 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Onyedinci Hukuk Dairesi
E. 1993/9668
K. 1993/13481
T. 2.12.1993
* KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ
* MİRAS BIRAKAN (MURİS)
* MÜŞTEREK MÜLKİYET
* İŞTİRAK HALİNDE MÜLKİYET
ÖZET : Miras bırakan İsmail'in 1340 tarihinde ölümü ile terekesi müşterek
mülkiyet hükümlerine göre mirasçılarına intikal etmiştir. Nazmi, taşınmazın
İsmail mirasçıları adına tescilini talep etmiş ise de kendilerine miras
payları müşterek mülkiyet hükümlerine göre intikal etmiş bulunduğundan diğer
paydaşlar dışında ancak kendi payına hasren dava açabilir. Bu nedenle, hüküm
tarihinde yürürlükte bulunan 766 sayılı Tapulama Yasasının 54. maddesi
gereğince müşterek mülk olarak intikal eden payların İsmail mirasçıları adına
tesciline karar verilemiyeceği gibi, hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren
ve geçici 4. maddesi gereğince eldeki davada da uygulanması gereken 3402
sayılı Yasanın 30. maddesi uyarınca da müşterek mülk olarak intikal eden
payların diğer mirasçılar adına tescil edilme olanağı da yoktur.
(766 s. Tapulama K. m. 33, 54) (3402 s. Kadastro K. m. 14, 30, 32, geçici m.
4) (1086 s. HUMK. m. 7, 27)
Taraflar arasındaki tesbite itiraz davası üzerine yapılan yargılama sonunda,
davanın reddine ilişkin verilen hüküm, davacılar ve davalı Hazine tarafından
süresi içinde temyiz edilmekle; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamında özetle: Davacının dayanağı 22 numaralı
vergi kaydı da getirildikten sonra yerinde yöreyi iyi bilen yaşlı
bilirkişiler ve tarafların gösterecekleri tanıklar hazır bulundurulmak
suretiyle yeniden keşif yapılmalı, vergi kaydı yerine uygulanmalı parselin
öncesinin taşlık, çalılık ve kayalık olup olmadığı, tarım arazisi haline
getirilip getirilmediği, zilyedliğin başlangıç günü, sürdürülüş biçimi,
kimden kime kaldığı, zilyetliğin ekonomik amacına uygun düşüp düşmediği
yönleri yeterince araştırılması gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozmaya
uyulduktan sonra davanın kısmen kabulü ile sarı renkle taralı 20.000
metrekarelik bölümün davacı 36.715 metrekarelik bölümünde Hazine adına tapuya
tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar ve davalı Hazine tarafından temyiz
edilmiştir.
Mahkemece, 25.4.1986 günlü keşif krokisinde işaretli 120.000 metrekarelik
bölümün davacı İsmail mirasçıları adına payları oranında kalan 35,715
metrekarelik bölümün de Hazine adına tesciline karar verilmiştir. Ne varki
yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmaya yeterli değildir.
Tutanağa itiraz eden Nazmi, taşınmazın 1340 yılında ölen dedesi İsmail'den
kaldığını ileri sürerek mirasçıları adına payları oranında tescilini
isteyerek dava açmıştır. Tutanağa itiraz eden ancak komisyon kararı kendisine
tebliğ edildiği halde yasal süre içinde dava açmayan Bayram Ali 9.10.1984
günlü dilekçe ile davaya katılmıştır.
Hemen belirtmek gerekirki, miras bırakan İsmail'in ölüm tarihine göre terekesi
müşterek mülkiyet hükümlerine göre mirasçılarına intikal etmiştir. Nazmi,
taşınmazın İsmail mirasçıları adına tescilini talep etmiş isede kendilerine
miras payları müşterek mülkiyet hükümlerine göre intikal etmiş bulunduğundan
diğer paydaşlar dışında ancak kendi payına hasren dava açabilir. Bu nedenle
hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 766 sayılı Tapulama Yasasının 54. maddesi
gereğince müşterek mülk olarak intikal eden payların İsmail mirasçıları adına
tesciline karar verilemeyeceği gibi hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren ve
geçici 4. maddesi gereğince eldeki davalarada uygulanması gereken 3402 sayılı
Yasanın 30. maddesi uyarınca da müşterek mülk olarak intikal eden payların
diğer mirasçılar adına tescil edilme olanağı yoktur.
Diğer taraftan, davaya katılan İsmail oğlu Bayram Ali tutanağa itiraz ettiği
halde süresinde dava açmamış Nazmi tarafından açılan davaya katılmıştır.
