 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Yirminci Hukuk Dairesi
E. 1994/10966
K. 1995/9896
T. 13.7.1995
* ORMAN KADASTROSUNA İTİRAZ
* ARAZİ KADASTROSUNA İTİRAZ
* KEŞİF GİDERLERİ
ÖZET : Gerçek kişinin açtığı orman kadastrosuna itiraz davasının, verilen
süreye rağmen keşif avansı yatırılmadığı ve dolayısıyle kanıtlanamadığından
bahisle reddedilebilmesi için, keşif avansı konusundaki davetiyenin,
ilgilisine Tebligat Kanununda öngörülen yönteme uygun biçimde tebliğ edilmiş
olması gerektiği gibi, davanın aynı zamanda arazi kadastrosuna itirazı da
içermesi ve tutanaklarda malik hanesinin açık bırakılmış olması halinde;
hakim kendiliğinden gerçek hak sahibini araştırmakla yükümlü olup, taraflara
mali külfet yüklenemeyeceğinden, keşif giderinin ileride haksız çıkacak
taraftan alınmak üzere bütçeden konan ödenekten karşılanması gerekir.
(7201 s. Tebligat K. m. 21) (3402 s. Kadastro K. m. 30, 36)
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması
sonunda, davanın reddi yolunda kurulan hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı
tarafından istenilmekle; süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin
kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki tüm belgeler incelenip,
gereği düşünüldü:
Davacı gerçek kişi, 8 nolu orman kadastro komisyonunca orman tahdit sınırları
içine alınan taşınmazın, orman olmadığı savı ile itiraz davası açmış;
yargılama aşamasında dava konusu taşınmaza ilişkin 3402 sayılı Yasaya göre,
103 ada 35 parsel olarak tutanak düzenlenmiş olup; malik hanesi açık
bırakılmak sureti ile mahkemeye gönderilmiştir. Şu durum itibariyle dava, hem
orman tahdidine, hem de arazi kadastrosuna itirazı içermektedir. Yerel
Mahkeme, yargılama aşamasında keşif kararı vermiş ve bunun giderinin
yatırılması için davacı gerçek kişiye kesin süre tanımıştır. Verilen süreye
rağmen keşif avansı yatırılmadığından bahisle dava kanıtlanamadığından
reddedilmiştir. Dosyada yer alan tebliğ belgesine göre, keşif avansı için
belirtilen davetiyenin ilgilisine, Tebligat Yasasının 21. maddesinde
belirtilen yönteme uygun biçimde tebliğ edilmediğinden, mahkemenin yazılı
şekilde hüküm kurması isabetsiz olduğu gibi, dava aynı zamanda arazi
kadastrosuna da itirazı içerdiğinden ve 3402 sayılı Yasanın 30. maddesi
gereğince malik hanesi açık bırakılmış olup; aynı madde gereğince hakimin
kendiliğinden gerçek hak sahibini araştırması gerekir. Aynı Yasanın 36.
maddesine göre, hakimin kendiliğinden araştırma yapmasını gerektiren hallerde
ise, taraflara mali yükümlülük yüklenemez. Açıklanan madde gereğince ileride
haksız çıkacak taraftan alınmak üzere, bu giderin bütçeden konan ödenekten
sağlanması gerekir. Değinilen yönlerin gözardı edilmesi usul ve yasaya
aykırıdır.
S o n u ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı gerçek kişinin temyiz
itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek
halinde yatırana iadesine, 13.07.1995 gününde oybirliği ile karar verildi.
|