiracının borcu, bir şeyden yararlanma
karşılığında kiralayana bir bedel ödemektir. Kiralayanın borcu da, kendisine
ödenen kira bedeline karşılık belli bir süre için kiralananı kiracının emrine
hazır bulundurmaktır. Başka bir anlatımla, anılan madde kira akdinin en
önemli unsurunun bedel (ücret) olduğunu vurgulamıştır. Dosya içerisinde
bulunan ve davalı ile davacının satıcısı (bayii) arasında yapılan sözleşmenin
karşılıksız olarak 18 ay süre ile davalının çekişmeli yerde oturmasını
öngördüğü tartışmasızdır. O halde, satıştan sonra davalının bir süre daha
oturması için kayıt malikinin muvafakatını (rızasını) içeren sözkonusu
belgeyi kira akdi niteliğinde kabul etmek olanağı yoktur.
Kaldı ki, icra takibine konu olan belge dahi, davalının bedelsiz ve rızaya
dayalı olarak oturduğunu göstermektedir. Öte yandan, davadan önce davacı
tarafından çekilen ihtarname, muvafakatın son bulduğu 1.7.1992 tarihinde
dairenin boşaltılması, aksi halde bu tarihten sonra işgalci olarak kabul
edilerek ecrimisil isteneceği hususlarını içerdiğinden, davalıya kiracılık
sıfatını verecek nitelikte olduğu kabul edilemez.
Açıklanan ilke ve olgular karşısında, davalının kiracı olmadığına ve
uyuşmazlığın MK.nun 618. maddesi gereğince çözümlenerek kayda üstünlük
tanınmak suretiyle davanın kabulüne dair Yerel Mahkeme kararının onanması
gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu bozulduğu anlaşılmakla, davacının
karar düzeltme isteğinin HUMK.nun 440. maddesi uyarınca kabulü ile, Dairenin
bozmaya ilişkin 7.7.1994 gün ve 7499-9608 sayılı ilamın ortadan
kaldırılmasına ve Bursa Dördüncü Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 5.5.1993 gün ve
1120/385 esas sayılı kararın yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü
(ONANMASINA), 15.260.000 lira bakiye onama harcının davalıdan alınmasına,
14.10.1994 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|