 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Sayı:
E.94/11423
K.94/12590
T.16.12.1994
Özet:İ.İ.K.nun 121. maddesi uyarınca kendisine yetki verilen
alacaklıda borçlunun iştirak halinde malik olduğu gayrımenkulde iştirakın,
müşterekliğe çevrilmesini isteyebilir.
İştirak halinin, müşterekliğe dönüştürülmesi istemine dair davada
davalılara Medeni Kanunun 584/a maddesindeki ihtar bildirilmelidir.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli
mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp
düşünüldü.
1-Davacıya İcra İflas Yasasının 121. maddesi uyarınca, iştirak
halindeki mülkiyetin müşterek mülkiyete çevrilmesi konusunda dava açması için
yetki belgesi verilmiştir. 14.4.1943 tarih 1940-48, 1943/15 sayılı içtihadı
birleştirme kararında açıklanan görüşler uyarınca davacının bu davayı açmakta
hukuki yararı ve hakkı bulunmaktadır.
2-Kanunun gösterdiği istisnalar haricinde hakim iki tarafın iddia ve
müdafalarını beyan etmeleri icin kanuna uygun biçimde davet etmeden hükümünü
veremez. (HUMK. m. 73) "Tahkikat sırasında taraflara çıkarılacak çağrı
kağıtlarında, tarafların belli günde mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde,
tahkikata yokluklarında devam edileceği bildirilir" (HUMK. 213/2) "...sözlü
yargılama ve hüküm için tayin olunacak günde mahkemede hazır bulunmak üzere
iki taraf davet olunur. Taraflara çıkarılacak davetiyede belli edilen günde
mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yargılamaya yokluklarında devam
edileceği ve hüküm verileceği belirtilir" (HUMK. 377/1). Görüldüğü üzere
çıkartılan davetiyenin tebligat yasasının 9. maddesindeki hususları ihtiva
etmesi yanında Hukuk Usulü Muhakemeleri yasasının 213/2 ve 377
maddelerindeki "belli edilen günde mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde
tahkikata yoklukta devam edileceği ve hüküm verileceği" meşruhatını da
taşıması zorunludur.
Davalıya dilekce tebliğ edilirken bu meşruhat verilmediği gibi,
sonradan da bu eksiklik giderilmemiştir. Açıklanan husus savunmayı etkileyen
usul yanlışlığıdır. O halde mahkemece yapılacak iş, açıklanan yasa
maddelerine uygun biçimde davalıya tebligat yapmak, gösterdiği taktirde
delillerini toplamak ve hasıl olacak sonuca göre bir karar vermekten
ibarettir. Bu yön gözetilmeden işin esasının incelenmesi ve yazılı şekilde
karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
3-Medeni Kanunun 584/a maddesi "iştirak halindeki mülkiyetin müşterek
mülkiyete dönüştürülmesi ile ilgili davada, diğer mirascılara tebliğ
yapılarak tayin edilecek süre içinde onları, itirazları varsa bildirmeye
davet eder" kuralını getirmiştir. Davalılara çıkartılan davetiye üzerine
yasada açıklanan meşruhatta verilmemiştir. Bu yönün düşünülmemeside
isabetsizdir.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün iki ve üçünçü bentte gösterilen
sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
üyelerden Nedim Turhanın kararın tamamına, Şevki Duran Kabukcuoğlunun ise
birinci bente muhalefetleriyle oyçokluğuyla karar verildi. 16.12.1994.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Tahir Alp Nedim Turhan Ş.D.Kabukcuoğlu Hakkı Dinç Özcan Aksoy
(muhalif) (muhalif)
MUHALEFET ŞERHİ
İddia; Davacı alacaklı olduğu iştirakçilerden Recepten alacağını almak
üzere iştiraklı mülkiyetin ortaklaşa mülkiyete dönüştürülmesini istemektedir.
Savunma; iştirakciler arasındaki ortaklığın çözülmesi için ortaklığın
giderilmesi davası açılmış bulunduğunu (Sulh Hukuk 1992/132) bu dava
nedeniyle isteğin red edilmesi gerektiğini (MK.584/a) savunmuştur.
İştirakli bir mülkiyetin maliklerinden alacaklı olan ücüncü kişinin
alacağını ne şekilde alabileceği İcra İflas yasasının 121/2, Medeni Kanunun
588. maddelerinde açıklanmıştır. İcra İflas Yasasının 121/2'ye göre tetkik
mercii a) borçlu mirascıya düşecek payın açık arttırma yolu ile satışına
karar verebilir. Zira Medeni Kanunun 612. maddesi gereği iştirakli miras
payının satılması mümkündür. Aynı şekilde aile ortaklığına ait iştirakli
payın Medeni Kanunun 330-331. İcra İflas yasasının 121 ve 122 maddeleri
uyarınca satışı olanaklıdır. b) Tetkik Mercii; Satış için bir memur
görevlendirir. c) Gerekli diğer önlemleri alabilir. Bu önlemler paya düşen
gelirin alacaklıya özgülenmesi iştirakin çözümlenmesi için ortaklığın
giderilmesi davası açabilmek üzere alacaklıya yetki verilmesidir. (İç. Bir.
