Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 



       T.C.
 Y A R G I T A Y
Hukuk Genel Kurulu

E. 1993/8-510
K. 1993/736
T. 24.11.1993

	ÖZET :  Tapulu gayrimenkulde mülkiyetin devrini öngören harici satış
 senedi, resmi biçimde düzenlenmediği için geçersizdir. Kural olarak, resmi
 biçimde yapılmayan geçersiz sözleşmeye istisnaden tarafların aldıklarını
 karşılıklı olarak yekdeğerine iade etmeleri gerekir.

	MK.nun 907. maddesinde de; bir şeye iyiniyetle zilyet bulunan
 kimsenin, o şeyin reddini isteyenden yapmış olduğu zaruri ve faydalı
 giderlerin iadesi talep etme ve ödeme zamanına kadar  da o şey üzerinden
 hapis hakkına sahip olduğu hükme bağlanmıştır. Davacının satıcı davalı
 taraftan geçersöz sözleşmeye istinaden isteyebileceği bedelin, MK.970
 çerçevesinde belirlenmesi gerekir. Tesbit edilecek bu bedele ayrıca harici
 satış senedinde gösterilen satış bedelinin ekleneceği kuşkusuzdur. 
	Davacı alıcının, bu bedelleri aldıktan sonra taşınmazda tasarrufa
 devam etmesi halinde fuzuli şagil durumuna düşeceği de açık bir olgudur.
	Somut olayın özellikleri gözetilmeksizin davacı aleyhine taşınmazın
 rayiç bedelinin hüküm altına alınmasına ilişkin direnme kararı doğru
 değildir.
	Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan
 yargılama sonunda; (Antalya Üçüncü Asliye Hukuk Mahkemesi)nce davanın kısmen
 kabulüne dair verilen 4.6.1991 gün ve 1989/971 E., 1991/484 K. sayılı kararın
 incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay
 Sekizinci Hukuk Dairesi'nin 24.3.1992 gün ve 1991/15759 E., 1992/5812 K.
 sayılı ilamı ile; (... Dava konusu taşınmazın bir bölümü davalıların muresi
 adına kadastroca 30 parsel olarak tapuya tescil edildikten sonra muris
 tarafından 25.12.1973 tarihli muhtar ve ihtiyar kurulu tarafından onaylanmış
 mühürlü senetle haricen davacıya satılmış ve zilyedliği devredilmiştir.
 Davacı dava dilekçesinde bu senede rağmen mirasçılar tarafından mülkiyetin
 nakledilmediğini ileri sürerek satışın geçerli sayılmasını ve buna göre
 taşınmazın dava konusu olan bölümünün adına tapuya tescilini, bu olmadığı
 takdirde satılan kısmın dava tarihindeki değerinin tahsili ile kendisine
 verilmesini istemiştir. Mahkemece harici satışın geçerli olmadığı görüşünden
 hareketle iptal ve tescile ilişkin davanın reddine ancak bu yere dikiliden
 ağaçların bedeli ile arazi bedeli toplamı olan 140.970.000 liranın haksız
 zenginleşme sebebiyle davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar
 verilmiştir. Hüküm hem davacı hem de davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
  Davacı taraf harici satışın teslimle koşullarının tamamlandığını ileri
 sürmek suretiyle tescile karar verilmesi gerektiğini, bu bakımdan hükmün
 bozulmasını istediğini bildirmiş, davalılar ise harici satışın geçersiz
 olduğunu, bu sebeple iptal ve tescil talebinin reddine karar verilmesinde
 yasaya aykırı bir yön bulunmadığını ancak geçerli sözleşmeye dayalı olarak
 istenilen tazminatın yerinde bulunmadığını ve hükmün tazminat ödenmesine
 ilişkin bölümünün yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek hükmün bu yönden
 bozulmasını istemişlerdir. Gerçekten de haricen satış tarihinde taşınmaz
 davalıların murisi adına 30 parsel olarak tapuda kayıtlı bulunmaktadır.
 Harici satışı gösteren belgede davalıların murisinin mührü bulunmaktadır. Bu
 işaret, iki tanık ve ihtiyar kurulu üyelerince onaylanmış bulunmaktadır.
 Senet, HUMK.nun 297. maddesine uygun bulunmaktadır. Ne varki MK.nun 634.
 maddesi hükmüne göre, tapuda kayıtlı bir taşınmazın diğer bir kimse adına
 tescil olunabilmesi için yapılacak sözleşmenin resmi şekilde yapılması
 gerekir. Bu yön MK.nun 642. maddesinde de geçerli bir hukuki sebebin varlığı
 şeklinde ifade edilmiş bulunmaktadır. Tapu Kanununun 26., Borçlar Kanununun
 213 ve Medeni Kanunun 634. maddesi hükümlerine göre resmi şekilde yapılmamış
 bulunan temlik taahhütleri geçerli sayılmaz. Böyle bir akid Borçlar Kanununun
 11/II. maddesine de aykırıdır. O itibarla, tapulu olan bu gayrimenkulün böyle
 bir harici satışa dayanılarak alıcı tescili istenemez. Bu bakımdan, mahkemece
 gösterilen gerekçe tapu iptal ve tescil davasının reddine ilişkin bölüm
 bakımından yerinde bulunmaktadır. Bu yöne ilişen davacının temyiz
 itirazlarının REDDİNE, tazminat olarak ödenen bedele gelince; 10.7.1940
 tarih, 2/77 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre geçersiz akidlerde
 akdin geçersizliği sebebiyle ödenecek bedel tarafların verdiği bedeldir.
 Olayımızda davacının verdiği satış bedelidir. Bu İçtihadı Birleştirme Kararı
 halen yürürlükte bulunduğuna göre davacı ancak verdiğini geri isteyebilir. Ve
 verdiği bedel ödeninceye kadar da MK.nun 908. maddesi hükmüne göre
 taşınmazdan istifade edebilir. Başka anlatımla, davacı bedel ödeninceye kadar
 hapis hakkına sahip bulunmaktadır. Ancak bu bedel kanımızca 25.12.1973
 tarihli senedin ikinci kısmında gösterilen bedel olmak icabeder. Her ne kadar
 davacı harici satış için 78.000 lira ödemiş ise de davalıların murisi senedin
 ikinci kısmında taşınmazın tescilinin istenmesi halinde tescil için bütün
 şartları yerine getireceğini, aksi halde kendisi ile mirasçılarının arazinin
 imar bedelini ve ayrıca almış olduğu paranın üç katını vereceğini
 belirtmiştir. Taraflar arasında yapılan bu anlaşma şekline göre bedelin
 ödenmesine ilişkin bu kısım bir ceza şartı olmayıp ödenecek tazminat
