 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Onsekizinci Hukuk Dairesi
E. 1993/9708
K. 1993/10832
T. 13.10.1993
* NÜFUS KAYDINDAKİ İSMİN DEĞİŞTİRİLMESİ
* MEDENİ KANUNUN 26. MADDESİNDEKİ HAKLI DENEN
* NÜFUS KANUNUNUN 16/4. MADDESİNDEKİ
İSTİSNA İÇİN BİLİRKİŞİ ARAŞTIRMASI
ÖZET : Davacı; küçük çocuğunun Berfin ismiyle çağrılıp tanındığını, nüfus
kaydındaki Berrin isminin Berfin olarak düzeltilmesini istemiştir.
MK.nun 26. maddesindeki haklı neden ve Nüfus Kanununun 16/4. maddesindeki
istisnası ehil bilirkişilerce belirtilmeden "örf ve adete uygun değildir"
saptamasıyla davanın reddi yanlıştır.
(743 s. MK. m. 26)(1587 s. Nüfus K. m. 16/4)
Dava dilekçesinde, nüfusta Berrin olan isminin Berfin olarak değiştirilmesi
istenilmiştir. Mahkemece, davanın reddi cihetine gidilmiş; hüküm, davacı
vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün
kağıtlar okunup, gereği düşünüldü:
Davacı, küçük çocuğunu Berfin adıyla çağırdıklarını ve küçüğün bu ada cevap
vermesi nedeniyle nüfustaki Berrin kaydının düzeltilmesini istemiştir. Bir
kimsenin tanındığı ve çağrıldığı ismi, kayden de taşıması doğal hakkıdır. Bu
olgu kanıtlandığı takdirde Medeni Kanunun 26. maddesindeki haklı nedenin
varlığı kabul edilmeli ve buna göre ismin değiştirilmesine karar
verilmelidir.
Böyle bir durumun istisnası, Nüfus Kanununun 16. maddesi 4. fıkrası hükmünde
yer almıştır. Çocuğa anne ve babası tarafından verilemiyecek ismin, hakim
kararı ile çocuğa verilmesi sonucunu doğuracak olan hallerde, yukardaki haklı
neden kanıtlansa bile ismin değiştirilmesi mümkün değildir. Gerçekten anılan
fıkra hükmüne göre; "millö kültürümüze, ahlak kurallarına, örf ve
adetlerimize uygun düşmeyen veya kamu oyunu inciten adlar" konulamaz.
Mahkemece bu gerekçeyle dava reddedilmiş ise de, gerekçenin dayanağı, Türk
Dil Kurumu Yayın Kurulu Başkanı tarafından İçişleri Başkanlığı'na hitaben
kaleme alınmış bir yazı fotokopisidir. Adı geçen kurul başkanının, "Berfin"
sözcüğünün yabancı kökenli olması nedeniyle Türk çocuklarına ad olarak
verilmesinin millö kültüre, örf ve adetlere, geleneklere aykırı olduğuna dair
idarö mercilere verdiği mütalaa, bir mahkeme kararına gerekçe olamaz. Berfin
sözcüğünün, Pervin, Nermin, Şermin, Berin ve benzeri birçok isim gibi
toplumumuzda kullanılan isimlerden ayrı olarak geleneklerimize ne suretle
uymadığı ve bu nedenle Türk çocuklarına isim olarak verilemeyeceği
hususlarının tereddüde yer vermeyecek biçimde açıklanması gerekir.
Mahkeme; önüne gelen uyuşmazlığı, kendi bilgileri ile çözemeyecek durumda
olması halinde HUMK.nun 275. maddesi uyarınca bir bilirkişinin oy ve görünüşü
alabilir. Bu görüşün nasıl ve kimlerden alınacağı ve yöntemi, sözü edilen
maddeden sonra gelen yasa maddelerinde yer almıştır. Böyle bir yola
gidilmeden, dosyaya ibraz edilen bir mütalaa örneğine dayanılarak hüküm
kurulamaz.
Mahkemece, davacının delilleri toplanıp değerlendirilmeden bu konudaki
uzmanlığı şüpheli olan bir kişinin bir idarö mercie verdiği dayanaksız
görüşüne dayanarak ve geleneklerimize uygun olmadığına dair saptamanın
gerekçesi açıklanmadan davanın reddi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde
hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan
kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), temyiz peşin
harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.10.1993 gününde oybirliğiyle
karar verildi.
|