 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Sayı:
ESAS KARAR
93/6640 93/7342
ÖZET : Velayet kendisinde bulunmayan ana veya babanın rızası olmadıkça
evlatlık ilişkisi kurulamaz. Evlat edinecek olanın üst seviyede bir hayat
tarzı vaat etmesi ana veya babanın rıza verme hakkını suistimal ettiğini
göstermez.
Taraflar arasındaki evlat edinmeye izin davasının yapılan muhakemesi
sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği
görüşülüp düşünüldü.
"Mümeyyiz olan kimse, rızası olmadıkça evlatlığa alınamaz. Ana babanın
veya hakimin muvafakatı alınmadıkça mahcur ile küçük mümeyyiz bile olsalar
evlatlığa alınamazlar."(M.K.254)
"Kim olduğu veya nerede bulunduğu uzun süreden beri bilinmeyen yada
sürekli temyiz kudretinden yoksun bulunan ana veya babanın rızası aranmaz.
Velayetin kaldırılmasını gerektirecek ölçüde çocuğu ile ilgisiz olan ana veya
baba içinde aynı hüküm uygulanır. (M.K.254/a)
Görüldüğü gibi küçüğün evlat edinilmesi ana ve babanın iznine
bağlıdır. Bu izin ana veya baba olma bağına dayalı olup veli veya vasilik
ilişkisinden bağımsızdır. Şu halde velayet kendisinde bulunmayan ana veya
babanın iznine ihtiyaç bulunmadığı yönündeki düşünce hükmün konuluş amacı ile
bağdaşmaz. Velayet kendisinde olan ana veya baba evlatlık sözleşmesini
yapacak bundan ayrı ve ek olarak velayet kendisinde bulunmayan ana veya
babanın izni aranacaktır. Bu sebepledirki kanun vazıı,kanunda gösterilen
sebeplere (M.K.254/a) istinadan ana veya babanın iznine istisnaen ihtiyaç
kalmıyacağını belirlemiştir. Olayda ana ve babanın kimlikleri belli olduğu
gibi babanın velayetini nezini gerektirecek bir halinin bulunduğu veya çocuğa
karşı ilgisizliği iddia ve isbat edilmemiştir. Babanın kanunun kendisine
tanıdığı hakkı kullanırken asıl olan iyiniyetle davrandığıdır. (M.K.3)
Babanın sırf küçüğü ızrar amacı ile hakkını suistimal ettiğini (M.K:2/2)
gösteren bir delil veya emare yoktur. Küçüğün anası ile evlat edinecek olanın
evli olması ve babanın velayetin annedin alınarak kendisine verilmesini dava
etmesi, hatta evlat edinecek olanın çocuğa çok üst seviyede bir hayat tarzı
vaat etmesi, veya küçüğün büyük bir mirasa namzet olacak olması dahi ana veya
babanın hakkını suistimal ettiğinin delili olamaz.
Bu yönler gözetilmeden Medeni Kanunun 254/a maddesindeki şartlar
oluşmadan babanın rızası hilafına yazılı şekilde küçüğün evlat edinilmesine
izin verilmesi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Davalı babanın temyiz itirazının bu sebeplerle kabulü ile
kararın BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine
oybirliğiyle karar verildi.13.7.1993
BAŞKAN ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
Tahir Alp Nedim Turhan Ş.D.Kabukçuoğlu Özcan Aksoy C.Dikmen
|