 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu
E. 1993/9-206
K. 1993/214
T. 27.9.1993
* SANIK İÇİN AYNI KONUDA EVVELCE VERİLMİŞ HÜKÜM BULUNMASI
ÖZET : TCK.nun 125. maddesine aykırı davranışta bulunmak suçundan beraatine
karar verilen sanık hakkında aynı kanunun 168. maddesine muhalefet suçundan
açılan kamu davası, her iki davanın iddianamelerindeki konu ve eylemler
farklı olduğundan CMUK.nun 253/3. maddesi gereğince reddedilemez.
(1412 s. CMUK. m. 253/3) (765 s. TCK. m. 125, 168)
Silahlı çetenin sair efradı olmak suçundan sanıklar Şihmus, Bedrettin ve
Hasan'ın, TCK.nun 168/2 ve 3713 sayılı Yasanın 5 ve TCK.nun 59. maddeleri
uyarınca 12'şer sene 6'şar ay ağır hapis cezalarıyla cezalandırılmalarına
ilişkin, (Diyarbakır Bir Nolu Devlet Güvenlik Mahkemeleri)nce verilen
13.7.1992 gün ve 1991/352-1992/271 sayılı hükmün sanık Bedrettin ve diğer
sanıklar vekili tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay
Dokuzuncu Ceza Dairesi, 28.2.1992 gün ve 10024/11325 sayı ile;
1- .... Sanıklar Hasan ve Şihmus hakkındaki hükmün onanmasına.
2- Sanık Bedrettin hakkındaki temyize gelince;
Dosya münderecatından 26.4.1991 günlü iddianame ile bu sanık hakkında
1990-1991 yıllarındaki örgütsel eylemleri nedeniyle TCK.nun 125. maddesine
muhalefet suçundan dolayı kamu davası açıldığı, yargılama sonunda Diyarbakır
Bir Numaralı DGM.'nin 16.9.1991 gün ve 1991/178-338 sayılı kararı ile beraat
hükmü tesis edildiği ve bu hükmün kesinleştiği aynı mahkemede 4.9.1991 günlü
iddianame ile suç tarihi 2.8.1991 ve öncesi olan TCY. nın 168/1. maddesine
muhalefetten ikinci bir davanın daha açıldığı sonucunda 1991/352 esas,
1992/271 karar sayı ile 13.7.1992 günlü TCY.nın 168/2. maddesi ile mahkumiyet
hükmü kurduğu anlaşılmış olup sanığın Hasan ile Şihmus'ı örgüte kazandırma
eylemlerinin 26.4.1991 günlü iddianame tarihinden önceye ait olması ve
TCY.nın 125. maddesinde öngörülen suçun niteliği itibariyle aynı yasanın 168.
maddesine aykırılık suçunu da kapsaması karşısında aynı konuda aynı sanık
için evvelce verilmiş bir kesin hüküm sözkonusu olduğu sonuç ve kanaatine
varıldığından CMUK.nun 253/3. maddesi uyarınca Bedrettin hakkında TCY.nın
168/2. maddesine muhalefetten açılan kamu davasının reddine karar verilmesi
gerektiğinin düşünülmemesi" isabetsizliğinden Üye M. Mıhçak'ın; "Sanık
Bedrettin'in beraatle sonuçlanan 26.4.1991 gün ve 1991/304 esas sayılı
iddianamede açıklanan eylemler dışında 4.9.1991 gün ve 1991/631 esas sayılı
iddianame ile davaya konu müşahhas olaya dair müsnet suçu işlediği sanıkların
birbirini doğrulayan ve tamamlayan zabıta C. Savcısı Hakim huzurunda alınan
özde değişmeyen beyanları ve dosya münderecatından anlaşılmakla, sanık
Bedrettin hakkındaki usul ve yasaya uygun bulunan mahkumiyet hükmünün
onanması görüşünde olduğundan, sayın çoğunluğun bu sanık yönünden açılan
davanın reddine dair görüşüne katılmıyorum" biçimindeki karşı oyu ile ve
oyçokluğuyla kararı bozmuştur.
Yerel Mahkeme ise, 14.4.1993 gün ve 114/224 sayı ile;
26.4.1991 günlü iddianamede 4.9.1991 günlü iddianameye konu olan sanık
Bedrettin'in örgütle organik ilişkiye girme ve Şihmus'ı örgüte kazandırma
eylemi yer almamıştır. Bu itibarla her iki iddianamenin konusu ayrı olup
4.9.1991 günlü iddianameyle açılan kamu davasının reddine karar verilemez"
biçimindeki açıklamalarla önceki hükümde direnmiştir.
