 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu
S A Y I
Esas Karar Tebliğname
1994/10-9 1994/36 10/71659
Y A R G I T A Y K A R A R I
Bozma kararı veren
Yargıtay Dairesi : 10.Ceza Dairesi
Mahkemesi : Ankara 21. Asliye Ceza Mahkemesi
Günü : 10.6.1993
Sayısı : 385-591
Davacı : K.H.
Sanık : Muhittin Uysal
Davaya Katılan : Mahmut Alpçoğal vekili Av. Hulusi Coşkun
Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sahık Muhittin Uysal'ın 3167
Sayılı Yasanın 16/1,T.C.Y.nın 81. maddesi uyarınca 1 yıl 1 ay hapis ve 1 yıl
1 ay süre ile bankalarda çek hesabı açmak ve çek keşide etmekten
yasaklanmasına ilişkin Ankara 21.Asliye Ceza Mahkemesince 6.2.1992 gün ve
801-123 sayı ile verilen kararın sanık tarafından temyizi üzerine, dosyayı
inceleyen Yargıtay 10.Ceza Dairesince 19.1.1993 gün ve 12792-52 sayı ile;
(Sair itirazlar yerinde görülmeyerek;
1- 3167 Sayılı Yasanın 7. maddesine göre zorunlu ihtaratın yapıldığı
bildirilmişse de dosyada mevcut ihtarname ve tebliğat evraklarını alan
İbrahim'in 5584 Sayılı Posta kanununun 17. maddesinde belirtilen iadeli
taahhütlü mektup almaya yetkili olup olmadığı araştırılarak, yetkili
olmadığının anlaşılması halinde anılan madde yazılı kuralın keşidecinin
iyiniyetini göstermek imkanını sağlamak amacına yönelik olduğu da gözönüne
alınarak, çekin mahkemece bankaya tevdi edilip usulüne uygun 7. maddeye göre
zorunlu ihtaratın yapılmasının sağlanması ve bu ihtarat üzerine kanundaki
yazılı 7 işgünü içinde düzeltme hakkını kullanıp kullanmadığının
araştırılıp,belgeleri de eklenerek sonucuna göre bir hüküm kurlması
gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Tedbir niteliğindeki yasaklama kararına, T.C.Y.nın 81/1 nci
maddesinin uygulanması) isabetsizliğinden bozulmuştur.
(2) numaralı bozmaya uyan Yerel Mahkeme ise 10.6.1993 gün ve 385-591
sayı ile (3167 Sayılı Yasa çekle ödemelerin düzenlenmesi ve çek hamillerinin
korunması amacıyla çıkarılmış, Yasayla bu doğrultuda 5584 Sayılı Posta
Yasasının 17. maddesindeki düzenlemeye göre özel ve yeni tarihli bir
düzenleme ile 12 nci maddede; tebliğata ilişkin hükümlere yer verilmiştir.
Kaldı ki olayda, sanık tarafından çek hesabı açılırken bildirilen
adreste İbrahim Uysal'a tebliğat yapılmıştır. İbrahim'in soyadı ile sanığınki
aynı (uysal) olup, İbrahim'in tebliğatı almaya ehil ve yetkili olup
olmadığının araştırmak gerekmez. kaldı ki bozmaya uyulursa ikinci bir
düzeltme hakkı tanınmış olur ki yasa hükümleri ile bağdaşmaz. Açıklamasıyla
önceki kararda direnmiştir.
Bu kararda sanık tarafından süresinde temyiz edildiğinden, dosya
Yargıtay C.Başsavcılığının "bozma" istekli 23.12.1993 gün ve 10-71659 sayılı
tebliğnamesiyle, Yargıtay Birinci Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel
Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
İncelenen dosyaya göre;
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, keşideci sanığın
çek hesabı açarken muhatap bankaya bildirdiği adrese 3167 Sayılı Yasa
uyarınca çıkarılan iadeli taahhütlü tebliğatın o yerde, herhangi bir kişiye
tebliğinin yeterli ve geçerli olup olmadığı hususundadır.
Sanığın keşide ettiği suça konu çekin karşılıksız çıkması üzerine,
sanığın muhatap bankaya bildirdiği adrese çıkarılan iadeli taahhütlü tebliğat
İbrahim Uysal adlı kişi tarafından alınmıştır. Tebliğat parçasında İbrahim
Uysal'ın kim olduğuna, niçin muhatap Muhittin Uysal'a değilde, tebliğin
İbrahim'e yapıldığına ve İbrahim adlı bir kişinin tebliğatı almaya ehil ve
yetkili kişi olup, olmadığına ilişkin herhangi bir açıklama bulunmamaktadır.
