 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu
S A Y I
Esas Karar Tebliğname
1993/9-268 1994/12 9/31398
Y A R G I T A Y K A R A R I
Bozma kararını veren
Yargıtay Dairesi : 9.Ceza Dairesi
Mahkemesi : İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi
Günü : 15.2.1993
Sayısı : 363-22
Davacı : K.H.
Sanık : Sehmet Akseki vekili Av. İsmail Hakkı Karademir
Davaya katılan : Kültür Bakanlığı vekili Av. Mehmet Öner
2863 Sayılı Yasaya aykırı davranmak suçundan sanık Mehmet Akseki'nin
2863 Sayılı Yasanın 65/a, TCY.nın 59.maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay ağır
hapis, 41.666 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin İzmir 1.
Ağır ceza mahkemesince verilen 9.12.1991 gün 211/362 sayılı hükmün sanık
vekili tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesi
24.9.1992 gün 8819/8390 sayı ile;
"1710 Sayılı Kanunun 8. maddesinde SİT alanlarının tesbitine ilişkin
Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu kararlarının tescil ve ilan
olunacağı hükmü yer almıştır.
İlanın ne şekilde yapılacağı hususunda bir açıklama bulunmamakla
birlikte, süreklilik gösteren Yargıtay içtihatlarına göre ilgilinin kurul
kararını öğrenmesi bakımından mahallinde mutad vasıtalarla ilanın yapılması
gerekir. Bu konuya Yargıtay'ın tatbikatına uygun olarak 2863 Sayılı Kanunun
8. maddesi ile açıklık getirilmiştir. ilan şartı suçun unsuru değilsede,
sanığın bilerek SİT alanına müdahalede bulunduğunun kanıtlaması bakımından
önem taşımaktadır.
Sanığın aşamalarda değişmeyen savunmalarında sit alanı içerisindeki
evini, bu niteliğini bilmeden ve belediyeden aldığı ruhsata dayanarak
yıktığını açıkladığı ve bu konuda belge ibraz ettiği, tapuya tescilin de
iktisap tarihinden sonra olduğu görülmektedir.
Dosya içerisinde bulunan Kültür Bakanlığı eski Eserler ve Müzeler
Genel Müdürlüğünün 12.9.1979 gün ve 7879 sayılı, sanığın taşınması hakkındaki
9.6.1979 gün ve A-1729 sayılı kararının gereği için İzmir Valiliği ile aynı
yer Belediye Başkanlıklarına gönderildiği, mahkeme tarafından ise mahallinde
ilanın yapılmış olup olmadığının yukarıda belirtilen kuruluşlar yerine
olaydan çok sonra 22.7.1991 tarihinde kurulan konak kaymakamlığından
sorulduğu anlaşılmaktadır.
Bu itibarla ve yukarıdaki açıklamalar ışığında, kültür bakanlığı eski
Eserler ve Anıtlar Yüksek kurulunun 9.6.1979 gün ve A-1729 sayılı kararının
mahallinde ilan edilmiş olup olmadığının İzmir Valiliği ile Büyükşehir
Belediye Başkanlığından sorularak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun
takdiri gerekirken, eksik soruşturma ile ve bazı varsayımlara dayanılmak
suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması" isabetsizliğinden bozmuş,
Yerel Mahkeme 15.2.1993 gün 363/22 sayı ile;
"1- 9.6.1979 günlü kurul kararı Resmi Gazetede yayınlanmışş ve tapuya
şerh konulmuştur.
2- İlan şartı suçun unsuru olmadığından, sanığın bilerek SİT alanına
müdahale ettiğinin saptanması halinde, ilanın araştırılmasına gerek yoktur.
3- Sanık, sit alanındaki binasını bilerek yıkmıştır: a)s sanık
tahsilli birisidir. Kemeraltı bölgesinin sit alanı olduğu herkesce
bilinmektedir.
b) Tapu kaydında şerh olup, bina yapımı için tapu kaydı istenmiştir.
Tapuda şerh bulunduğunun kendisine hatırlatılmaması olanaksızdır.
c)İmar müdürlüğü dosyasının kapağında tarihi eser olduğu
yazılmıştır.Bu dudrumun farkedilmemesi mümkün değildir.
d- Sanık bu durumu bildiği için önce yıkım izni istemiş, talebi
reddolununca geçici ruhsat almıştır. Kuruldan izin almadan, eski eseri
yıkarak yerine beş katlı bina yaptığından bilerek 2863 sayılı yasaya
muhalefette bulunmuştur." gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de Yargıtay'ca incelenmesi sanık vekili tarafından süresinde
istenildiğinden dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının onama istemli
7.10.1993 tarihli tebliğnamesiyle Birinci başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel
Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanığın 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yasasının
65/a ve TCY.nın 59. maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verilen
olayda, Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, sanığın yıkarak
yerine betonarme bina yaptığı eski evinin sit alanı içinde bulunduğunu bilip
bilmediğine diğer bir deyişle suçun kast ögesinin gerçekleşip
gerçekleşmediğine ilişkindir.
