 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Esas Karar
93/5711 93/6344
Özet: Vasinin şahsına itiraz Asliye Hakimince duruşma açılarak
incelenmelidir.
Temyiz eden:Davacı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli
mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp
düşünüldü:
Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 73.maddesi, kanunun gösterdiği
istisnalar dışında hakimin iki tarafı dinlemeden yahut iddia ve müdafalarını
beyan etmeleri için kanuni şekillere tevfikan davet etmedikçe hüküm
verilemiyeceği kuralını getirmiştir. Dava vasinin şahsına itiraz
niteliğindedir. Bu konuda yasada evrak üzerinde karar verilebileceğini
öngören bir hükümde yoktur. O halde mahkemece yapılacak iş, duruşma açmak,
tarafların delillerini toplamak ve hasıl olacak sonuca göre bir karar
vermekten ibarettir. Bu yön gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde
hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma
sebebine görede diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına temyiz peşin
harcın yatırana geri verilmesine oyçokluğuyla karar verildi.21.6.l993
Başkan Üye Üye Üye Üye
T.Alp N.Turhan H.Dinç Ö.Aksoy A.İ.Özuğur
(Muhalif)
MUHALEFET ŞERHİ
Davacı dava dilekçesiyle ileri yaşlılığı nedeniyle kandırılmaya müşait
olan büyük annesinin kısıtlanmasını kendisinin vasi atanmasını istemiştir.
Kısıtlı adıyanın oğlu Selahettin ise 55 yıldır annesine bakıp gözettiğini
kendisinin vasi olması gerektiğini bildirerek davaya katılmıştır.
Sulh hakimi vasi adaylarını dinlemiş, kısıtlı adayını Devlet
Hastanesine yollamış kısıtlanması gerektiği hakkında sağlık kurulu
raporu almış, adayların delillerini toplamış ve edindiği kanaate uyğun olarak
Firdevsi kısıtlılık altına almış ve Medeni Kanunun 365. maddesine uygun
olarak engeli bulunmayan erkek evladını vasi olarak atamıştır.
Bu atamaya diğer aday itiraz etmiştir, Bu itiraz kısıtlılık altına alınmaya
ilişkin olmayıp vasinin kısıtlılığına yöneliktir.
Sulh mahkemesi itirazı incelemiş, itirazın yersizliğini belirleyerek
red etmiştir.Gerekçesini karar şeklinde yazığı raporla Asliye mahkemesine
sunmuştur. Asliye Mahkemesi dosya üzerinde inceleme yaparak hüküm kurmuştur.
Burada çözümlenmesi gereken husus Asliye mahkemesinin itirazı dosya üzerinden
inceleme yaparak karara bağlayıp bağlayamayacağına ilişkindir. Yasal
düzenlemeye göre Sulh hakimi itirazı kabul etmediği takdirde bir karar
verilmek üzere dosyayı bir raporla birlikte Asliye mahkemesine gönderir
şeklindedir. (M.K.372.mad). O halde Asliye Mahkemesinin incelemesi Sulh
mahkemesinin raporuyla sınırlı olacaktır. (Velidedeoğlu H.V. Aile Hukuku l965
sh.511.Tekin Ay. Aile Hukuku 6.bası l986 Sh.658-Fevzioğlu, F-N-Aile hukuku
l986 sh.653) Fevzioğlu, itiraz ve itizar üzerine Asliye Mahkemesinden
verilen kararında kesin olduğu görüşündedir. Bu görüş tartışılabilmekle
beraber değer verilmesi gereken bir düşüncedir.
Yasa, Asliye Hakimine, Sulh mahkemesince düzenlenen raporu inceleyerek
karar verme yetkisi vermiş ve bu kararı yanlız vasiye ve Sulh mahkemesine
tebliğ etme yükümlülüğü koymuştur.Kararın itiraz eden ilgiliye tebliğinde
gerek görmemiştir.Bu itibarla yasa koyucu bu karara karşı ikinci bir itiraz
yolunu kapatmıştır. Sayın Fevzioğlunun hükmün kesinliğine ilişkin görüşü bu
nedenle isabetlidir. Bunun dışında, sulh hakimi tarafların tüm iddia ve
savunmaları doğrultusunda gerekli incelemeyi yapmıştır. Aynı işlemlerin
Asliye mahkemesinde tekrarlanmasında dava ekonomisi ilkesi yönünden bir
yararda yoktur.
Olayın Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 73. maddesi yönünden
incelenmesi Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 73. maddesi çekişmeli yargıyı
ilğilendiren bir düzenlemedir. Çekişmesiz yargı bu düzenlemenin dışındadır.
(Kuru,Baki,Nizasız kaza l96l sh.82 eserinde aynı görüşü paylaşmaktadır).
Dolayısıyla yasalar da belirtilen ayrıcalı durum bu olay için mevcuttur.
Kaldıki çekişme veraset makamı olan Sulh mahkemesi ile itirazcı arasındadır.
Vasi ile ona itiraz eden arasında bir çekişme değildir.
Zira vasi ile itirazcı arasındaki çekişme sulh Mahkemesinin
düzenlediği raporla sona ermiştir. Asliye Hakiminin incelemesi Sulh hakiminin
raporuyla sınırlıdır. İncelemenin konusu ise sulh hakiminin raporuyla
sınırlıdır. İncelemenin konusu ise Sulh Hakimliğinin red kararının doğru olup
olmadığıdır. Bu itibarla Asliye Hakiminin dosya üzerinden karar vermesini
engelleyen yasal bir hüküm bulunmadığı gibi incelemenin duruşmalı olarak
yapılması gerektiğini gösteren açık bir hüküm de yoktur. Mahkemenin duruşma
yapmaya zorlanmasına katılmıyorum. Öncelikle kararın kesin olup olmadığının
tartışılması ondan sonra gerekiyorsa işin esasının incelenmesi gerektiğini
düşünüyorum.
Üye
Nedim Turhan
|