K. 14.4.1943 gün 48/15) Burada önemli olan husus içtihadı birleştirme
kararının alacaklıya sadece ortaklığın giderilmesi için yetki
verebileceğidir. Bu yola başvurulmadan borçlunun payının satılmasının mümkün
olmadığıdır. (Baki Kuru İcra İflas Hukuku Cilt.1, 1965 baskı Sh.285). İcra
İflas Yasasının madde 121/2 ile hakime öncelikle ortakları çağırıp dinleme
onlardan çözüm yolunu bildirmelerini isteme yükümlülüğü vermiştir. Ortakların
borcu ödemeyi üstlenmeleri veya ortaklığın giderilmesini borçlunun payının
belirli hale gelmesini sağlamak üzere (İştiraki Müşterek Mülkiyete
Dönüştürme) gerekli işlemleri yapabilirler. Bu durumda alacaklı alacağını
isteyebilir hale geldiğinden yapılacak bir işlem kalmayacaktır. Ortakların
iştiraki çözmeye yanaşmaması veya alacaklıya alacağını isteyebilme olanağını
sağlamamaları halinde Hakim ortaklığın giderilmesi için alacaklıya yetki
verir. Alacaklı bu yetkiyi Medeni Kanunun 588. maddesinde öngörülen esaslara
göre takip edebilir.
Bir başka anlatımla iştirakçi mirascının miras payını devralan
haczeden yada aciz belgesi olan alacaklı, Hakimin kendi yerine geçerek
paylaştırılmaya katılmasını isteyebilir. (MK. m. 588)
Bilindiği gibi Medeni Kanunun 584. maddesinin değişikliğinden önce
(değiştiren yasa 14.11.1990 gün 3678) İştirakin müşterek mülkiyete dönüşmesi
iştirakcilerin birlikte tapu memuru önünde iştiraki müşterek mülkiyete
dönüştürmeleri veya ortaklığın giderilmesini dava etmesiyle mümkündür. Ancak
ortaklığın giderilmesini dava etme hakkı yine iştirakcilere ait
bulunmaktadır.
Medeni Kanunun 588. maddesi, iştirakçilerin alacağını alabilmelerini
sağlamak üzere onlara kolaylık sağlar, onların yerine hakime alacaklının
haklarını ortaklığın giderilmesi ve payın paraya çevrilmesinde bir nevi
vekalet görevi vermiştir. Buradada paylaştırmaya Hakim katılabilir.
Alacaklının katılma hakkı yoktur. Alacaklının hakimden böyle bir istekte
bulunabilmesi içinde iştirakçilerden en az birinin isteği ile paylaştırma
aşamasının başlatılmış olması gerekir. Ancak yukarıda belirtilen içtihadı
birleştirme kararı ile alacaklıya ortaklığın giderilmesi için dava açma hakkı
tanınmıştır. Buna rağmen paylaştırmanın Medeni Kanunun 588. maddesinde
öngörülen kurallara göre yapıldığınada aynı içtihadı birleştirme kararında
yer verilmiştir.
Gerek yasal düzenleme ve gerekse içtihadı birleştirme kararı
iştirakçilerin arasına yabancı bir kişinin girmesini uygun bulmamıştır.
Yasal düzenleme bu şekilde iken Medeni Kanunun 584. maddesine
14.11.1990 gün 3678 sayılı yasa ile 584/a maddesi eklenmiştir. Yeni
düzenlemeye göre mirascılardan biri terekeye dahil malların tamamı veya bir
kısmı üzerindeki iştirak halindeki mülkiyetin müşterek mülkiyete
dönüştürülmesini isteyebilir. Hakim Huzurunda o mal üzerinde iştirakin
devamını haklı kılacak bir neden ileri sürülmediği veya mirascılardan biri
belirlenecek süre içinde paylaştırma davası açmaması halinde müşterek
mülkiyete dönüştürme kararı verebilir.
Buradan çıkan sonuca göre;
1-Dava yolu ile elbirliği mülkiyetin ortaklı mülkiyete dönüşmesini
ancak mirascılar isteyebilir. Yasa koyucu İcra iflas yasasının 121 Medeni
Kanunun 588 ve 14.4.1949 gün 48/15 sayılı içtihadı birleştirme kararına
rağmen bir yetkiyi yanlızca mirascıya (iştirakciye) tanımıştır. Bu itibarla
yasanın tanımadığı bir hakkı içtihatla tanıma mümkün görülmemeli zira
içtihat, açık bir hüküm bulunmayan veya yorumu gerektiren yasal
düzenlemelerde söz konusudur.
2-İştirakçiler, iştirakin devamında haklılık bulunduğunu devamında
yarar bulunduğu hakkında ciddi bir itiraz ileri sürmemişlerse
3-Hakimin belirlediği süre içinde mirascılardan biri ortaklığın
giderilmesi davasını açmamış ise Hakim yine mirascıların isteği üzerine
ortaklara mülkiyete dönüştürme kararı verebilir.
Somut olayımızda mirascılar cevab dilekçesiyle Sulh Hukuk Mahkemesinde
yürümekte olan ortaklığın giderilmesi davası bulunduğunu açıklamış, davacı bu
açıklamaya karşı çıkmamış dolayısı ile açıklamanın doğruluğunu kabul
etmiştir. Ortaklığın giderilmesi davası açılmış ise, artık elbirliği
mülkiyetin, ortaklara mülkiyete dönüştürülmesi istenemez. Bu hak mirascıya
tanınmadığına göre mirascının alacaklısınada tanınmaz. Sayın çoğunluk yerel
mahkemenin kararını onamakla ortaklığın giderilmesi davasının varlığına
rağmen mirascının alacaklısına bu hakkı tanımıştır. Oluşan bu görüşe
katılmıyoruz. Hükmün belirtilen nedenlerle bozulması gerekir.
Üye Üye
Nedim Turhan Ş.D.Kabukcuoğlu
|