 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
13. HUKUK DAİRESİ
SAYI
Y A R G I T A Y İ L A M I
ESAS KARAR
1993/9975 1994/833
MAHKEMESİ : Ünye Asliye Hukuk Hakimliği
TARİHİ : 12.7.1993
NO : 242-362
DAVACI : Yaşar Aydemir vekili avkat Sevgi Çetin
DAVALI : 1- Ali Rıza Demircan 2- Halil Tokgöz
ÜÇÜNÇÜ ŞAHIS :
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda
ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen
hükmün taraflar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine,
ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde tarflar adına gelen
olmadığından, incelemenin evraklar üzerinde yapılmasına karar verildikten
sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin
süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşuldu.
KARAR
Davacı, elektrik tesisleri işlerinde müteahhitlik yapan davalı Ali
Rıza Demircan'a Ünye İlçesi, dağ ve Ekincik köylerinin elektrik montaj
çalışmaları sonucunda ihtiyaç olan emtiaları yanında çalıştığı ve her türlü
alım, satım ve ödünç verme işlerinde yetkili kıldığı diğer davalı Halil
Tokgöz'e imzasını taşıyan belge ile ödünç verdiğini iade etmediklerini öne
sürerek aynen iadelerine, olmadığı taktirde 1992 yılının birim fiyatlarıyla
bedellerinin yasal faiz ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, Ali Rıza Demircan zamanaşımı def'i ile davaya bakmaya
ikametgahı Fatsa mahkemesinin yetkili olduğnu savunmuş, davanın reddini
dilemiştir. Diğer davalı yargılamaya gelmemiştir.
Mahkemece; davacı ile davalılardan Ali Rıza Demircan aralarında ödünç
akdi kurulduğu bu akit gereği yardımcısı diğer davalı Halil Tokgöz'ün
düzenlenen belge ile malzemeleri aldığı kabul edilmiş, dava tarihindeki
birim fiyatları üzerinden tesbit edilen değerleri 87.389.220 TL sından
istemle bağlı kalarak 30.000.000 TL sının müştereken ve müteselsilen
tahsiline karar verilmiştir.
Hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun
gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin taktirinde bir isabetsizlik
bulunmamasına göre davacının tüm, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı
dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Bir davada ileri sürülen maddi olguların hukuki değerlendirmesini
yapmak, uygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamak hakimin doğrudan
görevidir (HUMK. Md.76). Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle davanın maddi
olayları ileri sürüş ve kabulüne göre davalıların sözleşmedeki hukuki
sıfatlarının belirlenmesi gerekir. Davacının hem dava hemde, 22.10.1992
tarihli cevaba cevap dilekçelerindeki açıklamalarından ödünç sözleşmesinin
davalılardan Ali Rıza Demircan ile temsilcisi Halil Toköz aracılığı ile onun
nam ve hesabına kurulduğu anlaşılmaktadır. Nitekim mahkemenin kabulüde bu
doğrultuda olup davacının bu yöne ilişkin bir temyizide bulunmamaktadır. O
nedenle davalı Halil Tokgöz'ün sözleşme esnasında temsilci sıfatıyla hareket
ettiğide kuşku ve duraksamaya yer olmamalıdır. Hal böyle olunca; temsile ait
Borçlar Kanununun 32. maddesindeki genel hükme göre, yetkili bir mümessil
tarafından diğer bir kimse namına yazılan aktin alacak ve borçları, o
kimsenin hukuk alanında doğer ve o kimseye intikal eder. Diğer bir anlatımla
doğrudan doğruya temsilde mümessil temsil edilen adına yaptığı işlemden doğan
hakları iktisap etmez, borçlardanda sormul tutulmaz. Bu durumda mahkemenin
davalı Halil Tokgöz'ü sözleşmeden dolayı sorumlu tutması anılan yasa
maddesine uygun değildir. Davalı Halil Tokgöz'e husumet düşmez. Ne varki
davacı az yukarıda açıklandığı şekilde ödünç ilişkisini Ali Rıza Demircan'ın
temsilcisi HalilTokgöz ile yaptığı olgusuna dayandırmıştır. O nedenle davacı
(temsilci ile işyapan kimse) temsilcinin yetkili temsilci olmadığını,
temsicilik sıfat ve derecesinin bilmek, bilmiyorsa araştırmakla yükümlüdür
(MK.Md.6). burada ancak Haıl ve vaziyetten davacının temsil ilişkisini
anlaması gerekiyor ve mümkün ise akdin alacak ve borçları temsil olunan Ali
Rıza Demircan'a ait olabilir. Sırası gelmişken hemen vurgulayalımki; buradaki
hal ve vaziyete dair vebunlardan yasa maddesinin yorumu yapılırken sonuç
çıkarılabilecek maddi vakıaların belirlenmesi açısından tanık deliline
dayanılmasında yasal bir engel yoktur. yoksa salt bir kimsenin temsilcidir
veya değildir şeklinde ortaya çıkan tanık sözlerine dayanılarak temsilcilik
ilişkisinin varlığı veya yokluğu hakkında bir sonuca kavuşulması usul
hükümlerine aykırıdır. Mahkemece açıklanan yasal kurallar çerçevesinde
tarafların delilleri toplanarak bir inceleme yapılmamıştır. Evvelemirde bu
konunun aydınlığa kavuşturulması için tarafların delil ve karşı delilleri
toplanmalı sonuçta temsilcilik durumu subuta ermediği belirlenirse bu kez
yetkisiz temsil hükümleri araştırımalı ve böylece sonuca gidilmelidir.
Temsilcilik ilişkisi kanıtlanırsa işin esası aşağıda belirlenen yönler
altında çözümlenmelidir.
Davalı Halil Tokgöz yargılamaya gelmemekle daayı bunun tabii bir
sonucu olarak davada dayanılan belgeyi diğer davalı ise davanın reddini
savunmak suretiyle davayı tümden inkar etmiş sayılır. O halde belgedeki
imzanın davalı Halil Tokgöz'e aidiyeti usulün 308 ve ardından gelen
maddelerince incelenmesi gerekir. Tüm açıklananların ığında deliller toplanıp
inceleme yapılmak suretiyle davalı Ali Rıza Demircan'ın sorumlu olup olmadığı
saptanmalı hasıl olacaksonuca göre karar verilmelidir. Hukuki nitelendirmede
yanılgıya düşülerek eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması
usule ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir. Yine davada müşterek ve
müteselsilen tahsil istemi olmadığı halde alacağın davalılardan zincirleme
alınmasına karar verilmesi de yasaya aykırıdır (HUMK. Md. 74).
SONUÇ: Birinci bent gereğince davacının tüm, davalıların diğer temyiz
itirazlarının REDDİNE, yerel mahkeme kararının ikinci bentte açıklanan
nedenlerle davalılar yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde
iadesine, 3.2.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
A.İ.Arslan M.S.Atalay K.Kadıoğlu Ş.Yüksel S.Özyörük
|