 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.HUKUK DAİRESİ
ESAS: KARAR:
93/5968 93/6507
Özet:Kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları vasi hakları vasi yapamaz.
Temsilen hakkın kullanılmasında kanu yararı bulunan mallar bundan ayrıktır.
Mümeyiz olmayan mahsunlar vasileri aracılığı ile dahi evlat
edinemezler.
TEMEYİZ EDEN:Halil Başal
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli
mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp
düşünüldü.
Kısıtlılığına (Hacrine) karar verilmiş ve vesayet altına alınmış olan
Halil Başal'ın Berrin Başalı evlat edinmek üzere istekte bulunmuştur. İstegi
vasinin vekalet verdigi vekil yapmıştır.
Evlat edinmek isteyen Halil tam ehliyetsizdir. Ayırtım (temyiz) gücüne
sahip olmayanların eylem ve dava ehliyetleri yoktur. Hukuki işlemleri onlar
adına yasal temsilcileri yapar. Ancak temsilcinin kısıtlı adına yapacağı
hukuki işlemlerde bazı konularda kısıtlanmıştır. Yasal temsilci kısıtlı adına
bağışlama yapamaz, kefalhet altına giremez, vakıf kuramaz (M.K.m.392).
Bunların dışında kişiye sıkı sıkıya bağlı hakların kullanılmasında da temsil
olanağı bulunmamaktadır. Ancak zorunlu durumlarda kişiye göreli (nisbi)
olarak sıkı sıkıya bağlı haklarda ayırdım güçsüzlüğü içinde bulunan kişinin
temsil yolu ile korunmaları, çıkarlarının, genellik ve eşitlik ilkesi gereği
olabilir. Karısı zina yapan kısıtlının temsilci aracılığı ile boşanma davası
açmasına olanak sağlanması kamu düzenin korunması, kişinin onurlu yaşama
hürriyetini kullanmasının sağlanması için gereklidir. Görüldüğü gibi kişiye
sıkı sıkıya bağlı hakların temsilen kullanılması için hem kısıtlının ve hemde
kamunun yararının ön planda bulunması, bu yetkinin tanınmamasıyla kamu
düzenin olumsuz yönde ve etkin biçimde zedelenmesi kişinin şerefi,
saygınlığı, toplum içindeki tüm manevi değerlerden oluşan onurunun korunmasız
kalması sonucunu doğurur.
Evlat edinme isteminde, belirtilen kişisel onurun giderilmesi, kamuyu
rahatsız eden olumsuzlukların kaldırılması gibi doğrudan el atılması gereken
bir olgunun varlığından söz edilemez. Medeni Kanunun 406. maddesiyle
öngörülen durum, ayırtım gücüne sahip kısıtlıları amaçlamaktadır. Evlat
edinme de kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardandır. (M.K.l6 ve 253. maddeleri
uyarınca) Bu hakkın hak sahibi dışında kullanılması olanaksızdır. Yukarıda
açıklanan zorunlu durumların bulunmaması nedeniyle, bu hakkın temsil yolu ile
kullanılması da mümkün değildir. Evlat edinenle evlatlık arasında düzgün soy
bağını yapay olarak düzenlemek çocuğu olmayan kişilere bu yolla evlat
özlemini giderme, diğer yönden kimsesiz veya bakımsız çocukları bir aile
ortamı içinde şefkatle, sevgiyle büyütüp yetiştirmek, onları topluma
kazandırma olayıdır. Ailede (aşırı derecede zeka geriliği) derecesinde geri
zekalı olan kişinin evlat özlemi içinde olması evlat edindigi kişiyi
belirtilen amaçlar doğruldusunda yetiştirmesi düşünülemez. Böyle bir istekte
müessesenin gerçek amacının bulunabileceğinden de söz edilemez. O halde bu
ilişkinin mutlaka kurulmasını gerektiren kişisel ve kamusal bir yararın
varlığı iddia edilemiyeceğine göre, kişisel hakkın temsil yolu ile dahi
kullanılması mümkün değildir.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen ve hükmün gerekçesinde açıklanan nedenlerle
usul ve yasa hükümlerine uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı
onama harcının temyiz edene yükletilmesine, temyiz peşin harcının mahsubuna
oybirliğiyle 24.6.l993 tarihinde karar verildi.
BAŞKAN ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
Tahir Alp Nedim Turhan Ş.D.Kabukçuoğlu F.Kıbrıscıklı Özcan Aksoy
|