Dosya içeriğine göre;
Sanık, babasından kalan eski ahşap evin oturulamayacak durumda
olduğunu, çatısı çökünce yıktığını, ruhsat alarak yeniden inşaat yaptığını,
yıkılan evin tarihi eser olduğunu bilmediğini savunmuştur.
Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulunun 9.6.1979 gün
A-1729 sayılı kararı ile, sanığın taşınmazının da içinde bulunduğu İzmir
Kemeraltı çevresi sit alanı olarak tesbit ve tescil edilmiştir. Bu karar
12.9.1979 gün 7898 sayılı yazıyla Kültür Bakanlığı Eski Eserler ve Müzeler
Genel Müdürlüğü tarafından İzmir Valiliği ve İzmir Belediye Başkanlığına
bildirilmiştir. Kararın mahallinde ilan şartı, suçun unsuru olmayıp, sanığın
müdahele ettiği yerin sit alanı içinde kaldığını bilip bilmediğinin tesbiti
yönünden önem taşımaktadır. Sanığın kurul kararını bilmesi halinde, mahalli
ilanın araştırılmasına gerek yoktur. Kaldı ki Anıtlar Yüksek Kurulunun sözü
geçen kararı 18.11.1983 günlü Resmi Gazetede yayınlanmış ve ilan şartı yerine
getirilmiştir.
SİT alanı içinde kalıp yıkılan ev, sanığa babasından intikal etmiş
olup iştirak halinde mülkiyete tabi iken taksim sözleşmesi üzerine 15.5.1979
tarihinde sanık adına tescil edilmiştir. Tapu kaydının intikalinden sonra
28.11.1979 ve 9.4.1981 tarihlerinde eski eserler şerhi konulmuşsa da,
taşınmaz satın alınmadığı ve sanığa babasından kaldığı için binanın yeri,
vasfı ve çevrenin özellikleri sanık tarafından iyi bilinmektedir.
Binanın ve çevrenin sit alanı içinde olduğunu, yıkımının izne bağlı
bulunduğunu bilen sanık, binayı yıktırmamış ve sorumluluktan kurtulmak
amacıyla 2.10.1986 günü belediye başkanlığına müdracaatla tehlikeli durum
arzeden binanın yıkılması için karar verilmesini istemiş, İmar müdürlüğünün
22.10.1986 günlü yazısıyla " tehlike arzetmediğinden " bu isteği
reddolunmuştur. Bu nedenle sanığın, evin oturulmayacak durumda olduğu,
çatısının çöktüğü savunması samimi değildir.
Ayrıca, Belediye ruhsat dosyasının kapağında "dikkat, tarihi eserdir.
ilgili yazı imar şubesi tarihi eser dosyasındadır." etiketi mevcuttur. İzmir
Kemeraltı bölgesinin sit alanı içinde olduğu o bölgede oturan ve mülk sahibi
olanlar tarafından bilinen bir olgu olduğundan, bu duru bilen sanık yıkım
talebinin reddi üzerine bu kerre iki katlı dükkan yapma için geçici inşaat
izni almıştır. Bu izne de aykırı davranarak beş katlı betonarme bina
yapmıştır. Eski eser niteliğindeki binayı yıkıp yerine çok katlı inşaat
yapmak için her yolu deneyen sanığın bölgeyle ilgili herkes tarafından
bilinen, Resmi Gazetede ilan edilen, tapu kütüğüne ve imar dosyasına şerh
verilen "kemeraltının sit alanı" olduğuna ilişkin kurul kararını bilmediği
kabul edilemez.
Bu itibarla sanığın, babasından kalan binanın sit alanı içinde
kaldığını ve eski eser olduğunu bildiği halde Anıtlar Yüksek kurulundan izin
almadan bu binayı yıktığı tüm dosya kapsamıyla sübuta erdiğinden, adı geçen
kurulun 9.6.1979 günlü kararının mahallinde ilan edilip edilmediğinin İzmir
Valiliği ve İzmir Belediye Başkanlığından sorulmasına gerek bulunmayıp, sair
yönleri de usul ve yasaya uygun bulunan direnme hükmünün onanmasına karar
verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan kurul üyeleri, Özel Daire bozma kararının
haklı nedenlere dayandığı" düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, sair yönleri de usul ve yasaya uygun
bulunan Yerel Mahkeme direnme hükmünün Onanmasına, 13.12.1993 günü yapılan
birinci müzakerede yasal çoğunluk sağlanamadığından 31.1.1994 günüyapılan
ikinci müzakerede tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak oyçokluğuyla karar
verildi.
Birinci Başkanvekili 8.C.D.Bşk. 1.C.D.Bşk. 10.C.,D.Bşk.
Mehmet Uygun M.Aksoy T.Güven H.Doğan
4.C.D.Bşk. 3.C.D.Bşk. 9.C.D.Bşk. M.Onan
S.Selçuk S.N.Deda D.Tavil
C.Özdikiş K.Başal C.Yılmaz A.Sevgili
A.Saysel M.Ertuğrul M.Kaban İ.Kılınç
T.Üneri M.S.Aslan H.Öğütçü T.Meteoğlu
N.Ok T.Demirtaş E.I.Koçhisarlıoğlu M.F.İnan
S.Erkan
|