 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T. C.
Y A R G I T A Y
3.Hukuk Dairesi
Sayı
Esas Karar
l994/l007l l994/l085l
Y A R G I T A Y İ L A M I
Mahkemesi :Kumlu Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :4.2.l994
Nosu :l993/43- l994/9
Davacı :Tuncay Çirkin Vek.Av.A.Büyükvelioğlu
Davalı :T.P.A.O. Genel Müdürlüğü Vek.Av.M.Ocak
Üçüncü Şahıs :
Dava dilekçesinde fazla haklar saklı tutularak 3l.8l7.450 lira
ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili
istenilmiştir. Mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddi cihetine
gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra
dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
22.l0.l993 tarihinde açılan davada, l989-l993 yıllarına ilişkin olarak
ecrimisil istenmiştir.
Mahkemece, davanın; T.M.K.nun 908. maddesine dayanan haksız işgal
tazminatı (ecrimisil) davası olduğundan sözedilerek, davalı vekilinin vaki
zamanaşımı def'i kabul edilip Borçlar Kanununun 60. maddesinde öngörülen l
yıllık zamanaşımı uygulanarak reddine karar verilmiştir.
Oysa ki; bu tür davalarda, halen baki olan 25.5.l938 gün ve 29/l0
sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına ve Yargıtayın aynı yoldaki
yerleşmiş içtihatlarına göre (Borçlar kanununun l26. maddesine dayalı) 5
yıllık zamanaşımı uygulanmak gerekir.
Esasen, ecrimisil; kira karşılığı anlamında olduğundan,
ecrimisil davalarının, anılan yasa maddesinde yeralan alelumum kiralar için
uygulanması gerekli kılınan 5 yıllık zamanaşımına tabi tutulması doğal olup
hukuka da uygun bulunmaktadır. Kaldı ki, Mahkemenin hükmüne dayanak yaptığı
4.6.l958 tarih ve l5/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının, VI.
paragrafında da (işgal tazminatı davalarının özel bir şekli olan ecrimisil
davalarının) 5 yılda zamanaşımına uğrayacağı belirtilmiş ve bu davalar hariç
tutularak diğer davalara ilişkin zamanaşımı süreleri farklı biçimde
işlenmiştir.
O halde; davada ecrimisil istenen sözkonusu sürenin 5 yıllık
zamanaşımı süresi içinde kaldığı gözetilerek davalı vekilinin vaki zamanaşımı
def'inin reddiyle davanın esasının incelenmesi ve sonucu dairesinde bir karar
verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle yazılı olduğu gibi zamanaşımı
yönünden reddi doğru değildir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı
şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde
olduğundan kabulü ile hükmün H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,
peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine l2.9.l994
gününde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Edip Doğrusöz M.Ulusoy H.A.Bengü Z.Sağdur A.Özçelik
|