İsmail'den davacı Nazmi'ye iştirak halinde mülkiyet hükümlerine göre intikal
eden miras payı yönünden Bayram Ali ile Nazmi'nin zorunlu dava arkadaşlığı
mevcut ise de müşterek mülkiyet hükümlerine göre intikal eden miras payı
yönünden böyle bir zorunluluk bulunmamaktadır. Hal böyle olunca Bayram Ali'ye
miras bırakan İsmail'den müşterek mülkiyet hükümleri uyarınca intikal eden
miras payı hakkındaki komisyon kararı kesinleşmiş bulunduğundan kadastro
mahkemesi görevsizdir. Görev konusu kamu düzeni ile ilgili olduğundan
yargılamanın her aşamasında gözönünde bulundurulması gerekir, kadastro
tesbiti 1617 sayılı Yasanın yürürlüğünden sonra yapılmış davacının belgesiz
olarak kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisap edebileceği taşınmaz miktarı
yürürlükten kaldırılan 766 sayılı Tapulama Yasasının 33. maddesine göre
belirlenmiştir. Ancak, hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 3402 sayılı
Kadastro Yasasının geçici 1. maddesinde açılmış davaların bu Yasadaki
hükümlere göre yürütüleceğine işaret olunmuş, geçici 4. maddesinde ise kesin
hüküme bağlanmamış olan davalara söz konusu Yasa hükümlerinin uygulanacağı
öngörülmüştür. 3402 sayılı Yasanın 14. maddesi 766 sayılı Yasanın 33.
maddesindeki bir kimsenin belgesiz olarak kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği
ile mülk edinebileceği miktarı değiştirmiş bu sınırlamada bölge yerine
çalışma alanı esası getirilmiştir. Hal böyle olunca söz konusu Yasanın 14.
maddesi hükmünün gözönünde bulundurulması gerekir.
Şu hale göre, davacının tutunduğu vergi kayıtları çekişmeli parsele
uymadığından bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli parselin öncesinin ne olduğu,
kimden kime kaldığı, kimler tarafından nasıl zilyed edildiği, zilyetliğin
ekonomik amacına uygun olup olmadığı, ayrıntılarıyla ve maddi olaylara dayalı
olarak sorulmalı, 28.4.1982 tarihinde yapılan keşiften sonra uzman bilirkişi
Haydar tarafından düzenlenen 3.5.1982 günlü krokide kırmızı ile boyalı
bölümlerin halen ekilmeyen çalılık ve taşlık yerler olarak gösterilmiş
bulunduğundan bu yön delillerin takdirinde gözönünde bulundurulmalı, 3402
sayılı Yasanın 14. maddesi gereğince bir kimsenin belgesiz olarak kazandırıcı
zamanaşımı zilyetliği ile mülk edinilebileceği taşınmaz miktarı nazara
alınmalı koşulların varlığı halinde davacı Nazmi'ye miras bırakan İsmail'den
annesi Şerife yolu ile intikal etmesi gereken müşterek payın iştirak halinde
Şerife mirasçıları adına diğer ara murislerden intikal eden iştirak
paylarının da tüm iştirakçiler adına kök muris İsmail'in diğer mirasçıların
davaları bulunmadığından bu paylar Hazine adına ekilmeyen çalılık ve fundalık
olan zilyetlik koşullarının davacı yararına oluşmadığı bölümlerin varlığı
halinde ifraz edilerek yine Hazine adına tescile karar verilmelidir.
Davaya katılan Bayram Ali'ye müşterek mülkiyet hükümlerine göre intikal eden
miras payı hakkında dava dilekçesinin görev yönünden reddine, tutanağın
onaylı bir örneğinin dosyada bırakılarak dava dosyası Mersin Asliye Hukuk
Mahkemesi'ne gönderilmelidir.
Kabule göre de, kadastro hakimi kararın hüküm fıkrasında çekişmeli parselin
bulunduğu ilçe, köy veya mahalle ile taşınmazın cins ve yüzölçümü ada ve
parsel numarası ile adlarına tescile karar verilen kişilerin açık kimlikleri,
paylı ise oranlarını kadastro haritasında değişikliği gerektiriyorsa 3402
sayılı Yasanın 32. maddesi uyarınca düzenlenecek ve bu değişikliği gösterecek
haritayı ilama eklemek suretiyle iritazlı parsele ilişkin olarak infaz
sırasında duraksamaya yer vermeyecek biçimde düzenli sicil oluşturması
gerekirken veraset ilamlarına yollama yapılarak belirtilen konuları
kapsamayacak biçimde yazılı olduğu gibi hüküm kurması da isabetsizdir.
Tarafların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile açıklanan nedenlerden
ötürü hükmün (BOZULMASINA) ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene
geri verilmesine, 2.12.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|