 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
19. HUKUK DAİRESİ
B A Ş K A N L I Ğ I
Esas Karar
1993/908 1993/7669
Y A R G I T A Y İ L A M I
Mahkemesi :Niğde 1.Asliye Hukuk Mahkemesi
Tarihi :12.11.1992
Nosu :302-382
Davacı :Ayşe Sevin vs. vekilleri Av.Bülent Kıvanç vs.
Davalı :1-Hasan İnan 2-Zekeriya Avşar vek.Av.İsmail Özmel
3-Ahmet Kargı 4-İsmail Faik Durmuşoğlu vek.Av.
Zülfikar Şahin
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda
ilamda yazılı nedenlerden dolayı davalılardan İsmail Faik Durmuşoğlu'na
yöneltilen davanın atiye bırakılmasına ve diğer davalılara ilişkin davanın
kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar ve
davalılardan Zekeriya Avşar vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya
incelendi, gereği konuşuldu:
K A R A R
Davacılar vekili; davalı İsmail'in kullandığı otomobil ile davalı
Hasan'ın kullandığı kamyonun 27.6.1989 günü çarpıştıklarını, davacı Ayşe'nin
kocası, diğerlerinin babası olan Z.Mert Belir'in İsmail'in otosunda olduğunu
ve çarpışma sonucu önce yaralandığını, sonra da öldüğünü, bu suretle
davacıların desteklerinden yoksun kalıp acı ve eleme uğradıklarını belirtip,
davacılar Ayşe için 35.000.000 TL. maddi, 20.000.000 TL. manevi, Banu için
20.000.000 TL. maddi, 15.000.000 TL. manevi, Orhan için 35.000.000 TL. maddi,
15.000.000 TL. manevi tazminata hükmolunup, 27.6.1989 tarihinden itibaren
yasal faizi ile birlikte davalılardan zincirleme olarak tahsilini istemiştir.
Davalı Zekeriya vekili, kusurun müteveffanın içinde bulunduğu araçta
olduğunu savunmuştur.
Davalı İsmail vekili davanın reddini istemiş, diğerleri cevap
vermemişlerdir.
Mahkemece, davacı Banu'nun olay tarihi itibarı ile müteveffa babasının
desteğine ihtiyacı olmadığının, diğerlerinin ise müteveffanın desteğinden
mahrum kalacaklarının, içlerinden müteveffanın eşi Ayşe'nin destekten
yoksunluk tazminatı miktarının 265.773.610 TL., Orhan'ın destekten yoksunluk
tazminatı miktarının 25.857.172 TL.olduğunun anlaşıldığı ve isteğin davalı
İsmail hakkında atiye terk edildiği gerekçeleriyle davanın Banu'nun maddi
tazminat isteği ile ilgili bölümünün reddine, taleple bağlı kalınarak
davacılar Ayşe için 35.000.000 TL., Orhan için 25.857.172 TL. maddi,
davacılar Ayşe için 4.000.000 TL., Orhan için 3.000.000 TL., Banu için
3.000.000 TL. manevi tazminatların 27.6.1989 tarihinden itibaren 30 yasal
faizi ile birlikte davalılar Hasan, Zekeriya, Ahmet'ten müştereken ve
müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin isteklerin reddine, atiye terk
nedeniyle davanın davalı İsmail hakkındaki bölümüyle ilgili olarak karar
verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Karar davacılar vekili ve davalı Zekeriya vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici
sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve
özellikle davalılardan biri hakkında davanın atiye bırakılması davadan
feragat anlamını taşımayıp zincirleme sorumlulukta her borçlunun, zararın
tamamından sorumlu olmasının gerekmesiyle, her davacının toplam zararından
kusurlu herhangi bir davalının kusuru oranınca bir indirime gidilmesi doğru
değil ise de, aleyhe bozmanın usulen mümkün olmamasına ve esasen mahkemece
hükmolunan maddi tazminat miktarının, hakkındaki dava atiye terk olunan
davalı İsmail'in 3/8 oranındaki kusuru nisbetinde tenzilat yapılmak suretiyle
tayin edildiğinin anlaşılmasına göre, davalı Zekeriya ve davacılar
vekillerinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan sair temyiz
itirazlarının reddi gerekir.
