Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu

	E.	1993/6-192
	K.	1993/217
	T.	4.10.1993

*  BASKIYA DAYALI İKRAR 

ÖZET : Başkaca hiçbir yan kanıt yokken sanıkların kolluktaki baskıya dayalı
 ikrarları delil olarak kabul edilip mahkumiyetlerine karar verilemez.

[1412 s. CMUK. m. 135/a (3842 s. K.la Dğş.) 254/2]

Hırsızlık suçundan sanık Osman, Hüseyin ve Hacı Osman'ın; TCY.nın 493/1-son,
 522. maddesi uyarınca dokuzar yıl hapis cezasıyla cezalandırılmalarına
 ilişkin, (Gaziosmanpaşa İkinci Asliye Ceza Mahkemesi)nce 29.5.1992 gün ve
 235-382 sayı ile verilen kararın, sanıklar müdafileri ve C. Savcısı
 tarafından temyizi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay Altıncı Ceza
 Dairesi'nce, 28.9.1992 gün ve 6454-6053 sayı ile;

(Sanıkların zora dayalı olduğunu beyan ettikleri ikrarlarından öteye kanıt
 bulunmadığı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizliğinden
 bozulmuştur.

Yerel Mahkeme ise, 16.11.1992 gün ve 780-722 sayı ile; dosyadaki mevcut
 kanıtlara göre suçun sübuta erdiği görüşüyle önceki kararda direnmiştir.

Bu karar da, sanıklar müdafileri tarafından süresinde temyiz edildiğinden,
 dosya Yargıtay C. Başsavcılığı'nın "bozma" istekli 24.6.1993 gün ve 6/100316
 sayılı tebliğnamesiyle Birinci Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel
 Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:

İncelenen dosyaya göre; Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık,
 suçun sübuta erip ermediği hususundadır.

Dosyadaki kanıtlara bakıldığında; 29.1.1992 günü şikayetçi Cafer'e ait
 işyerinin, duvarı delinerek içeriye girilip, çelik kasa kırılmak suretiyle
 içinden 7.800 Mark, 1.200 Dolar ile çek ve senetleri çalınmıştır. Şikayetçi,
 30.1.1992 günü durumu öğrenir öğrenmez kolluğa başvuruda bulunmuş, kolluk
 yaptığı tüm çalışmalara rağmen olayın faillerini saptayamamış ve C.
 Savcılığına yazdığı 4.2.1992 günlü yazıda; "tüm aramalara rağmen suç
 faillerinin yakalanamadığını" bildirmiştir. Bilahare, 6.2.1992 gecesi saat
 02.00 sıralarında devriye görevi yapılırken, durumlarından kuşkulanılan
 sanıklar Hacı Osman ve Hüseyin yakalanmışlar, üzerlerinde yapılan aradama
 3500 Mark, 420 Dolar elde edilmiş, ellerindeki poşette de makas v.s.
 görülerek bunlara elkonulmuştur.

Olayın görgü tanığı bulunmamaktadır. Sanıklar kolluktaki ifadelerinde suçu
 işlediklerini ikrar etmişler. Bilahare, sulh hakimi tarafından yapılan
 sorgularında ve duruşmada suçu işlemediklerini savunarak, kolluktaki
 ikrarlarının baskıya dayalı olduğunu ileri sürmüşler, üzerlerinde yakalanan
 dövizin dükkan satışı nedeniyle ortağı Mustafa'dan aldığı 20.000.000 liranın
 dövize çevrilmesi sonucu sağlandığını belirtmişler ve bu savunmaları tanıklar
 Mustafa ile Abdullah tarafından da doğrulanmıştır.

Öte yandan, Adli Tıp Eyüp Şube Müdürlüğü'nün 25.2.1992 günlü raporlarında,
 sanıklarda eskiye dayalı, iyileşmeye yüz tutmuş ekimoz ve ödemler bulunduğu
 da açıklanmıştır.

Sanıkların üzerlerinde yakalanan dövizin, şikayetçinin dükkanından çalındığı
 saptanamamış, ellerindeki poşette yakalanan aletlerin de olayda kullanıldığı
 belirlenememiştir.

3842 sayılı Yasayla değişik CYUY.nın 135/a maddesinde; "ifade verenin ve
 sanığın beyanı özgür iradesine dayanmalıdır. Bunu engelleyici nitelikte kötü
 davranma, işkence, zorla ilaç verme, yorma, aldatma, bedensel cebir ve
 şiddette bulunma, bazı araçlar uygulama gibi iradeyi bozan bedeni veya ruhi
 müdahaleler yapılamaz.

Kanuna aykırı bir menfaat vaad edilemez.

Yukarıdaki, fıkralarda belirtilen yasak yöntemlerle elde edilen ifadeler rıza
 olsa dahi delil olarak değerlendirilemez" hükmü yer almakta, 254. maddenin 2.
 fıkrasında ise, "soruşturma ve kovuşturma organlarının hukuka aykırı şekilde
 elde ettikleri deliller hükme esas alınamaz" kuralına yer verilmektedir.

Bu düzenlemelere göre, yasak sorgu yöntemleriyle toplanan kanıtlara
 dayanılarak mahkumiyet hükmü kurulamayacağı açıktır.

İnceleme konusu olayda, sanıklar kolluktaki ikrarlarının baskıya dayalı
 olduğunu ileri sürmektedirler ve bu savunmaları Adli Tıp Eyüp Şube
 Müdürlüğü'nün raporları ile de doğrulanmaktadır. Kaldı ki, sanıkların suçu
 işlediklerine dair başkaca hiç bir yan kanıt ta elde edilememiştir.

Ceza Yargılamanın amacı hiç bir duraksamaya yer vermeyecek biçimde maddi
 gerçeğin ortaya çıkarılmasıdır. Halbuki, sanıkların yüklenen suçu
 işlediklerine dair herhangi kanıt elde edilememiştir. Bu itibarla suç sübuta
 ermemiştir. Direnme kararının bozulmasına karar verilmelidir. 

S o n u ç : Açıklanan nedenlerle, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu
 itibarla yerinde görüldüğünden direnme kararının istem gibi (BOZULMASINA),
 4.10.1993 günü oybirliğiyle karar verildi.


    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini

    Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini