 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Onuncu Ceza Dairesi
E. 1993/69
K. 1993/4972
T. 28.4.1993
* 3167 SAYILI KANUNA AYKIRILIK
* TEKERRÜR
ÖZET : Sanık tarafından D.......... İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
adına 5.3.1989 keşide tarihli olarak düzenlenip müştekiye verilen çekin 2 yıl
önce düzenlendiği iddia edildiğinden Şirketin tasfiye tarihi olan 21.1.1989
tarihi ile 5.3.1987 tarihleri arasında sanığın şirketi tek başına temsile
veya şirket adına çek keşide etmeye yetkili olup olmadığı saptanmalı yetkisi
varsa karşılıksız çek vermek suçu, yoksa dolandırıcılık suçu tartışılarak
sonucuna göre karar verilmelidir.
Suç konusunun değerine göre yapılan artırmanın dayanağı olan yasa maddesinin
gösterilmemesi yasaya aykırıdır.
Tekerrürden dolayı artırma yapılırken Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 15.2.1988
gün ve 5-574/43 sayılı kararı dikkate alınmayarak TCY.nin 81/3. maddesindeki
sınırların belirlenmemesi yasaya aykırıdır.
Sanığın özel tekerrüre esas olabilecek, kesinleşme şerhi içeren, hapis ve ağır
para cezalarının infaz tarihlerini gösteren onaylı mahkumiyet kararı örneği
getirtilip TCY.nin 81/2. maddesinin uygulanma durumu tartışılmadan karar
verilmesi yasaya aykırıdır.
(3167 s. Çek K. m. 16)(765 s. TCK. m. 81/2-3, 503)
3167 sayılı Kanuna aykırılıktan sanık Fikret'in bozma üzerine yapılan
yargılanması sonunda; hükümlülüğüne dair, (Sivas Birinci Asliye Ceza
Mahkemesi)nden verilen 27.5.1992 gün ve 1991/540 esas 1992/218 karar sayılı
hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi müdahil vekili ve sanık
tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığının onama isteyen
25.12.1992 tarihli tebliğnamesi ile Daireye gönderilmekle incelenip gereği
düşünüldü:
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde tartışılan delillere ve dosya
içeriğine uygun gerekçeye göre; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının
reddine. Ancak:
1- Türk Ticaret Yasasının 707/2. maddesine göre keşide günü olarak gösterilen
günden önce ödenmek için ibraz olunan bir çekin ibraz günü ödeneceği, 3167
sayılı Yasanın 16/1. maddesinde ise ibraz süresi içinde veya üzerinde yazılı
keşide tarihinden önce ibraz edildiğinde yeterli karşılığı bulunmaması
sebebiyle kısmende olsa ödenmeyen çeki keşide eden kişilerin
cezalandırılacağı belirtilmiştir. Böylece yasa koyucu çekte gösterilen keşide
tarihinin çekin düzenlendiği gerçek tarih olmasını aramamış, sadece ibraz ve
zamanaşımı sürelerinin hesabı açısından gösterilmesini gerekli görmüştür. Bu
nedenle, keşidecinin hukuki ehliyeti ile suç kastının tayininde gösterilen
keşide gününün değil çekin düzenlendiği gerçek tarihin esas alınması
zorunludur.
Öte yandan, Yerel Mahkemenin de benimsediği gibi Türk Ticaret Yasasının
443-447. maddelerine göre, anonim şirketlerde tasfiye memurlarının görevi
tasfiye işlemleri ile sınırlı olduğundan bu amaç dışında şirketi temsile çek
keşide etme yetkilerinin bulunmadığı kabul edilmelidir.
Dava konusu olaya gelince, sanık D.......... İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim
Şirketi adına 5.3.1989 keşide tarihli çeki düzenleyerek müdahile vermiş, adı
geçen şirket 21.1.1989 tarihinde tasfiye dönemine girmiş, aynı tarihte sanık
tasfiye memuru olarak görevlendirilmiştir. Sanık suça konu çeki üzerinde
yazılı ve tasfiye dönemi içinde kalan keşide tarihinden 2 yıl önce düzenleyip
verdiğini ileri sürmüş, müdahil ise üzerinde belirtilen tarihten 2-3 ay önce
aldığını belirtmiştir.
Tüm bu durumlar gözönüne alınarak sanığın 5.3.1987 - 21.1.1989 tarihleri
arasında sözü edilen şirketi tek başına temsile veya bu şirket adına çek
keşide etmeye yetkili olup olmadığının Ticaret Sicil Memurluğu ile muhatap
bankadar ayrı ayrı sorularak varsa yetkisine ilişkin belge örneklerinin
istenmesi yetkisi varsa eyleminin 3167 sayılı Yasanın 16/1. maddesinde yazılı
suçu oluşturacağının kabul edilmesi, aksi halde dolandırıcılık suçunun
tartışılarak sonucuna göre hukuki durumunun tayini gerekirken eksik
soruşturma ile yazılı biçimde hüküm kurulması,
2- Kabule göre,
a) Suç konusunun değerine göre yapılan arttırmanın dayanağı olan yasa
maddesinin gösterilmemesi,
b) Sanığın özel tekerrüre esas olabilecek Kayseri Üçüncü Asliye Ceza
Mahkemesi'nca 4.5.1983 gün ve 1983/180-324 sayı ile verilen sabıkasına
ilişkin mahkumiyet kararının kesinleşme şerhini içeren, hapis ve ağır para
cezasının ayrı ayrı infaz tarihlerini gösteren onaylı bir örneğinin
getirtilerek TCY.nın 81/2. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin
düşünülmemesi,
c) Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 15.2.1988 gün ve 5-574/43 sayılı kararında
da belirtildiği gibi tekerrürden dolayı arttırma yapılırken önceki hükümle
verilen hürriyeti bağlayıcı cezanın paraya çevrilerek para cezasına, para
cezası da hürriyeti bağlayıcı cezaya çevrilerek hürriyeti bağlayıcı cezaya
eklenmek suretiyle TCY.nın 81/3. maddesindeki sınırların belirlenmesi
gerekirken dönüştürme kuralı gözetilmeyerek eksik ağır para cezası tayin
edilmesi,
Yasaya aykırı müdahil vekili ile sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde
görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı isteme aykırı olarak
(BOZULMASINA), 28.4.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|