 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
13.HUKUK DAİRESİ
BAŞKANLIĞI
SAYI
ESAS KARAR
1993/9907 1994/503
YARGITAY İLAMI
MAHKEMESİ : İstanbul 5.Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 26.5.1993
NO : 1284-430
DAVACI : Mordahay Katalon vekili avukat Çetin Yıldımakın
DAVALI : Avram Katalen vekili avukat Mehmet Cebecioğlu
Taraflar arasındaki tesbih ve tescil davasının yapılan yargılaması
sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak
verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine
ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat Çetin
Yıldırımakın ile davalı vekili avukat Mehmet Cebecioğlu'nun gelmiş
olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü
açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez
temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği
konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı 1950 yıllarında Üsküdar'da ticaretle uğraştığı sırada davalı öz
kardeşinin askerden henüz yeni döndüğünü, yardımlarıyla Sultan Hamam
Çakmakçılar yokuşu 101-103 nolu yerde toptan manifatura işine ortak
başladıklarını, daha sonra Üsküdar'daki iş yerinide tasfiye ederek buranın
malvarlığını Sultan Hamamdaki işyerine aktardığını iş yerinin davalı kardeşi
adına kendisininde sigortalı olarak gösterildiğini, gerçekte tüm mal varlığı
ve işlerin 50 payla eşit olduğunu yine ortaklık geliriyle çakmakçılar
hanının 6/36 payına tekabül eden firmanın yerinide birlikte satın aldıklarını
Ticarethane sahibi davalı görüldüğünden davalı adına tapuya kaydedildiğini,
yaşlandığını ortaklığın tasfiyesini davalıdan talep ettiğinde önceden davalı
kabul ettiği halde hernasılsa tasfiye, devir ve temlik işlemlerini yapmaktan
kaçındığını öne sürerek ortaklığın tesbit taksimine, ticarethanenin bulunduğu
tapuda davalı adına kayıtlı yerin mülkiyetlerini 1/2 oranında tesbit ve
kayıtların fashine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacı ağabeyinin yıllarca yanında işçi olarak çalışıp emekli
olduğunu kesinlikle ortak olmadıklarını işyerinide kendi parası ile alıp,
tapudan ihtisap ettiğini, savunmuş davanın reddine dilemiştir.
Mahkemece, ticarethanenin bulunduğu taşınmazın tapusunun davalı adına
kayıtlı olduğu, Sosyal Sigortalar Kurumunun Kayıtlarında davacının işçi
göründüğü sicil dosyasına görede ticari işletmenin davalı adına tescili
olduğu, tapu senedi gibi resmi bir kayda karşı aynı nitelikte bir belgeyle
karşı konulabileceği o nedenle davanın isbat edilemediği kabul edilmiş ve
reddedilmiştir. Hüküm davacı tarafından duruşma istemi ile temyiz edilmiştir.
Bir davada ileri sürülen maddi vakaların hukuki nitelendirmesini
yapmak, uygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamak hakimin doğrudan
görevidir. (HUMK. Md.76)
Mahkeme kararının içeriğinden uyuşmazlığın çözümünde tarafların kardeş
olmaları nedeni ile tanık dinlenmesi hususunun benimsendiği ve dinlendiği ne
varki tapu, SSK Ticari işletmenin sicil dosyası gibi resmi kayıtlar
karşısında tanık ifadelerine değer atfedilmediği anılan yazılı delillerin
daha üstün tutulduğu dahası tapu kayıdına karşı aynı güçte bir belge ile
karşı konulabileceği gerekçeleriyle davanın reddedildiği görülmektedir.
Dava Hukuksal nitelikçe, kardeşler arasında adi ortaklığın tesbiti ile
ortaklık mal varlığının tasfiyesine ilişkindir.
Davada biri; Sultan Hamam Çakmakçılar Yokuşu, Çakmakçılar Han
No:105'deki Ticarethaneye ortak olunduğunun tesbiti, diğeride; davalı ortak
tarafından ortaklık geliri ile alınan Ticarethanenin; bulunduğu taşınmazın
tapu kaydının 1/2 pay oranında düzeltilmesi olmak üzere iki maddi olguya
dayanılmıştır. O nedenle bu maddi olgular çerçevesinde sav savunma delil ve
belgeler altında hukuki tanım ve nitelendirilme yapılarak uyuşmazlığın
çözümlenmesi gerekir.
İlk önce az yukarda açıklanan birinci olguya ilişkin uyuşmazlık yani
işletme ortaklığının tesbiti bu konu subut bulduğu takdirde hemen ardından
tapu kaydının ortaklık gelirinden davalıca satın alınıp alınmadığı
çözümlenmelidir. Öncelikle belirtelimki; kardeş olan taraflar arasındaki adi
ortaklığın varlığı tanık delilleriyle kanıtlanabilir. (HUMK. Md.293) Adi
ortaklık sözleşmelerinde ortaklar, emek ve sermayelerini ortak bir amaç için
birleştirirler, aralarında sıkı ve güvene dayanan bir işbirliği vardır. Adi
ortaklığın kendisine özgü , bu durumu nedeniyle ortaklar birbirlerinin vekili
gibi, ortaklık işlerinden dolayı özenle hareket etmek, ortakları zarara
uğratmamak yükümü altındadırlar. Gerçektede ortakların, ortaklığa ait bütün
kazançları aralarında taksim etmekle yükümlüdürler. (BK. Md.522) ortaklardan
hiç birisi kendi hesabına ortaklığın amacına aykırı ve zararlı işler yapamaz.
