 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu
E. 1993/6-236
K. 1993/255
T. 18.10.1993
* BASKIYA DAYALI İKRAR
ÖZET : Başkaca inandırıcı ve kesin kanıt yokken, sanığın suçu işlediğine
ilişkin zora dayalı olduğunu iddia ettiği jandarmadaki ikrarına dayanılarak
mahkumiyetine karar verilemez.
(1412 s. CMUK. m. 135/a, 254/2)
Hırsızlık suçundan sanık Ahmet'in, TCK.nun 491/4; 2253 sayılı Yasanın 12/1-2;
TCK.nun 59; 647 sayılı Yasanın 4 ve 6. maddeleri uyarınca sonuçta 750.000
lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına, verilen cezanın ertelenmesine,
çalınan videonun değeri olan 1.600.000 liranın sanıktan alınıp katılana
verilmesine ilişkin, (Şavşat Asliye Ceza Mahkemesi)nce verilen 26.9.1991 gün
ve 1990/53-1991/94 sayılı hükmün o yer C. Savcısı tarafından temyizi üzerine
dosyayı inceleyen Yargıtay Altıncı Ceza Dairesi, 25.6.1992 gün ve 4349/5104
sayı ile;
Sanığın, atılı suçu işlediğine dair zora dayalı olduğunu beyan ettiği hazırlık
soruşturması sırasındaki ikrarı dışında kesin ve inandırıcı delil mevcut
olmadığı gözetilmeden yazılı şekilde hükümlülük kararı verilmesi"
isabetsizliğinden kararı bozmuştur.
Yerel Mahkeme ise, 17.9.1992 gün ve 75/106 sayı ile;
Sanık, zabıta ve C. Savcılığında yüklenen suçu işlediğini ikrar etmiş,
zabıtadaki beyanını saptayan Abdullah ve Cevdet de kendisine baskı
yapılmadığını söylemişlerdi.
Sanığın ikrarı; tanıklar Nihat'ın duruşmadaki, Ahmet'in Jandarmadaki
anlatımlarıyla doğrulandığına göre, yüklenen suçu işlediğinin kabulü gerekir"
biçimindeki açıklamalarla önceki hükümde direnmiştir.
Bu hüküm de sanık tarafından süresinde temyiz edildiğinden dosya, Yargıtay C.
Başsavcılığı'nın onama istekli 20.9.1993 gün ve 6/65146 sayılı
tebliğnamesiyle Birinci Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca
okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
İncelenen dosyaya göre;
Hırsızlık suçundan sanığın mahkumiyetine karar verilen olayda, Özel Daire ile
Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık sübuta ilişkindir.
Sanık, zabıtaca saptanan 6.9.1990 günlü ifadesinde, müştekiye ait videoyu
Ahmet ile birlikte çaldıklarını ve Ardahan'da bir taksiciye 200 bin liraya
sattıklarını beyan etmişse de, C. Savcılığında ve duruşmada bu beyanın zora
dayalı olduğunu iddia edip yüklenen suçu işlemediğini savunmuştur.
Suça konu video elde edilememiş ve direnme kararında belirtildiği gibi sanık
C. Savcılığında suçu ikrar etmemiştir.
Tanık Nihat'ın görgüye dayalı bilgisinin bulunmadığı belirlendiğine ve tanık
Ahmet'te C. Savcılığında ve duruşmada sanık olarak verdiği ifadesinin baskıya
dayalı olduğunu ileri sürdüğüne göre sanığın jandarmadaki ikrarının
doğrulandığı söylenemez.
Bu itibarla, yüklenen suçu işlediğine ilişkin zora dayalı olduğunu iddia
ettiği ikrarı dışında hakkında yeterli ve her türlü kuşkudan uzak inandırıcı
ve kesin delil bulunmayan sanığın aksi kanıtlanamayan savunmasına itibar
edilerek beraatine karar verilmesi gerekirken karar yerinde yazılı gerekçeyle
mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmediğinden direnme hükmünün
açıklanan bu nedenlerle bozulmasına karar verilmelidir.
* Çoğunluk görüşüne katılmayan Kurul Üyeleri; "Direnme kararının haklı
nedenlere dayandığını" belirterek onanması yönünde oy kullanmışlardır.
S o n u ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direnme hükmünün
isteme aykırı olarak (BOZULMASINA), 18.10.1993 günü oyçokluğuyla karar
verildi.
|