Bu hüküm de, sanık tarafından süresinde temyiz edildiğinden dosya, Yargıtay
C. Başsavcılığı'nın onama istekli 14.7.1993 gün ve 9/50587 sayılı
tebliğnamesiyle Birinci Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca
okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
İncelenen dosyaya göre;
Sanık Bedrettin hakkında, 1990-1991 yıllarındaki örgütsel eylemlerinden dolayı
TCK.nun 125. maddesine aykırı davranışta bulunmak suçundan 26.4.1991 günlü
iddianameyle Diyarbakır Bir Numaralı Devlet Güvenlik Mahkemesi'ne kamu davası
açılmış, yapılan yargılama sonunda 16.9.1991 gün ve 178/338 sayı ile
beraatine karar verilmiştir.
Bu davanın yargılaması sürerken, aynı sanık hakkında aynı mahkemeye 2.8.1991
tarihinden önce gerçekleştirdiği iddia olunan eylemlerinden dolayı TCK.nun
168. maddesine muhalefet suçundan 4.9.1991 günlü iddianameyle ikinci bir dava
daha açılmış, bu davada 13.7.1992 gün ve 1991/352-1992/271 sayı ile
mahkumiyetine karar verilmiştir.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, TCK.nun 125. maddesine
aykırı davranışta bulunmak suçundan beraatine karar verilen sanık hakkında
aynı kanunun 168. maddesine muhalefet suçundan açılan kamu davasının CMUK.nun
253/3. maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekip gerekmediğine
ilişkindir.
TCK.nun 125. maddesinde muhalefet suçundan verilen beraat kararı 26.4.1991
günlü iddianamede gösterilen matuf fiillere ilişkin olup, bu iddianamede
4.9.1991 günlü iddianameye konu olan örgütte özel bir görevi haiz olma ve
sanık Şihmus'ı örgüte kazandırma eylemi yer almamıştır.
CMUK.nun 150. maddesinde, "Tahkikat ve hüküm yalnız iddianamede beyan olunan
suça ve zan altına alınan şahıslara hasredilir.
Bu hudut dahilinde olarak mahkemeler istiklal ile hareket etmek ve hak ve
vazifesini haiz olup ceza kanununun tatbikinde kendilerine arzedilen iddialar
ile bağlı değildirler.
257/1. maddesinde "Hükmün mevzuu duruşmanın neticesine göre iddianamede
gösterilen fiilden ibarettir".
Hükümleri yer aldığına göre, TCK.nun 125. maddesine muhalefet suçundan
verilen beraat kararı sadece 26.4.1991 günlü iddianamede gösterilen eylemler
yönünden kesin hüküm oluşturabilir. Bu iddianamede yer almayan başka bir
eylemi kapsamaz ve o eylemle ilgili açılan kamu davasının reddine dayanak
yapılamaz.
Öte yandan, 4.9.1991 günlü iddianameye konu olan eylemin 26.4.1991 günlü
iddianame tarihinden önceye ait olması ve TCK.nun 125. maddesinde öngörülen
suçun niteliği itibariyle aynı Kanunun 168. maddesinde düzenlenen suçu da
kapsaması, sanığın sonradan ortaya çıkan ve önceki suçtan beraatine karar
verilirken gözetilip değerlendirilmeyen 4.9.1991 günlü iddianameye konu
örgütsel eylemi hakkında yeni bir dava açılmasına ve suç sabit olduğu
takdirde mahkumiyetine karar verilmesine engel değildir. Çünkü her iki
davanın konusunda ayniyet yoktur.
Bu nedenle, TCK.nun 125. maddesine muhalefet suçundan verilen beraat kararı
gözetilip sanık hakkında TCK.nun 168. maddesine muhalefet suçundan açılan
kamu davasının reddine karar verilemeyeceğinden, Yerel Mahkeme direnme kararı
doğrudur. İşin esasının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine
karar verilmelidir.
* Çoğunluk görüşüne katılmayan Kurul Üyeleri; Özel Daire bozma kararının
haklı nedenlere dayandığını belirterek bu yönde oy kullanmışlardır.
S o n u ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direnme kararı doğru
olduğundan işin esasının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye
gönderilmesine 27.9.1993 günü oyçokluğuyla karar verildi.
|