(BK. Md.526); ortaklardan herbiri ortaklık işlerinde dikkat ve özen
göstermeye mecbur olup, diğer ortaklara karşı kendi kusuruyla sebebiyet
verdiği zararları, ortaklığa diğer işlerde sağladığı yararları ile mahsup
ettirmeye hakkı olmaksızın, giderim ile yükümlüdür. (BK.MD. 528) Adi
ortaklığın tüzel kişiliği yoktur. Sözleşme veya karar ile yönetim yetkisi
ortaklardan birine bırakılmışsa ortaklık işlerinin yönetimi bütün ortaklara
aittir. Bu durumda ortaklardan her biri, diğer ortakların iştiraki
olmaksızın muamele yapabilir. Ancak olağan işlerin üstündeki önemli
tasarrufların yapılması için bütün ortakların oybirliği gerekir.
(BK.Md.525) Adi ortaklıkla ilgili davaya ışık tutacak yasa maddeleri
az yukarıda sıralandıktan sonra, şimdi uyuşmazlıkla, doğrudan ilgili asıl
yasa maddesinin açıklanmasına sıra gelmiştir. Borçlar Kanununun 530.uncu
maddesinde "Ortaklığı idare eden ortak ile diğer ortaklar arasındaki
ilişkinin vekalet hükümlerine tabi olduğu, ortaklardan biri yönetim hakkına
sahip olmadığı halde ortaklık hesabına hareket eder, yahut ortaklığı yöneten
ortak yetkisini aşarsa vekaleti olmadan başkası namına tasarruf edenler
hakkındaki hükümlerin uygulanacağı önerilmiştir. Ortaklık geliri henüz taksim
edilmeden onun üzerinde bütün ortakların iştirak halinde mülkiyet hakları
vardır. Bir ortak ortaklık gelirini paylaştırmadan kendi namına ve hesabına
daha doğrusu kendi yararına bir taşınmaz satın almış olsa bile (işbu davada
iddia olunduğu şekilde) Borçlar Kanunun 530. maddesi uyarınca vekaleti
olmadan diğer ortaklar namına tasarufta bulunmuş sayılır ve Borçlar Kanunun
414.maddesince diğer ortaklar yapılan işten hasıl olan yararları Temellük
hakkına sahiptirler. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 1991/13-76 esas, 1991/199
karar tarihli ilamı) Adi ortaklıkla ilgili bu özel hükümler karşısında
mahkemenin açıklamaya çalıştığı resmi şekil şartının aranmasına gerek
bulunmadığında kuşku ve duraksamaya yer olmamalıdır. Resmi şekil şartı ancak
tapulu bir taşınmazın mülkiyetinin sermaye olarak ortaklığa konulması
halinde söz konusu olur. O nedenle taraflar kardeş olduğu için tanık
dinlenebilir. farklı bir anlatımla bu halde tapu kaydına karşı aynı kuvvette
yazılı bir delil aranmasına gerek yoktur. Hal böyle olunca; mahkemenin tapu
kaydına karşı dinlendiği tanık beyanlarına itibar etmemesi yanlıştır. Öte
yandan SSK kayıtları ile Ticari İşletmeye ait sicil kayıtlarıda delillerin
takdirinde yeterli üstün bir delil olarak benimsenip doğrudan hüküm
kurulmasına etkili kabul edilemez. Tüm açıklamaların ışığı altında, kesin bir
hukuki nitelendirme çizilerek buna göre deliller, özellikle tanık sözleri
etraflıca tahlil ve tartışma yapılmaksızın mahkemece karar verildiği çok
açıktır.
Bu durumda mahkemece, tüm deliller istenildiği şekilde red ve kabul
edilen yönleride açıklanıp, tartışılmak suretiyle değerlendirilmeli sonuçta
ve gerekirse, Adi ortaklığın tasfiyesine ilişkin Borçlar Kanununun 538. ve
ardından maddelerine göre inceleme ve araştırma yapılmalı hasıl olarak uygun
çerçeve içerisinde bir karar verilmelidir. Hukuki nitelendirmede yanlışa
düşülmesi sonucu; delillerin özellikle tanıkların değerlendirilmesi eksik
bırakılarak yazılı şekilde hüküm kurulması usule ve yasaya aykırıdır. Bozma
nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan yerel Mahkeme kararında açıklanan nedenler
altında temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde
iadesine, 250.000 lira duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak
davacıya ödenmesine, 25.1.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
A.İ.Arslan K.Kadıoğlu M.Yüksel Ş.Yüksel A.E.Baççıoğlu
Lira
19.000 P.H.İade
|