 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
Onsekizinci Hukuk Dairesi
E. 1993/5771
K. 1993/7402
T. 7.6.1993
* KAT İRTİFAKI SÖZLEŞMESİ
* ÜSTLENİLEN BORCUN YERİNE GETİRİLMEMESİ
* PAYIN DEVRİ
ÖZET : Kat Mülkiyeti Kanununun 26. maddesi 2. fıkrası hükmüne dayanılarak kat
irtifakı tesis edilmiş olan arsa üzerinde davalının kat irtifakı sözleşmesi
uyarınca üzerine düşen borcu yerine getirmemiş olması nedeniyle payın devri
istenilmektedir. Kat irtifakı taraflar arasında düzenlenmiş bir sözleşmeye
göre tesis edilmemiş olduğu için Kat Mülkiyeti Kanununun 26. maddesinin
uygulama olanağı yoktur. Davacı kat irtifakının paydaşların iştirakiyle bina
yapılmak üzere davalının katkısı şart koşularak kurulduğunu iddia ettiği
takdirde bunu elverişli delillerle kanıtlamak durumundadır. Bu husus
kanıtlanmadıkça yukarıda açıklandığı üzere payların devri de sözkonusu
olamaz.
(634 s. KMK. m. 26)
Dava dilekçesinde Kat Mülkiyeti Kanununun 26. maddesi gereğince tescil
istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı
vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün
kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davada, Kat Mülkiyeti Kanununun 26. maddesi 2. fıkrası hükmüne dayanılarak,
kat irtifakı tesis edilmiş olan arsa üzerinde davalının kat irtifakı
sözleşmesi uyarınca üzerine düşen borcu yerine getirmemiş olması nedeniyle
payın devri istenilmektedir.
1- Dosya içeriğinden anlaşıldığına göre arsanın tamamı tapuda davacı adına
kayıtlı iken düzenlenen projesine uygun olarak 20.3.1990 tarihinde 15
bağımsız bölümü içeren kat irtifakı bağımsız bölümlerin tamamı davacı arsa
sahibine ait olmak üzere tesis edilmiş, 27.3.1990 tarihinde de bu kat
irtifakı tesis edilen arsanın üzerinde inşa edilecek binanın 3 nolu bağımsız
bölümü davalıya, davacı tarafından tapuda satış gösterilerek ve ikimilyon TL.
olarak belirlenen bedelinin davacı satıcıya nakden ve peşinen ödendiği akit
tablosunda açıklanarak devredilmiştir.
Tarif edilen bu durum karşısında, Kat irtifakı taraflar arasında düzenlenmiş
bir sözleşmeye göre tesis edilmemiş olduğu için Kat Mülkiyeti Kanununun 26.
maddesinin uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Gerçekten, bu madde hükmü, kat
irtifakının tesisi anında veya ondan önce, yada sonra, arsa üzerinde ileride
kat mülkiyetine çevrilmek üzere yapılacak yapının ne suretle inşa edileceğini
tarafların buna ne şekilde katkıda bulunacaklarını, ödeme usul, şekil ve
miktarını belirleyen bir sözleşmenin varlığını öngörür. Ancak o zaman, kat
irtifakı sahiplerinin kendine düşen borçları yerine getirip getirmediği
saptanabilecek ve ona göre arsa payının devrinin söz konusu olup olmayacağına
karar verilebilecektir. Davacı kat irtifakının, paydaşların iştirakiyle bina
yapılmak üzere davalının katkısı şart koşularak kurulduğunu iddia ettiği
takdirde bunu elverişli delillerle kanıtlamak durumundadır. Bu husus
kanıtlanmadıkça yukarıda açıklandığı üzere payların devri de söz konusu
olamaz.
Mahkemece tarafların muvafakatı ile bu konuda dinlenen şahit beyanlarına
dayanılarak böyle bir sözleşmenin varlığı kabul edilmiş ise ifadelerine
itibar edildiği anlaşılan davacı şahitlerinin beyanları böyle bir sözleşmenin
varlığını kanıtlıyacak nitelikte olmayıp, binanın dava konusu edilen
bölümünün tamamlanması için bilirkişinin öngördüğü bedel ile satın alma
(şahit beyanlarına göre) bedeli arasındaki uyum, inşaat bedelinin davalı
tarafından taahhüt edilmiş olduğunu doğrulamamaktadır. Bu husus benzer bir
itilafa ilişkin, aynı mahkemenin 1991/76 esas sayılı dosyasında 2 nolu dükkan
için yapılan yazılı sözleşmede öngörülen 22.500.000 TL. bedel ile de
doğrulanmaktadır.
2- Kabul şekline göre de; davacı arsanın tamamını kapsar biçimde hazırlanan ve
ona göre kat irtifakı tesis edilen projenin ancak bir bölümünü uygulamaya
koyarak inşaata başlamış olduğuna göre kendi edimini de yerine getirmeye
başlamadan davalının borcunu yerine getirmesini isteyemeyeceği dikkate
alınmamış ve ayrıca uygulanacak yasa hükümleri dikkate alınarak davacının
aynı hukuki sebebe dayalı ve aynı taşınmazla ilgili olarak açtığı mahkemenin
1991/76 esasında kayıtlı dava dosyası ile olan birleştirme isteminin reddinde
de isabet görülmemiştir.
Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde
hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan
kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), temyiz peşin
harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 7.6.1993 gününde oybirliğiyle
karar verildi.
|