 miktarını göstermektedir. Bu yön mukavele ile tespit edilmiş bulunmaktadır.
 Her ne kadar haricen satılan taşınmazın ifanın yerine getirilmemiş olması
 halinde dava tarihindeki kaim değerinin düşünülmesi hak ve adalet ölçüleri
 bakımından ileri sürülebilirse de taraflar ödenecek tazminat miktarını
 sözleşme ile belirtmiş olduklarından bu yönün nazara alınması mümkün
 olmamıştır. O itibarla akidden dönülmesi sebebiyle davalıların ödeyeceği
 miktar arazi üzerinde meydana getirilen ağaçların bedeli ile harici satış
 bedeli olan 78.000 liranın üç katı toplamıdır. Mahkemece, sadece bu ölçüler
 gözönünde tutulmak suretiyle tazminata hükmedilmesi gerekirken değişik
 ekonomik değerler gözönünde tutulmak suretiyle satılan kısmın kaim değerinin
 nazara alınması ve bunun haksız zenginleşme olarak kabul edilip buna göre
 hüküm verilmiş olması isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine
 geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda
 direnilmiştir. 
	Temyiz Eden :  Davalılar vekili
	Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz
 edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği
 görüşüldü:
	Direnme kararı yoluyla, temyiz edenin talebi de gözönüne alındığında
 Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, iyiniyetli zilyedin taşınmaz mal
 satışına ilişkin geçersiz sözleşme nedeniyle akidi satıcıdan talep
 edebileceği bedelin ne olması gerektiğinde toplanmaktıdır.
	Davacı, kadastroca davalılar miras bırakanı adına tesbit edilen 30
 parsel sayılı taşınmazın 5100 m 2.lik kısmını, 25.12.1973 günlü muhtar ve
 ihtiyar heyeti üyelerince onaylı harici senetle satın almıştır. Harici
 senetde taraflar, alıcının satınaldığı yerin adına tescilini istediği
 takdirde bunun sağlanacağını, tescilin gerçekleştirilememesi durumunda ise,
 satıcı tarafından arazinin imar bedeli ve ayrıca harici senette gösterilen
 78.000 TL. satış bedelinin üç katının alıcıya ödenmesini
 kararlaştırmışlardır. 
	Hemen belirtmek gerekir ki, içeriği ve altında atılı imzalarına karşı
 çıkılmayan, tapulu gayrimenkulde mülkiyetin devrini öngören bu harici satış
 senedi, resmi biçimde düzenlenmediği için geçersizdir. Kural olarak, resmi
 biçimde yapılmayan geçersiz sözleşmeye istinaden tarafların aldıkları
 karşılıklı olarak yekdiğerine iade etmeleri gerekir. Bu husus, 10.7.1940 gün,
 2/77 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının da gereğidir. Bu husus,
 10.7.1940 gün, 2/77 sayılı Yargıtay İçtihadi Birleştirme Kararının da
 gereğidir. Davacı da temyizse konu davada, genel kurul önüne gelmemekle
 birlikte, tapulu taşınmazı haricen satın almaya dayalı olarak tapu iptali ve
 tescil yada şuyulandırılmak suretiyle pay tahsisi isteğinde bulunması
 yanında, bunların olmaması halinde çekişmeli taşınmazın rayiç değerinin
 kendisine ödenmesini istemiştir. Gerçekten tapulu taşınmazın malı resmi
 memuru önünde yapılmayan ve mülkiyet devrini öngören haricen düzenlenmiş
 senetler geçersiz ise de; bu tür yeri haricen satın alıp üzerinde muhtesat ve
 tesis yapan kişi, iyiniyetli zilyettir. MK.nun 907. maddesinde de, bir şeye
 iyiniyetle zilyet bulunan kimsenin o şeyin reddini isteyenden yapmış olduğu
 zaruri ve faideli giderlerin iadesini talep etme ve ödeme zamanına kadar da o
 şey üzerinde hapis hakkına sahip olduğu hükme bağlanmıştır. Somut olayda,
 taşınmazda iyiniyetli zilyet olarak bulunan davacı aleyhine kayıt malikince
 açılmış bir meni müdahale davası mevcut değelsede, davacının satıcı, davalı
 taraftarı taşınmazın rayiç bedelini istemesi karşısında, artık, harici şahıs
 senedinden kaynaklanan kişisel hakkından vazgeçtiğinin kabulü gerektiği bir
 yana, davalı taraf da, davacının rayiç bedel isteğine karşı çıkmış ve
 geçersiz sözleşmeye istinaden ancak verdiğini isteyebileceğini savunmuştur.
 Tarafların açıklanan bu ileri sürüşlerine göre, kendilerini temelde geçersiz
 olan bu harici satış sözleşmesi ile bağlı tutmak istemediklerinin ödenecek
 bedeli karşılığı satım konusu taşınmazın satıcıya iadesini amaçladıklarının
 kabulünün icabedeceği açıktır. Davacı, her ne kadar satışa konu yapılan yerin
 rayiç bedelini talep etmiş ve mahkemede bu istek hüküm altına alınmışsada,
 iyiniyetli zilyet olarak sözleşmeden doğan kişisel haklarından vazgeçmek
 suretiyle satım dolayısıyle isteyebileceği tazminat, MK.907'de gösterilen
 bedeldir. Bu bedelin rayiç değerden az olduğu aşikardır. Çoğun içerisinde
 azın da bulunduğu ilkesi gözönüne alındığında davacının, satıcı davalı
 taraftan geçersiz sözleşmeye istinaden isteyebileceği bedelin, MK. 907
 çerçevesinde belirlenmesi icabeder. Tesbit edilecek bu bedele ayrıca harici
 satış senedinde gösterilen satış bedelinin ekleneceği de kuşkusuzdur.
	Davacı alıcının, bu bedelleri aldıktan sonra taşınmazda tasarrufa
 devam etmesi halinde fuzuli şagil durumuna düşeceği de açık bir olgudur.
	Bu durumda, somut olayın özellikleri gözetilmeksizin davacı lehine
 taşınmazın rayiç bedelinin hüküm altına alınmasına ilişkin direnme kararı
 doğru değildir.
	O halde, usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır. 
	SONUÇ : Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme
 kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 4129. maddesi
 gereğince (BOZULMASINA) istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine,
 17.11.1993 günü yapılan ilk görüşmede çoğunluk sağlanamadığı için 24.11.1993
 gününde yapılan ikinci görüşmede bozmada oybirliği ve sebebinde oyçokluğuyla
 karar verildi.


