 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Birinci Hukuk Dairesi
E. 1994/11916
K. 1994/13334
T. 28.10.1994
* TAPU İPTALİ VE TESCİL DAVASI
* HAZİNENİN PAY TAPUSU (Araştırma biçimi)
ÖZET: Kadastro tesbiti ile oluşturulan davalı Hazinenin pay tapusu tesbitten
önceki tapulara dayandırılmıştır. Davacı taraf Hazinenin paydaş kılınmasının
haklı ve geçerli bir nedene dayanmadığını ileri sürerek, tapu iptali ve kendi
adına tescilini istemiştir. Tesbit öncesi tapu kayıtlarında Hazine, kayden
pay sahibi ya da kayıp veya yitik kişilerden yasa gereği hak sahibi duruma
girmiş ise; kadastronun yaptığı tesbitin yanlışlığından sözedilemez. Aslında
Hazinenin tapudaki payının yada yasa gereği Hazineye geçen payın zilyetlikle
de kazanılması olanağı bulunmamaktadır. Bu nedenle, önceki kayıtların özenle
ve ayrıntılı biçimde değerlendirilmesi ve gerektiğinde konunun uzmanı olan
bir bilirkişiye kayıtlar üzerinde inceleme yaptırılması, böylece davalı
Hazinenin taşınmazlarda hak sahibi olup olmadığının açıkça ortaya çıkarılması
gerekir.
(743 s. MK. m. 618)
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davada mahkemece verilen karar
süresinde temyiz edilmekle; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacılar, dava konusu taşınmazda davalı Hazinenin hiçbir ilgisi bulunmadığı
gözetilmeden kadastro sırasında Hazineye de pay ayrıldığını, uzun yıllar
kendi tasarruflarında olan çekişmeli yerde Hazinenin paydaş kılınmasının
haklı ve geçerli bir nedene dayanmadığını ileri sürmüşler; iptal ve tescil
isteğinde bulunmuşlardır.
Gerçekten, kadastral parsel kayıtlarında Hazinenin paydaş olduğu, pay tespit
ve tescilinin de önceki, tapulara dayandırıldığı anlaşılmaktadır.
Kuşkusuz tespit öncesi tapu kayıtlarında Hazine kayden pay sahibi yada kayıp
veya yitik kişilerden yasa gereği hak sahibi durumuna girmiş ise; kadastronun
yaptığı tespitin yanlışlığından sözedilemez. Esasen, Hazinenin tapudaki
payının yada yasa gereği Hazineye geçen payın, zilyetlikle de iktisabı mümkün
değildir.
O halde, mahkemece değinilen ilke ve olgular gözetilerek önceki kayıtları
özenle ve ayrıntılı biçimde değerlendirmeye tabi tutulması ve gerektiğinde
konunun uzmanı olan bir bilirkişiye kayıtlar üzerinde inceleme yaptırılması
ve böylece davalı Hazinenin taşınmazlarda hak sahibi olup olmadığının açıkça
ortaya çıkarılması gerekirken noksan soruşturmaya dayanılarak yazılı olduğu
üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazı
yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca (BOZULMASINA),
peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.10.1994 tarihinde
oybirliğiyle karar verildi.
|