 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Sayı:
ESAS KARAR
93/623 93/1628
ÖZET : Evlatlık sözleşmesi hakim izni alınmadan bozulabileceği gibi,
hakim huzurunda açılan davanın kabul edilmesi yolu ile de bozulabilir.
Taraflar arasındaki evlatlığın refi davasının yapılan muhakemesi
sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği
görüşülüp düşünüldü.
Evlat edinenler dava dilekçeleriyle evlatlık ilişkisinin bozulmasını
istemişler, davalı cevap dilekçesiyle davayı kabul etmiştir. Bu şekildeki
ilişkinin bozulmasına hukuk dilinde ikale yolu ile ref denmektedir.
Medeni Kanunun 258.maddesiyle "Evlatlık sözleşmesi kuruluşunu
gerektiren kurallara uyulmak koşuluyla iki tarafın isteği ile her zaman
kaldırılabilir." kuralını koymuştur. Evlatlık sözleşmesi için bu davada
gereken koşullar, sözleşmenin kaldırılmasına hakimin izin vermesi ve
tarafların noter'e giderek sözleşmeyi bozduklarına ilişkin irade
açıklamasında bulunmalarıdır. Sözleşmenin şekil yönünden geçerlilik koşulu
noterde düzenlenecek sözleşmedir. Hakimden izin alınmadan resmi belge ile
ilişki kurulduktan sonra bir başka anlatımla sözleşme ile evlatlık ilişkisi
doğduktan sonra, izin eksikliği nedeniyle sözleşme geçersiz sayılmaz.
(Bak.Şener, E:Açıklamalı İçtihatlı Türk Medeni Kanunu l989 Sh.485; Feyzoğlu,
F.N.Aile Hukku l986 Sh.489 Y.2.H.D.l3.3.l945 gün 227/1379 sayılı K.;
Y.H.G.K.2.l0.l974 gün 971/2/810/1043 Sk.Pr.Ar.Feyzioğlu ope.Sh.442) Şu
durumda iyiniyet kurallarının elverdiği ölçüde izin sözleşmesinin geçerlilik
koşulu sayılmamaktadır. Medeni Kanunun sistematiği içinde herhangi bir hukuki
işlem veya karara gerek olmadan da evlatlık ilişkisinin kaldırılması olanaklı
görülmüştür. Geçerli bir evlat edinme sözleşmesi tarafların biribiriyle
EVLENMESİ veya bunlardan biri ile diğerinin boşanmış eşinin evlenmesi,
evlatlığın evlat edinene düzgün soy bağı ile bağlanması (Soyunun düzeltilmesi
ile) evlatlık ilişkisi kendiliğinden sona erer. (M.K.md.92 ve l2l) Evlatlığa
izin verme yetkisi her ne kadar l7ll sayılı yasa ile (HUMK.m.8) Sulh hakimine
vermiş isede, bu yetki yalnız izinle sınırlıdır. Sözleşmenin her ne sebeple
olursa olsun bozulmasında yetki eskiden olduğu gibi Asliye Mahkemesine
aittir. (Prof.Dr.Tekinay, SS.Türk Aile Hukuku l978 Sh.447; 2.H.D.29.3.l976
gün 2972-2679 Sk.ve kararlılık kazanan uygulamaları) Medeni Kanunun yukarıda
açıklanan hükümleriyle evlatlık ilişkisinin aynı yasanın 258.maddesiyle
öngörülen şekil koşullarına uyulmadan da bozulabileceğini kabul etmiş
bulunmasına göre bu düzenlemde kamu düzeninin varlığını kabule veya emir
edici hüküm olduğu şeklinde bir sonuca varmak mümkün görülmemektedir. Hal
böyle olunca maddedeki koşulların tarafların isteğine bağlı tamamlayıcı hukuk
kuralları olarak kabulünde zorunluluk vardır. Belirtildiği gibi taraflar
evlenme gibi fiili bir durum yaratarak herhangi bir koşula ve hükme gerek
kalmadan sözleşme hükümlerini ortadan kaldırabildiklerine ve bir işlem yasa
izin verdiğine göre bir aile hukuku sözleşmesi olan ancak yapılışında
bozulmasında emir edici özel hukuk kuralı bulunmayan hallerde borçlar
yasasının hükümlerine tabi olan ilişkinin hakim önünde iradelerin
birleştirilmesi sonucu kaldırılmasını engelleyen yasal bir kuralın
bulunmadığının kabulünde de fayda vardır. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun
95.maddesi uyarınca davayı kabul kesin bir hükümün sonuçlarını doğurur.
Tarafların iradesi sözleşmenin bozulması konusunda hakim önünde birleşmiş ve
bu kabulde yasal bir sakıncanın veya iradeyi bozan nedenlerin varlığı iddia
edilmediği gibi varlığıda söz konusu değil ise başkaca bir koşula gerek
kalmaksızın sözleşmenin bozulduğunun hüküm altına alınması gerekir. Zira
sözleşmenin bozulması için izin vermeye yetkili hakim isteği şekil eksikliği
yönünden red etmiştir. Sözleşmenin bozulmasının sakıncalı olduğu konusunda
bir görüş belirtmemiştir. Sözleşmenin noter yerine hakim önünde açıklanacak
karşılıklı iradelerle bozulmasını engelleyen yasal bir hükümden söz edilemez.
Yasa koyucu sözleşmenin hakim tarafından da bozulabileceğini ayrıca
düzenlemiştir. O halde tarfların birleşen iradeleri doğrultusunda sözleşmenin
bozulmasına karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemiş olması doğru
bulunmamıştır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, 22.2.l993
tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
BAŞKAN V. ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
Nedim Turhan Ş.D.Kabukçuoğlu Hakkı Dinç F.Kıbrıscıklı A.İhsan Özuğur
|