İ.Teoman PAMİR      16.H.D.Başk.       3.H.D.Bşk.          17.H.D.Bşk.
İ.Teoman PAMİR      İ.Özmen            E.Doğrusöz          H.H.karadoğan


13.H.D.Bşk.         15.H.D.Bşk.        1.H.D.Bşk.          18.H.D.Bşk.
A.İ.Arslan          M.S.Aykonu         Y.İ.Dimici          S.Rezaki
Değişik Bozma  

20.H.D.Bşk.         2.H.D.Bşk.         14.H.D.Bşk.         4.H.D.Bşk.V.
F.Atbaşoğlu         T.Alp              E.Özdenerol         M.C.Keskin
                                       Değişik Bozma       Değişik Bozma

K.N.Fadıllıoğlu     İ.Haznedaroğlu     19.H.D.Bşk.V.       M.Erman
                                       Y.M.Günel           Değişik Bozma

I.Ulaş              D.Topçuoğlu        K.Tokman            E.Aktekin
                                                           Değişik Bozma

K.Fadıllıoğlu       E.Özkaya           İ.P.Solak           H.Özdemir
Değişik Bozma                          Değişik Bozma 

C.Sanin             B.Kartal           S.Atabek            S.Uysal
                    Değişik Bozma                          Değişik Bozma

M.Tunaboylu         M.Oskay            H.Dinç              M.H.Surlu
Değişik Bozma       Değişik Bozma      Değişik Bozma       Değişik Bozma

M.Ulusoy            C.Dikmen           V.Canbilen          K.Acar
                                                           Değişik Bozma

O.C.Yüksel          O.G.Çankaya        E.Doğu              A.Güneren
Değişik Bozma       Değişik Bozma       

B.Sınmaz            H.Mustafaoğlu      H.Erdoğan
Değişik Bozma
    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini

    Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini