 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Onuncu Hukuk Dairesi
E. 1993/8509
K. 1994/2139
T. 10.2.1994
* PRİM BELGELERİ VE ÖLÇÜMLEME
* PRİM ÖDENEN GÜNLERİN TESBİTİ
* SİGORTALILIK BAŞLANGICININ TESBİTİ
ÖZET : Onsekiz yaşından önceki sigortalılığın tesbiti davalarında;
sigortalılığın başlangıç tarihinin tesbiti, yada bu dönemin sigortalılık
süresinde hesaba katılmak suretiyle tesbiti istenmişse; davacının, davada
hukuki yararı bulunmadığından davanın reddi gerekir.
Böyle bir davada, prim ödeme gün sayılarına katılma suretiyle tesbit
istenebilir yada isteğin böyle yorumlanması mümkünse, prim ödeme gün
sayılarının tesbiti ve öteki gün sayılarına dahil edilme kararıyla yetinmek
gerekir.
(506 s. SSK. m. 79/8, 60/G, 108, geçici m. 54)
Davacı, davalılardan işverenlere ait işyerinde 1.11.1987 - 1.11.1988 tarihleri
arasında sigortalı olarak çalıştığının tesbitine karar verilmesini
istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz
isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından
düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü
ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
Davacı, 1.11.1987 - 1.11.1988 tarihleri arasındaki sigortasız çalışmalarının
506 sayılı Kanun madde 79/8 çevresinde tesbitini istemiştir. Davacının 1974
doğumlu olarak sözkonusu dönemde 18 yaşından küçük olduğu, dosya içeriğinden
anlaşılmaktadır.
İsteğin, 506 sayılı Kanunun geçici madde 54 kapsamına girmediği de
belirgindir. Bu nedenle, davanın yasal dayanağını oluşturan 79/8. madde
uygulanırken, anılan Yasanın 60/G maddesinin gözönünde bulundurulması
zorunludur. Öte yandan, bu bentteki "malüllük, yaşlılık, ölüm sigortalarına
tabi olanlar.." sözcüklerinin sigortalılar yararına bir yorumla "tabi olması
gerekenleri" de kapsadığının kabulü icabeder. Zira, o dönemde çalışıldığının
tesbiti halinde, hizmet akdiyle çalışan kişinin, 506 sayılı Kanun madde 6
uyarınca o dönemde çalışmakla, kendiliğinden sigortalı olacağı ve otomatikman
malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi tutulması gerektiği ve bu
sigorta dallarına ait primlerinde Kurumca ilgililerden tahsil edileceği ve
çalışmanın işverence, zamanında Kuruma bildirilmemiş olmasının, bu sigorta
dallarına tabi tutulması engellenemeyeceği ortadadır.
Böyle durumlarda, 506 sayılı Kanun madde 60/G sigortalılık süresi ve bu
sürenin başlangıç tarihi konusunda, özel hükümler içermektedir. Bu haliyle
108. maddeye istisna getirilmiş olmaktadır. Gerçekten 108. maddeye göre,
"sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının yürürlükten kaldırılmış 5471
ve 6900 sayılı Kanunlara veya bu Kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya
başladığı tarih iken, 60/G maddeye göre geçici 54. madde kapsamına girmeyen
ve 60/G'nin uygulanması gereken hallerde" 18 yaşından önce malüllük, yaşlılık
ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresi 18 yaşını
doldurdukları tarihten başlamış kabul edilecektir. Diğer bir deyimle,
1.4.1981 tarihinden sonraki döneme ilişkin olarak 18 yaştan küçük iken geçen
çalışmalarda, çalışmanın başladığı tarihle 18 yaşın ikmali tarihi arasındaki
dönem sigortalılık başlangıç tarihi ve sigortalılık süresinde hesaba
katılmayacaktır. Fakat, bu süreler için ödenen primler, prim ödeme gün sayısı
hesabına katılacaktır. Bu kuralların 79/8. maddeye dayanan davalara yansıması
şöyledir. Şayet, davada sigortalılık süresinde hesaba katılmak üzere tesbiti
istenilmişse, böyle bir istemin kabulü 60/G maddeye aykırı düşeceğinden,
böyle bir dava açmakta davacının hukuki yararının bulunmadığının kabulü ile,
davanın reddi gerekir. Şayet prim ödeme gün sayılarına katılmak üzere tesbit
istenilmiş, yada isteğin bu yolda yorumlanması ile kapsamının belirlenmesi
mümkün ise, prim ödeme gün sayılarının tesbiti ve öteki prim ödeme gün
sayılarına dahil edilmesine karar verilmesiyle yetinilmesi icap eder.
Davacının 60/G madde kapsamına giren kişilerden olduğu ortadadır.
Bu durumda, açıklanan çevrede inceleme ve araştırma yapılarak, istemin kapsamı
belirlenerek, hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi
isabetsizdir.
O halde, bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm
bozulmalıdır.
S o n u ç : Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA),
sair yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 10.2.1994 gününde
oybirliğiyle karar verildi.
|