 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu
S A Y I
Esas Karar Tebliğname
1994/1-317 1994-338 1-84480
Y A R G I T A Y K A R A R I
Bozma kararı veren
Yargıtay Dairesi : 1.Ceza Dairesi
Mahkemesi : Vezirköprü Ağır Ceza
Günü : 1.7.1994
Sayısı : 28-42
Davacı : K.H.
Sanık : Metin Göbel Vek.Av.Alaeddin Terzioğlu
Davaya Katılanlar : Zeynep ve Selim Ertürk vek.ri Av.Hasan Önçler
Mağdurlar Zeynep ve Selim'i öldürmeye tam kalkışma suçlarından sanık
Metin Göbel'in TCK.nun 448, 62, 51/1, 2253 Sayılı Yasanın 12/2 ve TCK.nun
59ncu maddeleri uyarınca sonuçta 10 sene hapis cezasıyla cezalandırılmasına,
sanık Veysel Göbel'in beraatine ve suçta kullanılan tüfeğin sahibine iadesine
ilişkin Vezirköprü Ağır Ceza Mahkemesince verilen 9.9.1993 gün ve 1992/45-
1993/33 sayılı hükmün sanık Metin Göbel ve müdahiller vekili tarafından
temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesi 28.4.1994 gün ve
1381/1261 sayı ile;
1- Dosya münderacaatına sanığın anlatımına göre mağdur Zeynep'e karşı
eyleminde suç vasfı yerinde bulunmuş tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak
edilmemiştir.
2-Sanık Veysel Göbel hakkındaki hükmün onanmasına,
3-Sanık Metin'in annesinin olaydan 4 ay kadar önce mağdur Zeynep'in
eşi Selim'in babası tarafından yaralanması olayın sebebi ise de bu yaralama
olayında mağdurlara izafe edilecek haksız bir hareketin bulunmaması sanığın
ifadesinde de annesinin yaralanmasından doğduğu üzüntü ile intikam için
mağdurları vurduğunu ifade etmesine göre sanığın her iki mağdura karşı
eyleminde TCK.nun 51/1. maddesinin uygulanması" isabetsizliğinden kararı
bozmuştur.
Yerel mahkeme ise 1.7.1994 gün ve 28/42 sayı ile;
Sanık 13 yaşında olup kırsal kesimde yaşamaktadır. Olaydan bir süre
önce mağdurların eşi ve babası olan Kemal tarafından annesinin gözü kör
edilmiştir. Toplumumuzdaki aile bağı ve sanığın yaşı gözetildiğinde iradesini
etkileyip onda elem yarattığı kesin olan bu olay nedeniyle hakkında TCK.nun
51/1nci maddesinin uygulanması yerindedir" biçimindeki açıklamalarla önceki
hükümde direnmiştir.
Bu hüküm de katılanlar vekili tarafından temyiz edildiğinden dosya
Yargıtay C.Başsavcılığının temyiz isteminin reddine karar verilmesini isteyen
15.11.1994 gün ve 1-84480 sayılı tebliğnamesiyle Birinci Başkanlığa
gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
İncelenen dosyaya göre;
Müdahillerin yüzüne karşı vekillerinin yokluğunda verilen 1.7.1994
günlü direnme kararı müdahiller vekili tarafından 24.8.1994 tarihinde temyiz
edilmiştir.
Temyiz incelemesi yapılabilmesi için açılmış bir temyiz davasının
varlığı gerekir. Yargılama Yasası temyiz davası açılmasını iki koşula
bağlamıştır.
Bunlar:
a) İstek koşulu: Temyiz davasının kendiliğinden açılmaması bir isteğe
gerek duyulması kuralıdır. Davasız yargılama olamayacağı kuralı bunu
gerektirir. Bu kuralın ayrıcalığını kendiliğinden temyize tabi cezalar
oluşturur.
b) Süre Koşulu : Temyiz davası belli bir süre içersinde açılmalıdır.
C.M.U.K.nun 310. maddesine göre bu süre hükmün tefhim veya tebliğinden
itibaren bir haftadır. Süre hesabında tefhim veya tebliğ günü nazara alınmaz.
Son gün resmi tatile rastlarsa süre ertesi günü çalışma saati bitiminde sona
erer.
Bu iki koşula uygun temyiz davası yoksa yukarıda açıklanan ayrıcalık
dışında hükmün Yargıtayca denetlenmesi olanaklı değildir.
İncelenen dosyada müdahillerin yüzüne karşı vekillerinin yokluğunda
tefhim edilen 1.7.1994 günlü direnme kararının yapılan tebligat üzerine
(22.4.1994) müdahiller vekili tarafından 24.8.1994 tarihinde temyiz edildiği
saptanmıştır.
C.M.U.K.nun 33, 261 ve 310. maddeleri birlikte incelenip
değerlendirildiğinde hükmün tefhimi sırasında müdahil vekilinin hazır
bulunmasında yasal bir zorunluluk olmadığı müdahilin yüzüne karşı tefhim
edilen hükmün ayrıca kendisine veya vekiline tebliğ gerekmediği ve bir
haftalık temyiz süresinin müdahilin yüzüne karşı tefhimle birlikte işlemeye
başlayacağı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla gerekmediği halde müdahiller vekiline yapılan tebligat
yeni bir süre başlatmayacağı ve her hangi bir hak doğurmayacağı için
müdahillerin yüzüne karşı tefhim edilen 1.7.1994 günlü direnme kararının en
geç 8.7.1994 Cuma günü mesai saati bitimine kadar temyiz edilmesi gerekirken
müdahiller vekili tarafından 24.8.1994 tarihinde temyiz edildiği
anlaşıldığından temyiz isteğinin yasal sürede olmadığının kabulü gerekir.
Öte yandan müdahillerin duruşmada hazır oldukları gözetildiğinde
müdahiller vekilinin duruşma gününden haberdar edilmesi için çıkartılan
davetiyenin kendisine tebliğ edilip edilmediğinin araştırılmasınada gerek
yoktur. Çünkü yapılacak böyle bir araştırmanın sonucu ne olursa olsun
tefhimle işlemeye başlayan temyiz süresini değiştirmeyecek bu yönden neticeye
etkili olmayacaktır.
O halde direnme hükmüne yönelik temyiz dilekçesini yasal süreden sonra
verdiği saptanan müdahiller vekilinin temyiz inceleme isteminin reddine karar
verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan kurul üyeleri: müdahiller vekilinin
duruşma gününden haberdar edilmesi için çıkartılan davetiyenin kendisine
tebliğ edilip edilmediğinin araştırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi
gerektiğini belirterek bu yönde oy kullanmışlardır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle müdahiller vekilinin yasal sürede
olmayan temyiz isteminin C.M.U.K.nun 317. maddesi uyarınca istem gibi reddine
12.12.1994 günü oyçokluğu ile karar verildi.
Birinci Başkanvekili 1.C.D.Bşk. 4.C.D.Bşk. 5.C.D.Bşk.
Mehmet UYGUN T.GÜVEN S.SELÇUK H.KOÇULU
Var Var
2.C.D.Bşk. 3.C.D.Bşk. 6.C.D.Bşk. R.SÖNMEZ
M.ONAN S.N.DEDA N.MUTİŞ
N.TANKUT K.BAŞAL C.YILMAZ A.SAYSEL
Var
Ş.GÜNGÖR M.ERTUĞRUL B.KIZILTAN H.CEVHEROĞLU
Var Var
İ.YÜCEL E.I.KOÇHİSARLIOĞLU O.KÖSEBALABAN M.F.İNAN
Var
S.ERKAN
|