Tebliğata ilişkin düzenlemeler 7201 Sayılı Tebliğat Yasası ile
5584Sayılı Posta Yasasında ve özel olarak da, 3167 Sayılı Yasanın 12.
maddesinde yeralmaktadır.
7201 Sayılı Tebliğat yasasındaki genel ilke, tebliğatın bizzat
muhataba, olanak bulunmadığı takdirde ehil ve yetkili olan bir yakınına veya
çalıştığı işyerine, bu da olanaklı olmadığında tebliğatı ögrenebilmesini
sağlayacak araçlarla yapılmasıdır. Nitekim 16. maddede muhatap adreste
bulunmadığı takdirde ailesi efradına veya hizmetçisine tebliğat yapılacağı
belirtilmiştir.
3167 Sayılı Yasanın 12. maddesinde ise; Bu yasa uyarınca yapılacak
ihtarlar, herhangi bir adres değişikliği bildiriminde bulunulmadığı müddetçe
çek hesabı sahibinin hesabı açtırırken bildirdiği adrese yapılmakla geçerli
olur." hükmüne yer verilmiştir.
Dikkat edileceği üzere bu hükümde, tebliğatın yapılmakla geçerli
sayılacağı durum ifade edilmektedir. Bir başka anlatımla çek yasasının 12.
maddesi uyarınca, keşidecinin çek hesabı açtırırken, muhatap bankaya
bildirdiği adresi değiştirdiğine dair bankaya bir bigi vermemesi halinde bu
adrese usulüne uygun Yasanın öngördüğü koşulları içerir biçimde yapılacak
tebliğatlar geçerli sayılacaktır.
Ancak, Tebliğatın usulüne uygun biçimde yapılıp yapılmadığını saptamak
için, 5584 Sayılı Posta yasasının 17. maddesi hükmünün gözönüne alınması
gerekir. Çek yasasının 12. maddesindeki hüküm, muhatap bankaya bildirilen
adreste herhangi bir kimsenin tebliğatı alması halinde, tebliğatın geçerli
olacağını öngörmemektedir. Önemli olan bu adreste tebliğatın Posta Yasasının
17. maddesinde öngörüldüğü üzere tebliğatı almaya ehil ve yetkili bir kimseye
yapılmasıdır. Eğer tebliğat muhatap bankaya bildirilen adrese yapılmış
tebliğatı almaya ehil ve yetkili bir kimse tarafından tebliğat alınmışsa tabi
ki geçerli sayılacaktır. Ancak, Tebliğat bu adreste herhangi bir kimseye yani
tebliğatı almaya ehil ve yetkili olmayan bir kimseye yapılmışsa geçerli
sayılamayacaktır.
inceleme konusu olayda, tebliğat keşideci tarafından çek hesabı
açtırılırken bildirilen adrese çıkarılmışsa da tebliğatın niçin muhatap
Muhittin Uysal'a yapılmadığı ve onun yerine tebliğatı alan İbrahim Uysal'ın
kim olduğu, orada ne sıfatla bulunduğu yani tebliğatı almaya ehil ve yetkili
bir kimse olduğunu gösterir herhangi bir açıklama tebliğat parçasında
bulunmamaktadır. O halde tebliğatın usulüne uygun biçimde yapıldığı
söylenemez. Bu itibarla İbrahim Uysal'ın posta Yasasının 17. maddesi uyarınca
tebliğatı almaya ehil ve yetkili olup olmadığı ehil ve yetkili olmadığı
anlaşılırsa 3167 Sayılı Yasanın 7. maddesinde öngörüldüğü üzere yeniden
iadeli taahhütlü mektupla ihtar çıkarılmalıdır.
Bu nedenle, direnme kararının bozulmasına karar verilmelidir.
Karşı oy kullanan kurul üyeleri direnme kararının haklı nedenlere
dayandığını ileri sürmüşlerdir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, sanığın temyiz itirazları bu itibarla
yerinde görüldüğünden, direnme kararının istem gibi BOZULMASINA 7.2.1994
gününde 2/3 ü aşan oyçokluğuyla karar verildi.
Birinci Başkanvekili 8.C.D.Bşk. 10.C.D.Bşk. 7.C.D.Bşk.
Mehmet Uygun M.Aksoy H.Doğan C.Karakoç
5.C.D.Bşk. 6.C.D.Bşk. M.M.Dinç S.Gençay
H.Koçulu N.Mutiş
R.Sönmez 9.C.D.Bşk.V. C.Özdikiş E.Öcal
İ.Özkaya
E.Güyer İ. Kılınç M.V.Benli A.İ.Hekimoğlu
A.R.Coşkuntürk N.Apaydın M.İ.Ünal B.Kızıltan
H.Cevheroğlu Y.Turan
|