2-Hatır taşıması nedeniyle indirimden yalnızca hatır taşıması yapan
davalı İsmail yararlanabilip, diğer müteselsil borçluların yararlanabilme
olanağı bulunmadığı halde, müteveffa ile aralarında hatır taşıması söz konusu
olmayan davalıların hatır taşıması indiriminden yararlandırılması suretiyle
eksik tazminata hükmedilmesi isabetsizdir.
3-Manevi tazminat zenginleşme aracı olmayacak şekilde, olay nedeni ile
duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesini sağlayacak boyutta takdir
edilmesi gerekir. Zira M.K.nun 4. maddesinde takdir hakkının kullanılmasının
söz konusu olduğu durumlarda hakimin hak ve nesafet kurallarını gözeterek
hüküm kurması öngörülmüştür. Olayda eş ve babalarını kaybeden davacılardan eş
için 4.000.000, çocuklar için 3.000.000'ar TL. manevi tazminat takdir
edilmiştir. Tarafların tesbit olunan sosyal ve ekonomik durumları, paranın
satın alma gücü, müteveffanın ise olayda müterafik kusuru bulunduğunun sabit
olmaması gibi B.K.nun 47.maddesindeki özel haller birlikte
değerlendirildiğinde, takdir olunan manevi tazminat miktarlarının olay
sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesini mümkün kılacak
seviyede bulunmayıp, takdirde hata ile çok düşük seviyede tutulması doğru
değildir.
4-Ölenin desteğinden yoksun kalan davacıların bu yüzden uğradıkları
zararın hesabında koca ve baba durumunda olan müteveffanın
gerçek gelirinin esas alınması ve bunun tesbiti için yeterli araştırma
yapılması gerekmektedir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda
kabul olunan gelir miktarı sadece iki şahidin mücerret ve yetersiz beyanına
dayandırılmış olup, durumun tahkik olunması zabıtadan istendiği halde,
zabıtaca verilen cevap bu konuda bilgi içermemektedir. Müteveffanın
İstanbul'da serbest pazarlamacılık yapan bir kimse olduğu ifade edildiğine
göre, taraflardan murisin işinin nitelik ve vüs'ati hakkındaki delilleri
sorulup tümünün usulünce toplanması, bu meyanda vergiye kayıtlı ise kaydın
bulunduğu yerlerden murisin verdiği vergi beyannamelerinin getirilip
incelenmesi, bunun dışında herhangi bir meslek kuruluşunda kaydı varsa bu
kayıtların getirilmesi, işin niteliğinin açıkca belirlenmesini takiben ilgili
resmi merciler veya dernekler gibi kuruluşlardan bu alandaki emsal kazanç
ortalamalarının sorulması, müteveffanın sürekli ve sabit bir gelire sahip
olmadığı anlaşıldığında asgari ücret miktarının ilgili kuruluşlardan
sorulması gibi araştırma işlemlerinin ikmalinden sonra müteveffanın
belirlenecek olan gerçek gelirine göre destekten yoksunluk zararı miktarının
bilirkişiye yeniden hesaplatılması gerekir iken, eksik incelemeyle hüküm
kurulması yerinde değildir.
SONUÇ:Yukarda 1 nolu bentte yazılı nedenlerle davacılar vekilinin ve
davalı Zekeriya vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile mahkeme
kararının 2 ve 3 nolu bentlerde yazılı nedenlerle davacılar yararına, 4 nolu
bentlerde yazılı nedenle davalı Zekeriya yararına BOZULMASINA, peşin
harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine 15.11.1993 gününde
oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Cengiz Kostakoğlu N.Sucu K.Acar K.O.Şengün Y.Özdilek
|